Arşiv Anasayfa Tekstil
Sayfalar: 1
Thumbs Up Yün Iplikçiliginde Kullanılan Tarak Makineleri By: .By.pisLick.* Date: January 25, 2010, 09:29:47 PM
1.TARAK MAKİNELERİ
Yün elyafının açılması, temizlenmesi, paralelleştirilmesi, harmanlanması gibi işlemleri ya¬pan makinedir. Tarak makinesinde yün elyafın kırılmadan işlenmesi çok önem taşır.
Yün taraklarında işlem sırası; önce temizle¬mek, açmak ve sonra harmanlamaktır.
Taraklama değişik tellerle kaplı, değişik büyük¬lükteki silindirlerle yapılır. Paralel hale getirme materyal akış yönünde olmaktadır. Tarak makineleri aşağıdaki başlıklar altında in¬celenmiştir:
a) Kamgarn tarak makineleri,
b) Ştrayhgarn tarak makineleri,
c) Tarak makinesi konstrüksiyonları,
d) Tarak çalışma elemanları ve prensipleri,
e) Tarak garnitürleri,
f) Tarak ayarları.
1.a Kamgarn Tarak Makineleri

Kamgarn tarağı; harman hallaçtan gelen elyaf¬ta temizleme, açma ve harmanlama yaparak, elyafları paralel hale getirip bant formuna sokan, kaliteli elyaftan kaliteli iplik yapılmasını sağlayan taraktır.
Kamgarn taraklarında ara besleme ve önlük kısmı yoktur. Bir veya iki ana tamburlu (davul) ve tek kısımdır [Şekil 1, Şekil 2].
Kamgarn tarağıyla ştrayhgarn tarağının meka¬nizması arasındaki en önemli fark; kamgarn ta¬rağında penyör değişkeni (pw) olmasıdır. Penyörden hızarla sıyrılarak alınan tülbent, toplama hunisi ve baskı silindirlerinden, yalan¬cı büküm hunisinden geçerek bant haline gelir. Bu bantlar kamgarn taraklarının çıkış kısmında yumak (tops yumağı) şeklinde sarılabilir ya da kovalara helezon istifleme sistemiyle dolduru¬labilir. Buna tarak bandı veya şeridi denir. Ya¬lancı büküm hunisi sağ sol hareketi yaparak elyafı birbirine yaklaştırır.




1.b Ştrayhgarn Tarak Makineleri
Ştrayhgarn sisteminde taraklamanın amacı; yün elyafını açmak, temizlemek ve ön iplik ha¬linde eğirmeye hazırlamaktır. Ştrayhgarn ta¬rakları bir veya iki ana tamburlu (davullu) en az iki kısımdan oluşan bir sistemdir [Şekil 3, Şekil 4].
Ştrayhgarn tarağında elyaf sırasıyla şu bölüm¬lerden geçer:
- Besleme kısmı,
- Giriş ve birinci taraklama kısmı (didikleme,açma, pıtrak temizleme),
- Esas tarak kısmı,
- Ara beslemeler,
- Verim, çıkış, hızar kısmı,
- Önlük (kondenser) kısmı.




.'•-•• - ..L-.^


Sekil 1: Elyafın temizlenmesini, açılarak harmanlanmasını, paralelleştirilmesini sağlayarak bant formuna getiren kamgarn tarak makinesi; A- Taraklama silindirleri, B- Yün tarak bandı, C- Bant istifleme bölümü, D- Yün bant kovaları, E- İşlem yönü (Ramella Pietra).






Şekil 2 : Kamgarn tarak makinesinin şematik görünüşü ve çalışma elemanları; a) Elyaf girişi, b) Giriş silindirleri, c) Volant silindiri, d) Penyör (alıcı silindir), e) Sıyırma silindirleri, f) Çalışma silin¬dirleri, g) Bant silindirleri, h) Alıcı tarak, ı) Bant kovası, j) Ana tambur, k) Tarak bandı.




Şekil 3 : Ştrayhgarn tarak makinesinin şeması ve genel bölümleri; A- Besleme bölümü, B- Birinci taraklama bölümü, C- Sevk (ara besleme) bölümü, D- İkinci taraklama bölümü, E- Çıkış (önlük ve fitil sarma) bölümü (Spinnbau Bremen).

Ştrayhgarn tarak makineleri genel olarak şu başlıklar altında incelenmiştir:
- Ştrayhgarn taraklarında besleme,
- Ştrayhgarn taraklarında taraklama kısımları,
- Ştrayhgarn taraklarında ara besleme,
- Ştrayhgarn taraklarında davul ve çalışıcı sayıları,
- Ştrayhgarn taraklarında tülbent ve şerit oluşumu,


- Ştrayhgarn taraklarında döküntü eleği,
- Ştrayhgarn taraklarında verime tesir eden faktörler,
- Ştrayhgarn tarak tipleri.
Ştrayhgarn Taraklarında Besleme
Tarakta besleme iki şekilde yapılabilir. Bunlar elyaf ağırlığının elektronik olarak kontrol ede¬rek beslemeyi yapan terazili besleme sistemi ve elyafın besleme haznesinde fotosel sistemiyle kontrol edildiği şüt besleme sistemidir. [Şekil5,Şekil6]





Şekil 4 : Elyafın açılması, temizlenmesi ve ön iplik haline getirilmesini sağlayan ştrayhgarn tarak makinesi; A- Yün fitil (ön iplik) yumakları, B- Yün fitilleri (ön iplikler), C- İşlem yönü (Special Report).





Şekil 5 : Yün tarak makinesinde , elektronik olarak elyaf ağırlığının kontrol edilerek beslenmesini sağlayan terazili besleme sistemi; A- Elyaf besleme haznesi, B- Elektronik terazi, C- Tarak makinesi girişi(Spinnbau Bremen).

Şekil 6 : Yün tarak makinesinde, besleme haznesinde fotosel yardımıyla elyafın seviyesinin kontrol edilerek beslenmesini sağlayan şüt besleme sistemi (Spinnbau Bremen).
Besleme hasırından sonra birlikte çalışan üç çift silindirden oluşan besleme ünitesi vardır.Besleme sonrası taraklama işlemi gerçekleşir.


Ştrayhgarn Taraklarında Taraklama Kısım¬ları
Ştrayhgarn taraklarda üç tip tarak ana kısmı vardır :
1) Kaba tarak: Didikleme, temizleme, açma,pıtrak çıkartma.
2) Orta tarak: Temizleme, açma.
3) İnce tarak: Açma ve düzgün tülbent elde et¬me.

