Arşiv Anasayfa Merak Edilen Konular
Sayfalar: 1
Ehli Kitap Nedir By: AkoXenSeM Date: January 27, 2010, 10:27:30 PM
Ehli Kitap Nedir - Kimdir





Yahudi Hıristiyan gibi semavi din mensuplarına "Ehl-i Kitap" denir. Kur`an-ı Kerim`de ehl-i kitaptan çokça bahisler vardır. Ehl-i Kitap Peygamberimizi kabul etmediklerinden kafir sayılmakla beraber "Allah`ı inkar eden" anlamında kafir değillerdir. Kur`an-ı Kerim ehl-i Kitaba bazı konularda kafirlere nispetle ayrıcalık tanır. Mesela onlardan kız almak caizdir ve kestiklerini yemek helaldir (Maide suresi 5) Onlara tanınan bu ayrıcalık ehl-i küfre nispetle imana daha yakın olmalarındandır.


Kur`an onlara şöyle seslenir:

"Ey ehl-i Kitab ! Bizimle sizin aranızdaki müşterek bir kelimeye gelin ! Ancak Allah`a ibadet edelim. Hiç bir şeyi O`na ortak koşmayalım. Allah`ı bırakıp bazınız bazısını Rab edinmesin." (Al-i İmran suresi 64)

Yani birbirimizi Rab Mevla Hakim-i mutlak tanımayalım. Bütün hareketlerimizi Hakk`ın emriyle ve Allah`ın rızasıyla ölçelim... Hepimiz Allah`a kul olalım. Kendimizi ancak O`na mahkum bilelim. Birbirimize de ancak bu kural çerçevesinde tabi ve bağlı olalım. (1)

Kur`an ehl-i Kitabın kendi alim ve ruhbanlarını Rab edindiklerini bildirir. (Tevbe suresi 31) Hıristiyanlıktan İslam`a geçen Adiy b. Hatem "Ya Resulullah biz onları Rab edinmiyorduk" deyince Resulullah şu açıklamayı yapar: "Onlar Allah`ın helal kıldığını haram haram kıldığını helal yapıyor siz de onlara uyuyordunuz. İşte bu onları Rab edinmektir." (2) Yoksa herhangi birini Rab edinmek için illa ona "Rab" namını vermek şart değildir. (3)

Şu ayet ehl-i kitapla mücadelede izlenecek yolu ifade eder:

"Onlardan zalim olanlar dışında ehl-i kitapla en güzel bir şekilde mücadele edin. Ve şöyle deyin: Biz hem bize indirilene hem de size indirilene iman ettik. Bizim de sizin de İlahımız birdir. Ve biz yalnız O`na teslim olmuş kimseleriz." (Ankebut suresi 46)

Bu ayette ehl-i kitap iki kısımda mütaala edilmektedir:

1-Zalim olanlar.
2-İnsaflı olanlar.

İnsaflı olanlarla en güzel bir şekilde mücadele yapılması emredilir. Bu tarz yaklaşım onları İslam`a çekecek İslam`a girmekte zorlanmayacaklardır. Çünkü İslam`a girdikleri zaman Hz. Musa`yı Hz. İsa`yı reddetmeleri gerekmiyor... Böylece son peygamberin dinine uyacaklar ve tahrif edilmiş bir dinin mensubu olmaktan kurtulacaklardır.

Kur`an-ı Kerim hristiyanların yahudilere nisbetle İslam`a daha yakın olduğunu bildirir:

"Yahudi ve müşrikleri mü`minlere en çok düşmanlık yapan kimseler olarak bulacaksın. ‘Biz hristiyanız’ diyenleri de mü`minlere sevgide en yakın kişiler olarak bulacaksın. Çünkü onların içinde bilgin keşişler ve ruhbanlar var ve bir de onlar büyüklenmezler." (Maide suresi 82)

Tarih üstteki ayetin bir ispatıdır. Yahudilerden İslam`a girenler parmakla gösterilecek kadar azdır. Fakat Hıristiyanlardan pek çok kimse araştırmaları neticesinde İslam`ı seçmişlerdir. Bugün Avrupa`da Hıristiyan asıllı Müslümanların sayısı yüz binleri geçmektedir. Yine Avrupa`da pek çok kilise cami haline getirilmiş ve bunlar İslami faaliyet merkezleri olarak hizmet vermektedirler.

Hıristiyan ülkelerde İslami faaliyetlerin güzel neticeleri gözle görülen bir realite olduğu gibi bu ülkelerin idarecilerinin İslam aleyhinde tutumları da yine bir realitedir.

İnsaflı ehl-i Kitapla en güzel bir mücadeleyi emreden Cenab-ı Hak şu ayetle de onların zalim kısmıyla ilgili hükmü bildirir:

"Ehl-i Kitaptan Allah`a ve ahiret gününe inanmayan Allah ve Rasulünün haram kıldıklarını haram kabul etmeyen ve Hak dini din olarak seçmeyenlerle onlar zelil vaziyette kendi elleriyle ‘cizye’ verinceye kadar savaşın." (Tevbe suresi 29)


Ayette sayılan özellikler “Bütün ehl-i kitabı içine alır mı yoksa almaz mı ?” meselesi zaman zaman tartışma konusu olmaktadır." (4) Ayetin " ehl-i Kitabın hepsiyle onlar cizye verinceye kadar savaşın" demeyip "ehl-i kitaptan şu özellikte olanlarla savaşın." demesi herhalde gözden uzak tutulmamallıdır. (5) Resulüllah’ın uygulaması da bu tarzda olmuştur. Hz. Peygamber İslam`ın Mekke döneminde bazı Müslümanları Hıristiyan bir ülke olan Habeşistan`a göndermiş orada rahat edeceklerini söylemiştir. Medine döneminde ise hem Yahudi hem de Hıristiyanlarla diyaloğa girmiş onlara Allah`ın dinini anlatmış kendilerini iknaya çalışmıştır. Bunun neticesinde ehl-i Kitaptan İslam`a girenler olmuştur.

Kur`an`ın belirttiği gibi "...ehl-i Kitabın hepsi bir değildir" (Al-i İmran suresi 113). Onların hepsini aynı kategoride görmek Kur`ani ve tarihi realiteye muhaliftir.

"Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden kim onları dost edinirse o da onlardandır. Allah zalim topluluğa hidayet etmez" (Maide suresi 51)

ayeti onlarla diyaloga ve beşeri ilişkilere mani değildir. Nitekim ehl-i Kitaptan kız almak Kur`an`ın hükmüyle sabit bir vakıadır (Maide suresi5). Hamdi Yazır üstteki ayetle ilgili şöyle der: Müminler Yahudi ve Hıristiyanlara iyilik etmekten dostluk yapmaktan onlara idareci olmaktan men edilmemiş onları veli ittihaz eylemekten yardaklık etmekten nehiy edilmişlerdir. Çünkü onlar müminlere yar olmazlar. (6)

Meseleyi şu şekilde özetlemek mümkündür:

Onlarla beşeri ilişkilerde bulunmak ayrı onların din-örf ve adetlerine hayran kalmak ayrıdır. Birincisi Kur`an`ın nehyine dahil değilken ikincisi kesinlikle yasaklanmıştır.

SiteMap - İmode - Wap2