Arşiv Anasayfa Güncel Sorunlar & Hayat
Sayfalar: 1
Sawarovski Taşlı Kolye By: By.TuRuT Date: February 17, 2010, 12:43:07 AM
Yürek yorgun, yıkık
Enkaz hâlinde tüm benlik.
Bir deprem, ama ne deprem,
Yorgun akan sulara karışmış.

Kapıyı açıyorum usulca
Bir zamanlar evim.
Kalan üç beş parça eşya,
Toplanmaya hazır...

Kadın bir zamanlar evim dediği yerin kapısını usulca açarak içeri girdi. Daha şimdiden her şey yabancı gelmişti. Bir aydır bu eve adım atmamıştı. Şimdi ise geliş sebebi eşyalarını toplamak içindi. Toplayıp bir daha ardına bakmadan gitmek...

Öncelikle hiçbir şey anlamadı kadın. Sanki eski düzen devam ediyor, sadece başka bir eve taşınıyor gibi eşyalarını topluyordu.
Eşyalar toplandıkça, kadının beyninde bir şeyler gerçeğe dönüşüyordu. Her şey o kadar ani olmuştu ki… Yolunda gidiyor dediği evliliği son iki hafta içerisinde kendinin de anlam veremediği bir şekilde kısa sür içinde noktalanmıştı.

Direnmemişti kadın. Eşinin ayrılık talebine. Hele ki “çocuklar da senin olsun” dedikten sonra hemen kabul etmiş, sürtüşme olmadan, adamın tüm şartlarına boyun eğmişti.

Nasıl olsa en büyük zenginlik ondaydı. Çocukları... En değerli olanları vermişti zaten ona.

Kimsenin haberi yoktu ayrıldıklarından. Arkadaşlarının, komşularının, dostlarının… Eşi istememişti herkesin bilmesini. Oysa neden saklansın istiyordu ki? Anlamamıştı kadın, sadece saygı duymuştu.

Eşyalarını toparlarken robot gibi duygusuzdu. Ne vitrin içindeki el yapımı parfüm şişelerini ne de mutfak araç gereçlerini toplarken bir şeyler hissetmişti. Güçlüydü. Kendinden emindi. Ya da kendine öyle geliyordu. Ta ki yatak odasına geçip çeyizinden arta kalan üç beş parça eşyaya elini uzatana kadar… İşte orada kadın birdenbire ağlamaya başlamıştı.

- Geldiğin gibi gidiyorsun, dedi içinden. Yalnız bir farkla: yanında iki çocukla…

Toparladı kendini hemen. Detaylar kalmıştı sadece: Toplanmayan özel eşyaları…

Takılarını koyduğu kutuya uzandı. Oradaydı en sevdiği kolye. Sawarovski taşlı kolyesi… Eşi bir yurt dışı gezisinde almıştı.
Ve ilk defa kendisine bir hediye getirmişti. Kendince anlamı olan… Getirdiği günden beri kolyeye ayrı bir değer vermiş, takmaya kıyamamıştı. Onu öyle bir gün ve zamanda takmalıydı ki, onun için anlamı olan bir an olmalıydı. Ara ara kolyeyi çıkarır küçük bir mutluluk hisseder ve severdi. Takmadığı için eşi onu suçlamıştı ''beğenmedin'' diyerek. Her zaman ki gibi azarlamıştı onu. Oysa kadın için, sawaroski taşlı kolye o kadar çok anlam taşıyordu ki... Adama anlatmaya çalışsa da adam anlamak istememişti. Nedenini belki o da bilmiyordu ama bu kolye nedense onun için çok anlam ifade ediyordu. Ve özeldi. Kelimelere dökemiyordu sadece...

Elini kolyeye uzattı. Karar almıştı. Onu daha çabuk unutabilmesi için, hayatında eski eşiyle ilgili hiçbir şey olmamalıydı. Kolyeyi aldı, son kez baktı. Gözyaşları sessizce süzülüyordu. Gömme dolaba doğru uzandı. Eşinin özel eşyalarını koyduğu rafa baktı.

Son kez kolyeyi duyumsamak istedi. Avuçlarında sıkıca tuttu. Vedalaştı belki, kolyesiyle son defa. Takmak istedi bir daha çıkarmamacasına. İşte o anda koptu kadın. Usul usul inen gözyaşları hıçkırığa dönüştü. Kolyeyi dolabın rafına bırakırken sanki tüm benliğini, ruhunu da bırakıyordu. O bu kolyeyi gerçekten sevmişti. “Neden?” diye sordu kendi kendine. “Bize bunları neden yapıyorsun? Niçin bu kadar kötüsün?” İstenen sadece çocuklarla beraber bir fedakârlıktı. Ama adam fedakârlığı yapmak yerine hepsini terk etmeyi tercih etmişti.

Ve kadın, Sawarovs ki taşlı kolyesinin de onları istemediğini anlamıştı. Kolyenin ona ait olmadığını biliyordu. Kendine ait olmayan bir eşyayı yanında götürmek istese de, o istemedikten sonra asla kendisinin olamayacaktı. Bunu biliyordu.

Bir zamanlar evim dediği yere son defa yabancı gözlerle baktı. Kapıdan çıkarken sessizce ''hoşça kal'' dedi. Gözyaşları akmaya devam ederken, arkasına bir daha dönüp bakmadan hızlı adımlarla durağa doğru ilerledi...

Kalp yorgun, yürek yıkık, kırgın.
Bir zamanlar evim....

Gül Deniz Yersiz

SiteMap - İmode - Wap2