Ştrayhgarn Taraklarında Ara Besleme
Ara besleme bölümü, ştrayhgarn taraklarını ikiye bölen bir konumdadır [Şekil 7]. Ana beslemeden önce ve sonra taraklama ele¬manları vardır. Ara beslemenin amaçları kısaca şu şekilde sıralanabilir:
a) Tülü taraktan tarağa nakledebilmek için uy¬gun bir şekil vermek,
b) Elyafın birbiriyle karışmasını artırmak,
c) Nakli mümkün olduğu kadar çabuklaştır¬mak,
d) Elyafın birbirine göre durumunu ve yönünü ayarlamak,
e) Taraklar arasında uygun beslemeyi sağla¬maktır.




B


Şekil 7 : Yün iplikçiliği ştrayhgarn tarak makinesinde birinci taraklama kısmı ile ikinci taraklama kısmı arasında yer alan ve birinci taraklama kısmından gelen tülü uygun bir şekilde ikinci tarakla¬ma kısmına sevk eden ara besleme bölümü; A- Birinci taraklama bölgesi, B- Ara besleme elyaf vat¬kası sevk hasırı, C- Ara besleme elyaf vatkası besleme hasırı, D- ikinci taraklama bölgesi (Spinnbau Bremen).



Ştrayhgarn Taraklarında Davul ve Çalışıcı Sayıları
İşlenecek malzemeye göre davul ve çalışıcı sa¬yıları farklılık taşır.
Çeşitli elyaf harmanlarında davul sayıları de¬ğiştiği gibi, davul üzerindeki çalışma noktaları da değişir. Çalışma noktası, davulun diğer alıcı veya çalışıcı gibi silindirlerle taraklama veya al¬ma gibi işlemleri gerçekleştirdiği noktalardır. Yani silindirlerin birbiriyle temasa geçtiği nok¬talardır.

a) İnce ve orta kaliteli harmanlarda davul ve çalışıcı sayıları
Birinci tarakta; iki çalışma noktalı bir davul, sonra altı çalışma noktalı ikinci bir davul var¬dır.
İkinci tarakta; beş çalışma noktalı bir davul vardır, iki tarak arasında diyagonal geniş bant beslemesi mevcuttur.
İnce tarakta ise beş çalışma noktalı bir davul vardır ve aralarında düz elyaf geniş bant besle¬mesi vardır.

b) Kaba ve düşük kaliteli harmanlarda davul ve çalışıcı sayıları
Üç çalışma noktalı bir didikleyici, dört tarakla¬ma noktalı davul, geniş bantlı çapraz besleme vardır. Orta ve ince taraklarda ise altı çalışma noktalı birer davul vardır. Orta ve ince tarak arasında düz elyaf geniş bant beslemesi yapılır.

c) Açık malzeme kullanıldığında davul ve çalı¬şıcı sayıları
Kaba ve ince tarak birbirinin aynıdır. Bu taraklarda, dört çalışma noktalı birer davul ve arada düz elyaf geniş bant beslemesi vardır.
Ştrayhgarn Taraklarında Tülbent ve Şerit Oluşumu
Kamgarn sisteminden farklıdır. Kamgarn ta¬raklarından farklı olarak Ştrayhgarn tarakların¬da peralta silindirleri vardır. Bunların yüzeyi sertleştirilmiş ve parlatılmıştır. Peralta silindir¬leri arasından tül geçerken basınçla ezilir. Bu arada pıtraklarda ezilir ve daha sonra gelen ta¬rakta ezilen pıtraklar uzaklaştırılır. Ştrayhgarn taraklarından çıkan tülbent, kamgarn taraklarında olduğu gibi yumaklanmaz ve kovalanmaz. Taraktan çıkan tülbent hazırlana¬cak ipliğin numarasına uygun olarak tülbent şe¬ritlerine ayrılır. Şeritlere ayırma kısmına önlük tertibatı {kondenser) denir [Şekil 8].

Şekil 8 : Ştrayhgarn tarak makinesinde tam¬burdan tülbendin sıyrıldıktan sonra geldiği, tül¬bent bölme (önlük, kondenser) ve ön iplik (fi¬til) oluşturma bölgesinin yandan şematik görünüşü; a) Tülbent girişi, b) Ön iplik taşıyıcı ka¬yış, c) Ovalama tertibatı, d) Ön iplik (fitil), e) Ön iplik (fitil) sarım tahrik silindiri, f) Ön iplik (fitil) yumağı.
Önlüğün görevleri, tülbendi uygun genişlikte şeritlere ayırmak , bunları iki silindirli ovalama tertibatında yuvarlağımsı şekilde kabartarak gevşek bir ön iplik yani fitil haline getirmek, fi¬tilleri uygun şekilde sarıp yumaklamaktır [Şekil 9].


Şekil 9 : Ştrayhgarn tarak makinesinde elyaf tülbendinin ince şeritler halinde bölünmesini sağlayan önlük (kondenser) bölümü, ovalama tertibatı, fitil çıkışı ve fitilin yumaklanması; a) Ovalama kayışı, b) Fitil (ön iplik), c) Fitil (ön iplik) yumağı (Asteks).

Önlükler genellikle ikiye ayrılır:
1) Halkalı penyörlü önlükler (Tek ve çift penyörlü).
2) Sırımlı önlükler (çok sırımlı ve tek sırımlı).

Ştrayhgarn Taraklarında Döküntü Eleği

Tarak makinelerinin altından toplanan çok kı¬sa elyaftan oluşan tarak altını elemek için kul¬lanılan döküntü eleği vardır. Geleneksel ola¬rak, 122 cm. genişliğinde ve 153 cm. çapında ve delikli çelikten mamul bir döner kafes ve üze¬rinde uzun çelik çubuklar bulunan döner bir tamburdan oluşmaktadır. Tambur ile kafes aksi yönlerde dönerler.
Ştrayhgarn taraklarında verime tesir eden faktörler :
1) Malzeme tipi ve istenen taraklama derecesi,
2) Elde edilmek istenen kalite,
3) Makine tipi ve malzeme uygunluğu,
4) Tarak tellerinin tipi ve durumu,
5) Uygun ayar ve hızların kullanılması,
6) Tarak elemanlarının temizliği.

