Arşiv Anasayfa Kadınca
Sayfalar: 1
Verin Misketlerimi, Oynamıyorum! By: Mavi_Kiyamet Date: May 18, 2010, 05:37:18 PM
Bu durumda insanlar da ikiye ayrılmalı! Kaçanlar ve kovalayanlar! Peki, benim gibi kaçmak ya da kovalamak istemeyenler ne yapsın?

Anneler Günü sebebiyle, annemi alıp Ortaköy’e gittim. Denize karşı bir yerde oturup, keyifli bir kahve içelim istedim. Şöyle ana-kız baş başa muhabbet edelim. Zaten günlerden Pazar, tüm dert ve tasayı Boğaz’ın sularına atacağım. Keyfim yerinde!

Hep söylüyorum, bende aşk mıknatısı var. Nereye gitsem, bir şekilde ilişkilerin veya sevdanın orta yerine düşüyorum. Yan masada iki bayan oturuyor. Malumunuz, daha çok müşteri sığdırabilmek için, masaları dip dibe koyuyorlar. Onlar da haklı ancak bu durumda özel sohbet etmek mümkün olmuyor.

Neyse, o iki bayanın aralarındaki konuşmaya istemeden kulak misafiri oldum. Yine bir gönül işi elbette! Sarışın olan, esmer olana öğüt veriyor: “Sana kaçan kovalanır diyorum. Dinlemiyorsun! Çek kendini biraz, bak nasıl peşinden koşacak göreceksin!” Buna benzeyen pek çok cümle kurdu sarışın bayan. Esmer olan, başını sallayarak onaylıyordu.

Dönüp konuya girmek istedim. Tuttum tabii kendimi! “Sana ne be kadın!” deseler, ne cevap veririm? İçimden söyleniyorum ama, kim bulduysa şu kovalama ve kaçma oyununu diye..

Kadın ve erkek, hepimizin aklına sokmuşlar bu yargıyı, böyle öğrenmişiz. Hiç önünü, arkasını düşünmeden uyguluyoruz. Bazen işe de yarıyor üstelik! Daha da acı yani!

Benim kafamı kurcalayan ise şu: Biz kaçtık, onlar kovaladı, ya sonra? Yakalandık! Peki, yakalandıktan sonra?

Bir şeyin peşine düşmek için, onda değerli olduğunu düşündüğün de bir nokta olmalı. Onca kovalamanın ardından, kovalanmaya değecek bir durum olmadığı ortaya çıkarsa, o zaman ne yapacağız? Merak uyandırdık! İstediğimiz şahıs da, bizde neyin çok özel ve paha biçilemez olduğunu anlayamadı, peşimizden koştu. Elbette bir yerde yakalanacağız, amaç o zaten, değil mi? Eh, yakalandık da gönüllü olarak. Sonra? Sonra, o kovalayan aslında kovalamanın ne kadar gereksiz olduğunu fark edecek, bu sefer o kaçmaya başlayacak. İşte o an itibariyle, bir türlü neden peşimizi bıraktığını anlayamadığımız kovalayanımızın kovalayanı olacağız. Al sana ilişki karmaşası!

Bu oyunlara girmesek, daha güzel olmaz mı? Tüm sadeliğimiz ve özgüvenimizle, olduğumuz gibi çıksak ortaya; bizi biz olduğumuz için seven ve beğenen insanlarla daha sağlıklı ve keyifli bir ilişki yürütmeyi denesek? Sonucu sadece ruhumuzu ve aklımızı karıştıran onlarca kovalamaca oyunu yerine, sakin olup, doğru zamanı ve insanı bekleyerek, lezzetli bir aşka el uzatsak, daha başarılı bir iş olmaz mı? Sizi bilmem ama ben bu kaçma-kovalama oyunundan çok önce vazgeçtim. Aldım misketlerimi, verdim misketlerini, küstüm, oynamıyorum!

Candan Ünal

SiteMap - İmode - Wap2