Arşiv Anasayfa Güncel Sorunlar & Hayat
Sayfalar: 1
Mevsimlik Işçiler By: By.TuRuT Date: February 14, 2010, 07:05:35 PM
Sayılarının 1,5 - 2 milyon civarında olduğu sanılan mevsimlik işçilerimiz çok kötü şartlar altında çalışmakta ve oldukça düşük ücret almaktadırlar. Günde 12 saat gibi oldukça uzun çalışan ve bunun karşılığında sadece 15-20 TL arası ücret alan işçilerimizin ayrıca hiç bir sosyal güvecesi de bulunmamaktadır.

Sosyal Güvenlik Raporuna göre Türkiy’de en yoksul grup Mevsimlik İşçiler olarak geçmektedir. Yaklaşık 3 milyon mevsimlik tarım işçisi bulunmakta ama bu işçilerimizin haklarını koruyan hiç bir yasal düzenleme ne acıdır ki bulunmamaktadır. Ve hepsi de kayıt dışıdır. Kayıtlı oldukları tek yer işçi simsarlarının kayıt defteridir.

Çalıştıkları yerlerde oldukça sağlıksız şartlar altında barakalarda ya da çadırlarda yaşamak zorunda bırakılmışlardır ve bu alanlar genellikle gittikleri şehirlerin oturma alanlarının çok uzaklarındadır ki bu da bir çok şeye anında ulaşabilme durumunu da ortadan kaldırmaktadır. Örneğin birileri hastalansa kilometrelerce yol katetmek zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca istedikleri hastaneye gitmiş olsalar bile sağlık güvenceleri olmadığından ne acıdır ki gerekli bakım yapılamamaktadır. Yeni yasa tasarısına göre sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için 30 günlük sigorta veya pirim ödeme zorunluluğu vardır ki büyük toprak sahipleri buna sıcak bakmamakta ayrıca işçilerin bunu kendi imkanları ile ödemeleri mümkün olmadığı için de sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadırlar.

Yaşamış oldukları baraka ya da çadırlarda oldukça kalabalık gruplar ya da aileler olarak yaşamaktalar. Örneğin bir çadırda 5 ila 10 kişi kalmak zorundalar. Tuvaletleri çadırların yakınlarında boş alanda etrafı çevrili alanlar olup banyo sorunlarını da leğenlerin içinde ya da yine etrafı çevrili boş alanlarda tamamen hijyenden yoksun yapmak zorunda kaldıkları için bundan dolayı oldukça ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

Pamuk toplama işçiliğinde neden çocukları tercih ettiklerini biliyormuydunuz? Parmaklarının küçüklüğünden dolayı kozadan pamuk toplamaları daha kolay olduğundanmış. Ne üzücü bir durum. Kadınlarımızın durumları da hiç iç açıcı değil malesef. Mevsimlik işçilikte en fazla eziyet çekenler ne acıdır ki yine kadınlar ve çocuklar oluyor.

Mevsimlik işçilerimiz Ege’de ’dayıbaşı’, Çukurova’da ’elçi’ denilen işçi simsarları tarafından büyük toprak sahiplerine pazarlanmakta ki bu işçi simsarları bunun karşılığında hem toprak sahiplerinden para almakta hem de pazarladıkları işçilerden almakta. İşçilerden adam başı yaklaşık 2 TL alıyorlar.

İlginç olan diğer bir husus ise mevsimlik işçiler ile ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin almış olduğu bir karardır. Bu karara göre ’ mevsimlik işçi statüsünde çalışanlar yıllık ücretli izinden yararlanamıyacaktır’. Burda benim anlamadığım hem bu işçilerimizi yok sayacaksın hem de haklarında yasal kararlar alacaksın. Bu ne biçim bir çelişkidir anlaşılır gibi değil !

Özellikle fındık toplayıcılarında son yıllarda yaşanan zorunlu göç olaylarından dolayı Güney Doğu’lu ve Doğu’lu Kürt vatandaşlarımız tercih edilmekte ama ne gariptir ki toprak sahipleri ve yöre insanları tarafından bu vatandaşlarımıza pek de hoş davranışlarda bulunmadıklarını görmekteyiz. Örneğin Ordu Valisi fındık toplamak için gelen işçileri kente sokmuyor ve kent dışınında tarlarada yaşamaya mahkum ediyor. İşverenler ise ’ işçiler haddini bilsin, bizlerle içli dışlı olmasın, şehrin belirli yerlerine girmesin ve çok da para istemesinler ’ gibi garip şartlar öne sürebiliyorlar. Ve sürekli kendilerinden farklı olduklarını söyleyip ötekileştirme çabası içerisine girmekteler yani bir nevi ayrımcılık yapmaktalar ki bunu bazen çok daha ileri boyutlara götürmekteler, örneğin linç olayı.Yine bu valiliğin almış olduğu diğer bir ilginç karar da bu işçilere ’vize’ uygulaması. Bu işçilerimiz kente gelmeden gelececeği illerin valileriyle görüşüp ona göre gelme izni alıyorlar yani bir tür vize alma durumu ortaya çıkmış oluyor. Bu işçilerimiz Kürt’lerin yoğun yaşadığı illerden geldikleri için ne acıdır ki potansiyel ’ terörist ’ muamelesi görmekteler ve Ordu’ya girerken en az 15 kez kimlik kontrolünden geçtiklerini söylemekteler.


Umarım bu işçilerimiz kısa zamanda gerekli sosyal güveceye, sağlıklı barınma yerlerine, gerekli sağlık pimlerinin gerekli merciler tarafından ödenmesine, güvenli yolculuk için önlemler alınmasına, uluslar arası sözleşmeler göz önünde bulundurularak gerekli sözleşmelere ve denetimlere bir an önce kavuşurlar. Ve tabi en önemlisi de Kürt kökenli işçilerimizi ötekileştirmeden, ayrımcılık yapmadan, aşağılamadan, kimliklerini toplayıp aşırı takibe almadan ve olası linç ve saldırı girişimlerinin önüne geçerek yapanların hakkında yasal işlemler uygulanması yoluna gidilmelidir.

Daha insanca bir yaşam dileği ile...


Sevgilerimle...



SiteMap - İmode - Wap2