Ştrayhgarn Tarak Tipleri

Ştrayhgarn taraklarında elyaf haline getirilebi¬lecek her türlü malzeme kullanılabilir. Ştrayh¬garn taraklarının çalışma şartları kullanılan malzemeye ve o malzemeden elde edilecek mamule göre değişir. Bu amaçla bazı sistemler ve konstrüksiyonlar geliştirilmiştir, bunlar ge¬liştirildiği bölgeye göre isim alırlar; İskoç siste¬mi, İngiliz sistemi, Amerikan sistemi, Avrupa sistemi.
Ülkemizde en yaygın Avrupa sistemi ştrayhgarn tarakları kullanılmaktadır. Bu yüzden Ştrayhgarn taraklarında Avrupa sistemi ağırlıklı olarak incelenmiştir. Yani Ştrayhgarn tarakları¬nın incelenmesi, Avrupa sistemi taraklar gözönüne alınarak yapılmıştır.



Başlıca tarak tipleri şunlardır :
- Avrupa sistemi ştrayhgarn tarakları,
- İngiliz sistemi ştrayhgarn tarakları,
- İskoç sistemi ştrayhgarn tarakları,
- Amerikan sistemi ştrayhgarn tarakları.
-
Avrupa sistemi ştrayhgarn tarakları
Ara beslemelerin otomatik veya yarı otomatik olmasına göre sınıflandırılırlar. Otomatik makinelerde işlemler ve dolayısıyla ara besleme kesiksiz şekilde yapılır. Birinci ta¬raklama sonrasında ara mamul doğrudan ikinci taraklama bölgesine beslenir. Yarı otomatik taraklarda ara besleme kesikli olarak yapılır. Birinci taraktan çıkan tül bir vat¬ka silindiri üzerine sarılır. Tül belli bir kalınlığa erişince kesilip, tekrar sonra gelen besleme ha¬sırının üzerine yayılır.
Yarı kontinental sistemde tarak iki kısımlıdır, kaba ve ince tarak vardır. Kaba tarak temizle¬me, didikleme açına işlevini yerine getirir. İki çalışma noktalı bir didikleyici daha sonra sıra¬sıyla altı ve beş çalışma noktalı iki davul vardır. Ara besleme ile ince tarak kısmına sevk edilir. Burada beş çalışma noktalı iki davul vardır.

İngiliz sistemi ştrayhgarn tarakları
İngiliz sisteminde genellikle iki tarak vardır.. Besleme ve didikleme kısmının arkasından dört çalışma noktalı tambur, bir ara penyör ve dört çalışma noktalı bir tambur daha vardır. Kaba tarakta ise 3 x 4 = 12 çalışma noktası var¬dır. Daha sonra bir ara besleme, besleme hası¬rı, besleme silindir çifti, onun arkasından dört çalışma noktalı iki tambur ve son penyör bulu¬nur. Son penyörden tül elde edilir. Bu tip ştrayhgarn tarağı, İngiltere'nin orta bölgesinde kullanılan flanel ve tüvit denilen kamgarn ku¬maşlardan daha kalın kumaşların ipliklerinin yapımında kullanılan taraklardır. Eğer paçavradan açma elyaf kullanılacaksa, dörder çalışma noktalı dört tamburlu kaba ta¬rak, ara besleme, dörder çalışma noktalı iki tamburlu ince tarak bulunur. Bu tip taraklar ne kadar didiklerse didiklesin ipliği karıştıramaz ve açamazlar. Bunlarla battaniye gibi kaba ma¬mullerin yapılmasında kullanılacak iplikler üre¬tilir.


İskoç sistemi ştrayhgarn tarakları
Başlangıçta iki taraklama noktası olan bir di¬dikleyici, daha sonra dört çalışma noktalı üç tambur vardır. Her tambur arasında bir ara penyör bulunur. Son penyörden çıkan tül bir yumağa sarılır. Orta tarak genellikle tek tamburludur ve dört taraklama noktası vardır. Bu¬nun penyöründen alınan tül bir ara beslemeyle ince tarağa gelir.
İskoç tipinin ince tarağı her biri dörder çalışma noktalı iki tambur, sonra penyör, tül ve fitil ayırma kısmından oluşur. İskoç ve İngiliz siste¬minin en büyük farkı kaba taraktan sonra yu¬maklamanın yapılmasıdır. Yumaklama yapılır¬ken tül halinde yapılır ve harmanlamayı sağlar.
Amerikan sistemi ştrayhgarn tarakları
Didikleyici İngiliz ve İskoç sisteminde olduğu gibi ince tellerle değil garnet telleri ile kaplıdır.Bu nedenle bunların didikleme ve yabancı maddeleri dökme özelliği diğerlerinden fazla¬dır. Bunun ardından ilk tarağın birinci davu¬lunda 8 taraklama noktası, ikinci davulunda 7 taraklama noktası vardır. İkinci tarakta da yine aynı şekilde birinci davulda 8, ikinci davulda 7 taraklama noktası vardır. Toplam 30 taraklama noktası mevcuttur. Paçavra açmaları bu sistem¬de yapılır.Amerikan sisteminde davul çapı diğer sistem¬lerden büyük, davulun devir sayısı düşüktür.
Bunlar daha sonra, yuvarlak kesitli şeritler ha¬linde ovalanırlar. Bazen malzeme kondensere dar şeritler halinde beslenir ve kondenser işlemi tamamlar.
1.c Tarak Makinesi Konstrüksiyonları
Yünün hazırlanış karakteristiği, uzunluğu ve ti¬pi dikkate alınarak değişik konstrüksiyonlar da taraklar geliştirilmiştir. Belli başlıları şunlardır :
1) Bir ön açıcı silindir ve bir ana silindir.Bunlar kaba ve orta incelikte yünlerin taraklanmasında kullanılıp taraklama yolu kısadır.Buna kısa taraklama da denir.
2) İki ön açıcı silindir, bir adet ön tambur, bir adet ana tamburlu tarak makinesi.Bunlar orta incelikte merinos ve krosbredler için kullanılır. Buna uzatılmış taraklama denir,
3) İki ön açıcı silindir, iki adet ana tamburlu,çift taraklamalı tarak makinesi.
Yün tarak makinelerinde çok değişik sayıda tambur ve silindirlerden oluşan konstrüksiyonlar vardır.


Bunlar üretilen iplik özelliklerine veya kullanılan elyafa göre değişiklik gösterir. Genel olarak kamgarn, yarı kamgarn veya ştrayhgarn tarakları kendi teknolojilerinde bir¬çok ipliğin üretimi için kullanılabilirler. Her teknolojinin de kendi içinde farklı tarak tipleri vardır. Örneğin bir ştrayhgarn ipliğin üretimi için çeşitli tarak tiplerinden bir tanesi kullanıla¬bilir. Tarak tiplerinde farklılıklar temizleme ve taraklama derecelerine yöneliktir. Bütün sis¬tem kullanılan elyaf özelliklerine ve üretilecek iplik özelliklerine göre değişir. Tarak konstrüksiyonları üretim teknolojilerine, hammadde özelliklerine ve üretilen iplik özelliklerine göre çeşitli şekillerde olabilir :
Aşağıda tarak makinesi konstrüksiyonları üç bölümde incelenmiştir :
- Kamgarn tarak konstrüksiyonları,
- Yarı kamgarn tarak konstrüksiyonları,
- Ştrayhgarn tarak konstrüksiyonları.
Kamgarn tarak konstrüksiyonları
Kamgarn taraklarında kaliteli ve iyi özelliklere sahip iplikler elde edilir. Bu yüzden kaliteli el¬yaflar kullanılır. Elyafların hassas bir şekilde taraklanması önemlidir. Elyaf özelliklerine, ya¬bancı madde oranlarına eğer karışım yapıla¬caksa karışım oranlarına göre çeşitli tarak tip¬leri vardır.
I) %2 civarı bitkisel artık ve yabancı madde içeren yünler için kamgarn tarak makinesinde tambur ve silindir sayısı azdır. Yabancı madde oranının az olması, üründeki temizlik değerini doğrudan arttırdığı için temizleme silindirleri azalabilir. Ayrıca taraklama yolu da kısadır [Şekil 10].

2) %8 ve üzerinde bitkisel artık ve yabancı madde içeren yünler için temizleme derecesi bir miktar artırılmıştır. Fakat taraklama yolu kısadır [Şekil 11].
3) % 20 ve üzerinde bitkisel artık ve yabancı madde içeren yünler için iyi bir temizleme ve taraklama gerekir [Şekil 12].
4) % 55'ten fazla oranda bitkisel artık ve ya¬bancı madde içeren yünler için çok iyi bir te¬mizleme derecesi gerekir [Şekil 13].
5) Özelliğinden dolayı çok fazla kıvrım içeren ince yünler için hassas ve iyi bir taraklama de¬recesi gerekir. Bunun için taraklama yolu uzundur [Sekil 14].
6) Orta incelikte ve temizlikte melez yünler için normal temizleme derecesi ve orta tarakla¬ma değeri yeterli olabilmektedir. Bu durum yü¬nün özelliklerine göre değişiklik gösterir [Şekil 15].


7) Orta incelikte kirli melez yünler için tarak makinesinde yüksek temizleme derecesi gere¬kir. Buna paralel olarak taraklama değeri de
arttırılmıştır [Şekil 16].
Şeklimi Koyarım. Alpaka, kaşmir, vikuna gibi degerli yünler için orta derecede taraklama ve temizleme de¬recesi yeterli olabilmektedir [Şekil 17].
9) Saf veya yünle karışım haldeki keçi kılları için elyafın kalitesine ve temizlik derecesine bağlı olarak düşük temizleme derecesi ve ta¬raklama değeri yeterli olabilmektedir [Şekil 18].


Şekil 10 : % 2 civarında bitkisel artık ve yabancı madde içeren yünler için; temizleme etkisi çok düşük, taraklama yolu kısa kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.

Şekil 11 : % 8 veya daha yüksek (% 8-% 20) oranda bitkisel artık ve yabancı madde içeren yünler için; temizleme etkisi orta, taraklama yolu kısa kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.

Şekil 12: % 20 veya daha daha yüksek (% 20-% 55) oranda bitkisel artık ve yabancı madde içeren yünler için temizleme etkisi yüksek, taraklama derecesi iyi olan kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.



Şekil 13 : % 55'ten daha fazla bitkisel artık ve yabancı madde içeren yünler için; çok yüksek te¬mizleme derecesi ve uzun taraklama yolu olan kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.

Şekil 14 : Çok kıvrımlı ince yünler için uygun olan, etkin bir açma ve iyi bir taraklama sağlamak amacı güden uzun taraklama yollu kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.

Şekil 15 : Orta incelikte ve temizlikte melez yünler için kısa (orta) taraklama yollu kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.

Şekil 16 : Orta incelikte çok kirli melez yünler için yüksek temizleme dereceli ve uzun taraklama yollu kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.

Şekil 17 : Alpaka, kaşmir, vikuna gibi değerli yünler için; orta temizleme ve -taraklama derecesine sahip kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.



Şekil 18 : Saf veya yünle karışım haldeki keçi kılları için; orta (elyaftaki yabancı madde ora¬nına göre) veya düşük temizleme derecesi ve kısa (orta) taraklama yollu kamgarn tarak ma¬kinesi.
Yarı kamgarn tarak konstrüksiyonları
Yarı kamgarnda, kamgarna göre daha az kali¬teli iplikler üretilir. Tarak makinesi olarak kamgarn tarakları kullanılır. Fakat bazı özel ip¬lik üretimleri için uygun tarak tipleri de gelişti¬rilmiştir.
1) Uzun ştapel ve temiz yünler için; kısa tarak¬lama yolu ve düşük temizleme değeri kalitede yeterli olabilmektedir [Şekil 19].

Şekil 19 : Uzun ve temiz yünler için düşük te¬mizleme dereceli ve kısa taraklama yollu yarı kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.
2) % 2'den fazla bitkisel artık ve yabancı mad¬de içeren yünler, ayrıca çok kaliteli olmayan el¬yaf karışımları için orta derecede taraklama ve temizleme derecesi gerekir. Yarı kamgarn dö¬şemelik kumaş iplikleri için bu tür taraklar kullanılır [Şekil 20].


Şekil 20 : % 2'den fazla bitkisel artık ve ya¬bancı madde içeren yünler, ikinci derece elyaf karışımları için yarı kamgarn tarak makinesi konstrüksiyonu.



3) Melez yünlerde ve taklit kürk kumaş iplik tiplerinde orta derecede temizlik ve taraklama derecesi gerekir.[Şekil 21].



Şekil 21 : Melez yünlerde ve taklit kürk kumaş ipliklerinin üretiminde kullanılan yarı kamgarn ta¬rak makinesi konstrüksiyonu.
Ştrayhgarn tarak konstrüksiyonları
Ştrayhgarn iplikçiliğinde kamgarna göre daha az kaliteli iplikler elde edilir. Buna paralel ola¬rak kullanılan elyaf özellikleri de kamgarndakine göre daha kötüdür.Ştrayhgarn sisteminin diğer özelliği de tarakta fitil üretilmesidir.Taraktan sonra fitil doğrudan eğirme makine¬sine gider.Ştrayhgarn sisteminde tarak makinesinin öne¬mi büyüktür.Materyalle ilgili işlemlerin çoğu tarak makine¬sinde bitirilir. Bu yüzden Ştrayhgarn tarak ma¬kineleri genel olarak uzun taraklama yollu ma¬kinelerdir.Makine en az iki bölümden oluşmuştur. Orta¬da materyal ara sevk bölümü vardır. Aşağıda bazı Ştrayhgarn tarak tipleri verilmiş¬tir:
1) Yün tipi yapay elyaflar ve çok temiz yünler için kullanılan ştrayhgarn taraklarında temizle¬me derecesi düşüktür. Çünkü genelde temiz el¬yaf kullanılır. Bununla beraber taraklama yoluda diğer ştrayhgarn taraklara göre kısadır [Şe¬kil 22].

İşlem yönü
Şekil 22 : Yün tipi yapay elyaflar için sınırlı temizleme derecesine sahip ştrayhgarn tarak makinesi konstrüksiyonu (Spinnbau Bremen).


2) Yün ve karışımlar için kullanılan ştrayhgarn tarağında taraklama yolu çok uzun değildir. Bu tip makinelerde kaba numaralı iplikler üretilir[Şekil 23].

Şekil 23 : Yün ve karışım elyaflar için kullanılan, kaba ipliklerin üretimini gerçekleştiren ştrayh¬garn tarak makinesi konstrüksiyonu (Spinnbau Bremen).


3) Yün ve karışımlar için kullanılan tarak maki¬nesinde ince iplikler üretilecekse, temizleme ve taraklama değeri yüksektir [Sekil 24].

işlem yönü
Şekil 24 : Yün ve karışım elyaflar için kullanılan, ince yapılı ipliklerin üretimini gerçekleştiren ştrayhgarn tarak makinesi konstrüksiyonu (Spinnbau Bremen).





1.d Tarak Çalışma Elemanları ve Prensipleri

Yün tarak makinelerinde elyaflar büyük bir tambur ve etrafında bulunan küçük silindirler tarafından taranır. Küçük silindir çiftleri büyük tambur üzerinden elyafları yakalarlar, tararlar ve tekrar büyük silindire geri verirler. Böylece ana tambura geçen elyaflar sonra diğer silindir çifti tarafından işlenir.
Silindirlerin bazıları esnek bazıları sert garni¬türlerle kaplıdır. Elyafların birbirinden ayrıl¬masında bu garnitür uçları tarak gibi tesir ede¬rek, elyafları yönlendirir, bir miktar paralel ha¬le getirir ve içindeki bitkisel artıkları büyük öl¬çüde uzaklaştırır.
Tarak makinesinde büyük silindirlere ön silin¬dirler veya tamburlar, küçüklere alıcı ve çalışıcı silindirler denir. Tarak makinesinde alıcı si¬lindirler elyafı çalışıcı silindirden alır ve tekrar tambura veya ön silindire verir [Şekil 25].

Şekil 25 : Yün tarak makinesinde taraklamayı gerçekleştiren silindirler; a) Ana tambur, b) Çalışıcı, c) Alıcı

Çalışıcı silindirin çapı, alıcı silindirin çapından daha büyüktür. Alıcı, çalışıcıdan daha hızlı dö¬ner.
Yün tarak makinelerinde ana tambur çelik, di¬ğerleri alüminyumdandır. Silindir üzerindeki tellerin konumları görevle¬rine göre iki şekildedir :
Dişler kenetlenecek şekilde gelir, zıt yöne ba¬kar. Buna taraklama denir [Şekil 26].


Şekil 26 : Yün tarak makinesinde silindir gar¬nitürlerinde taraklama pozisyonu.
Dişler sıyıracak şekilde gelir, aynı yöne bakar. Buna da alma denir [Şekil 27].


Şekil 27 : Yün tarak makinesinde silindir gar¬nitürlerinde alma ve nakil pozisyonu.


Tarak elemanlarının yüzeyinin düz olması iste¬nir. Tarakların etrafı ve üstü kapatılır. Bunun nedeni, hava akımları dolayısıyla elyafın karış¬masını ve uçuşmasını önlemektir. Taraklamayı yapan silindirlerdeki teller birbir¬lerine ters istikamette sarılmıştır. Silindirlerin biri hızlı olarak sağa dönerken, diğeri ters yön¬de sola veya yavaş olarak sağa dönmekte ve tel¬ler tarafından tutulan yün demetleri paralel ha¬le getirilmektedir.

1.e Tarak Garnitürleri
Tambur, penyör gibi elyafın taraklanmasını sağlayan tarak elemanlarının (silindirlerin) yü¬zeylerine kaplanan dik veya açılı tellere garnitür denir. Görevleri, tarak makinesindeki elyaf¬ları paralel hale getirmek ve temizlemektir. Bir temel yapı ve bu yüzeyin bir tarafına monte edilmiş teller, iğneler veya çivilerden oluşan garnitürler farklı yapılarda ve inceliklerde çok çeşitli makinelerde kullanılmaktadır. Makine girişindeki silindir sert ve kaba dişlerle kaplı ol¬duğu halde, bundan sonraki daha ince ve esnek dişlerle kaplıdır.


Tarağın girişinden çıkışına doğru tarak telleri hem sıklaşır hem de incelir. Tarak telleri;
1) Didikleme, pıtrak çıkartma bölümünde,
2) Asıl taraklama bölümünde,
3) Verim bölümünde farklılık taşır.

Didikleme bölümünün büyük bir kısmı metal telleri ile kaplıdır. Bir tarakta çalışıcı silindirler, alıcı silindirler, davul ve penyördeki teller genellikle birbirine
çok yakın incelikte ve sıklıktadır. Kaba tarakta, davulda tel kalınlığı 31 olmalıdır. Tarak tellerinin kesiti daire, üçgen, elips olabi¬lir. Teller, üzerine kadmiyum kaplanmış çelik¬ten yapılmıştır. Eğer tarak telleri gereğinden fazla sık ise; yün açılacağı yerde balıklı çıkar, topaklanır. Gere¬ğinden daha seyrek ise; yeteri derecede taraklanmaz.
Kamgarnda pıtrak temizleyici çok önemlidir. İnce pıtraklar çıkışta, kabalar girişte temizlenir. Temel olarak iki çeşit garnitür vardır.

a) Esnek tarak garnitürleri : Dirsekli tel kanca¬lı tarama bandı şeklindedir.
Esnek garnitürler tarak şapkası, levhalar, tam¬bur ve penyör için garnitür bantları şeklinde kullanılırlar.
b) Metalik (sert) tarak garnitürleri : Yassı me¬tal tellerden, dişli tam çelik garnitürlerdir.Bunlarla işlenen iplikte numara farklılığı çok azdır. Tarak makinelerinde bu garnitürler saye¬sinde, yüksek hızlara çıkmak mümkün olmuş¬
tur. Tam çelik garnitürler şapka ve temizleme fırçalarında kullanılmazlar.
Çok bilinen bu iki temel garnitür tipinin dışın¬da, yuvarlak ve yassı dir....iz kancalı tellerin karışımından oluşan yarı esnek (sert) garnitür¬ler mevcuttur. Yassı tel garnitürler bilenmez¬ler, belirli aralıklarla keskinleştirme işlemine tabi tutulurlar.
Metalik kancalı garnitürler; garnitür bandı ve garnitür tellerinden oluşurlar. Garnitür bantla¬rı yüksek mukavemetli ve iyi bir elastikiyete sa¬hip kumaş katlarından oluşur. Tambur için kullanılan bantlar dört kattan oluşur :
a) Pamuk - pamuk.- % 50 keten/pamuk - pa¬muk.
b) Pamuk - % 50 keten/pamuk - pamuk - pa¬muk
Tambur bantları, yün atkılı yarı keten, yarı pa¬muklu kumaşlardan da imal edilir (CWCC).
Penyör bandı olanlar; pamuk, yün atkılı, % 50 pamuk/keten çözgülü, pamuk şeklindedir (CWC).
Kauçuk bantlı garnitürler de vardır. İlk kısmın kauçuk, alt kısmının pamuklu olması iyi netice¬ler verir.
Garnitür tel numaraları en ince 36 olmak üzere 12'ye kadardır. Bu birim alandaki (genellikle inç kare veya 4 inç kare) tel sayısıdır. Yün iplikçiliğinde tarak telleri, garnet tellerine nazaran daha incedir. Tambur ve çalışıcılar ay¬nı numarada telle sarılı olduğu halde alıcı ve volant bir numara daha ince tellerle sarılmıştır. 63°lik açı altında çelik tellerdir. Tarakların 63° açısı muhakkak kontrol edilmelidir.
Tarak telleri inceliği yüne göre değişir. İnce yünlerin taraklanmasında ince, kalın yünde ka¬lın telle çalışılır. Tambur ve çalgıcılar aynı nu¬marada telle sarılı olduğu halde, alıcı ve volant bir numara daha ince tellerle sarılmıştır.
Tarak garnitürlerinde bakım ve garnitür de¬ğiştirme
Tarak tellerinde körelme olduğu zaman bileme yapılır. Bileme işlemi özel cihazlar yardımıyla gerçekleştirilir [Şekil 28, Şekil 29). Körelme dışında, yeni garnitür sarıldığında da bileme yapılır.

Şekil 28 : Körelme olmuş veya yeni takılmış garnitür tellerini bileme cihazı; 1) Basınçlı hava motoru, 2) Bileme çarkı, 3) Tutma kolu, 4) Ayar kılavuzu (Lafer)

Şekil 29 : Garnitür bileme cihazının kullanımı; a) Tarak silindir garnitürleri, b) Garnitür bile¬me cihazı (Lafer).
Bileme işlemi dikkatli yapılmalıdır. Önce hafifçe bilemeye başlanır. Kıvılcım çıkıncaya kadar bileme yapılır. Silindirdeki bü¬tün garnitürler bilendikten sonra işlem tamam¬lanır.
Bileme sonrası garnitür ve diğer makine bö¬lümlerinde metal tozlar yerleşir. Bunlar bileme sırasında sıçrayan garnitür parçacıklarıdır. Ta¬rama sırasında bunlar elyafa sarar. Bu yüzden bileme sonrası birkaç çuval özel elyaf tarak ma¬kinesine verilmeli ve makine çalıştırılarak me¬tal parçacıkları temizlenmelidir. Eğer doğru¬dan üretime geçilirse metal parçacıkları elyafa karışır ve sorunlar ortaya çıkar. Bu metaller üretimde ve son mamulde sorunlara sebep ola¬bilir. Son mamule kadar ulaşmışsa döküm, tu¬tum ve hijyeniteyi etkiler.
Garnitür tellerinin kullanılamaz hale geldiği durumlarda eski garnitürler sökülerek yeni garnitürler sarılır [Şekil 30]. Sarımda gerginliğe dikkat edilmelidir. Sabit gerginlikte garnitür sarımı yapılmalıdır.


Şekil 30 : Esnek garnitürlerin sarımı. Gergin¬liğin sabit kalması ve düzgün sarım yapılması için ağırlık kullanılır; a) Üzerine sarım yapılan tambur, b) Esnek garnitür, c) Gerginliği sabit tutan ağırlık, d) Esnek (band) garnitür besleme silindiri (Graff) .
Aksi taktirde silindir üzerinde hatalı sarım yapılır ve düzgünsüz yüzey oluşur. Düzgünsüz ve hatalı sarılmış garnitürler silindir üzerinde bombeli bir yapı oluşturur. Bu da işlemi ve ma¬kinenin sağlıklı çalışmasını mümkün kılmaz. Elyaf açılması, temizlenmesi ve paralelleştirme istenildiği gibi olmaz.

1.f Tarak Ayarları
Başlıca tarak ayarları; tarak çalışma elemanla¬rının hız ayarı, ekartman ayarlarıdır ve aşağıda¬ki çalışma elemanları arasında (çalışma nokta¬ları) söz konusudur:
Çalışıcı-tambur,
Çalışıcı-alıcı,
Alıcı-tambur,
Tambur-pervane,
Tambur-penyör.
Aşağıda tarak ayarlarıyla ilgili olarak;
- Tarak ayarlarına etki eden faktörler,
- Tarak ayarlarında dikkat edilecek hususlar in¬celenmiştir.
Tarak ayarlarına etki eden faktörler
Tarak ayarlarına etki eden başlıca faktörler şunlardır:
a) İşlenecek harmanın elyaf boyu,
b) Elyaf inceliği,
c) Elyaf temizliği,
d) Elyafta karışıklık derecesi,
e) Elyafta yağlılık durumu,
f)Tarak makinesindeki tambur sayısı,
g) Tarak tellerinin cinsi ve eğimi,
h) Tarak elemanlarının birbirine göre hızları.
Tarak ayarlarında dikkat edilecek hususlar
Tarak makinesinde bulunan çalışma elemanları ve silindirlerin ayarları üretim şekline göre de¬ğişiklik gösterir. Ayarların son derece dikkatli yapılması gerekir. Özellikle ekartman ayarla¬rında bazı hususlara dikkat edilmelidir ve ekartman mesafesi çok iyi belirlenmelidir. Çok kısa ekartman mesafesi tarakta garnitürle¬re zarar verir ve işlenilen elyafı kırabilir. Çok uzun ekartman mesafesi elyafta nope oluş¬masına sebep olur.
Ekartman mesafesi belirlenirken elyaf boyu ve inceliği önemlidir. Kısa ve ince yün elyafı işle¬nirken kısa ekartman mesafeleri seçilmelidir. Uzun yün elyafında ise uzun ekartman mesafe¬lerinde çalışılır. Tarak makinesinde materyal girişinden çıkış yönüne doğru garnitür sıklığı giderek daralır ve bu şekilde taraklama etkisi giderek artar.
Aynı alanda aynı sayıda tel ucu bulunan tarak tellerinde daha ince telli olan daha iyi tarama yapar. Yapılan ayarlarda çalışıcı ve alıcıların tambura olan mesafeleri giderek daralırken dönüş hızları da azalmakta ve telleri de incelmektedir. Kaba tarakta girişten çıkışa doğru elyaf alma miktarı azalır. Ayarlar açıl¬dıkça elyafın çalışıcıya geçme miktarı fazlalaşır.
Kaba tarağın son çalışıcısı orta tarağın ilk alıcı¬sından daha az elyaf alır. Ayarlar çalışıcının alacağı elyaf miktarına pek fazla etki etmez. Tamburda biriken elyaf tamburdan 20-30 defa hızlı dönen ve telleri ters yönde sarılan penyöre geçer. Volant, penyöre geçen elyafı açma göre¬vi yapar.
Taraktan çıkan elyaf oranı, penyörün hızıyla ayarlanır. Tülbendin kalın olması isteniyorsa penyörün hızı azaltılır ve davula yaklaştırılır,eğer ince tülbent isteniyorsa penyörün hızı art¬tırılır ve davuldan uzaklaştırılır. Tarak makinelerinde ekartman ayarları layner denilen aletlerle yapılır [Şekil 31].

Şekil 31 : Tarak makinelerinde ekartman ayarlarının yapılmasını sağlayan laynerler. Bunlar metrik sistemde mm.nin küsuratına İn¬giliz sisteminde ise inç'e göre tanzim edilmiş ince lameller halindedir ve ekseriya hepsi birarada olup tarak makinesinin imalatçısı tarafın¬dan verilir.
Layner, metrik sistemde mm.nin alt katlarına, İngiliz sisteminde ise inç birimine göre düzen¬lenmiş ince yapılı ölçü aletidir. Laynerler, me¬safe ayarlanacak bölgeye geçirilerek tarak eni boyunca hareket ettirilir. Laynerin rahat hare¬ket etmesi gerekir. Ayrıca laynerin ayarlama sı¬rasında sıkı veya gevşek geçmesi gereken böl¬geler vardır. Ayarlarda laynerin sıkı geçmesi gereken yerlere "+", gevşek geçmesi gereken yerlere "-" işareti konmuştur. İşaretsiz yerlerde layner normal hareket edecek demektir.



Tarak makinesinin çalışma bölgelerinde deği¬şik ekartman mesafeleri kullanılır. Şekil 32, Şekil 33, Şekil 34'de değişik kalite ve ince¬liklerde yün elyafının işlendiği çeşitli tiplerde tarak makinelerinde ekartman ayarları verilmiştir.






Şekil 32 : Ortalama 48's incelikteki yünler için uygun Bradford tipi kamgarn tarağının şematik gö¬rünüşü ve ekartman mesafeleri. Ölçüler mm.dir.





Şekil 33 : Ortalama 64's incelikteki yünler için uygun harmelli bir Bradford tipi kamgam tarağının şematik görünüşü ve ekartman mesafeleri. Ölçüler mm.dir.



Şekil 34 : Ortalama 64's incelikteki yünler için uygun Kontinental tip kamgarn tarağının şematik görünüşü ve ekartman mesafeleri. Ölçüler mm.dir.
EK – 1


Ara Besleme Tertipleri:
Ştrayhgarn tarak asortimanında mevcut kısmî taraklardan çıkan tülü müteakip tarağa nakletmek için kullanılan tertiplere ara besleme veya mutavassıt besleme tertipleri denir. Bunların gayesi:
1- Nakil için tüle uygun bir form vermek,
2- Karışmayı arttırmak,
3- Nakli mümkün olduğu kadar çabuk yapmak,
4- Elyaf yönünü ayarlamak,
5- Taraklar arasındaki istenen muayyen beslemeyi temin etmektir.
Bu tertipler esas prensip itibariyle ikiye ayrılırlar.Tecrübe ve tercihlerine, hususî imalât isteklerine ,kullanılacağı yere, ve bu gibi şeylere tâbidir.
Bu tertipler prensip itibariyle ikiye ayrılırlar,
1- Mütemadi Beslemeli,
2- İnkıtalı Beslemeli.
Elyafa verdikleri istikamet bakımından da ikiye ayrılabilirler,
1- Çapraz beslemeli,
2- Düz veya paralel beslemeli.
Yukarıda sayılan hususları temin eden bu besleme tertipleri şunlar¬dır:
i) Skoç (Scotch) sistemi,
ii) Apperley sistemi,
üi) Bobinuvar ve Ratölye sistemi,
iv) Blamir sistemi,
v) Geniş band - paralel besleme sistemi,
vi) Belçika - vatka sistemi,
vii) Torrance sistemi.







i ) Skoç (Scotch) Sistemi :

Şekil 1 : Skoç Sistemi
Bu tarz beslemeyi yukarıdaki şekilde görmekteyiz.
Penyörden hızar ile alınan tül makinenin kenarındaki bir çift silindirin arasında sıkıştırılıp kafese verilir.
Bu tip besleme mütemadi olup elyaf istikameti çaprazdır.Basitliği ve üzerinde yapılabilen ayarlar dolayısıyla pek yaygın bir tertiptir. Bat¬taniye ve halı ipliği tesisleri için şayanı tavsiyedir.
Kenar kafesi, üst kafes ve ayırıcı arabanın süratleri o şekilde ayar¬lanmalı ki lüzumsuz veya gayri muntazam bir gerilme hasıl olup düzgünsüzlüğe sebep olmasın. Müteakip tarağın besleme kafesi ise aynı şekilde, yanlış bir besleme yapmayacak şekilde süratlendirilmelidir. Kenar kafesi tülü gayet iyi bir şekilde, püskülsüz ve yırtıksız toplamalı silindirler de bandı tam orta hattının istikametinde çekmek suretiyle yukarı kafese ver¬melidirler. Ancak bu halde, tülün her noktasındaki gerilme aynı olabilir, Modern Ambar ve Tummer besleme sistemleri ile bu tertip muvaffakiyet¬li neticeler verebilir.
Bir çok mahsurları bertaraf etmek üzere ve kenar kafes tertibinden de kurtulabilmek için, modern tiplerde silindirler merkeze konmuş ve merkezi toplama sistemine gidilmiştir. Bu besleme tarzı (Şekil 2) de şema¬tik olarak gösterilmiştir.


Şekil 2
Bazı konstrüktörler bandın yukarı alınmasında da bir çift kafes kullanmaktadırlar (Whitin gibi).Bazılarında ise bu yoktur (Platt Bros gibi).
ii ) Apperley Sistemi :
Bazı bakımlardan skoç sistemine benzer. Band haline gelen tül sağ-sol hareketi yapan bir huniden geçerek yuvarlanır ve bir halat halini alır. Bu band müteakip tarağın besleme kafesine taşınır ve (Şekil 3) da gö¬rüldüğü gibi diyagonal olarak yerleştirilir.

Sekil 3

Bu halde birkaç band birden besleme silindirlerine girer ve daha iyi bir karışma temin edilir. Bu tip beslemeye daha ziyade Amerika'da rastlanır. Fakat bu sistem daha ziyade bandı, kendi kendisini taşıyabilen uzun elyaflı harmanlar için tatbik edilebilir.
Mütemadi besleme siteminde olup ,elyafın istikametinin değişmesi diyagonaldir.

iii ) Bobinuvar ve Ratölye Sistemi :
Bu sistem ile Torrance sistemi arasında hiç bir fark olmayıp, her iki sistemde de tül bir band haline getirilir ve bu band tarak kenarındaki oto¬matik bir bobin makinesinde müsavi ebadda bobinler haline getirilir.
Bu bobinlerin 80 - 96 tanesi bir ratölyeye konarak müteakip tarak bu ratölye vasıtasıyla beslenir. Ratölye taraktan hareket alır ve besleme ka¬fesinde bir kontrol plağı vardır.
Bu tip besleme karıştırma ve harman için çok iyi olup, bilhassa skoç tvitleri ve benzeri iplikler için tercih edilir.
Umumiyetle bu tarz besleme üçlü bir tarakta yalnız kaba ve mutavas¬sıt tarak arasında kullanılır. İkili tarakta ise tatbik edilmemelidir. Zira fitillerde düzgünsüzlük tevlid eder. Besleme inkıtalı ve elyaf istikameti paraleldir.

vi ) Blamir Sistemi :
Bu da inkıtalı bir besleme olup elyaf istikameti terstir. Skoc sistemin¬de taşınması zor olan elyaf için uygun olup, kaba yünlülerin ve keçelerin imalinde tatbik edilir.

Şekil 4
Elyaf karışması çok iyi olmakta ve skoç sistemi ile beraberce kullanılabilmektedir. Şeması (Sekil 4)’de görüldüğü gibidir.
A penyöründen çıkan tül aynı satıh süratine haiz D kafesi tarafından ileri taşınır. E ve F silindirlerinden geçen bu tül D ye amud istikamette hareket eden G taşıyıcısı üzerine yerleştirilir. G taşıyıcısı bir araba üzerin¬de olup ileri geri hareket ederek malzemeyi G üzerine tabaka halinde ya¬yar. Tabaka sayısı arabanın ve G nin birbirlerine nazaran izafi süratine tâbidir. Ve otuz kırk arasındadır. G taşıyıcısından vatka sarıcıya geçen elyaf L vatkası haline gelir. Bunun çapı takriben 60 cm. kadardır. Bu tarz da elde edilen iki, üç vatka müteakip tarak beslemesine konarak katlama temin edilmiş olur.
Bu makinenin en büyük mahsuru çok yer kaplamasıdır.

v) Geniş Bandlı Paralel Besleme :
Bu besleme kontinantal tipte olup, İngiliz sistemindeki asortimana na¬zaran daha az aksamı haiz, dolayısıyla karıştırma ve katlama kabiliyeti az olan kontinantal sistemdeki asortimanlarda kullanılır.
Bu tarz beslemenin skoç sistemine nazaran faikiyeti şu noktalarda¬dır :
1- Çok daha fazla sıkıştırma ve katlama kabiliyeti,
2- Malzemenin pozitif olarak toplanıp sevk edilmesi,
3- Materyalin, asortimanın bir parçasından diğerine geçerken düzgünsüzlüğü önleme şansının daha büyük olmasıdır.
Bu besleme sisteminde malzeme penyörden alınıp makine genişliğince bir tül halinde ileri doğru çekilir, kafesten aşağı inen malzeme aşağıdaki nakledici üzerinde 10" ilâ 20" genişliğinde bir band teşkil eder ve bunun teşekkülünde de 40 tabaka kadar katlama yapılmış olur. Taşıyıcı makine¬nin eninin istikametiyle hafif bir açı yaptırılarak band kenarlarının düz¬gün olması temin edilir. Kenardan şakulî bir kafesle alınan bu band skoç sistemindekine müşabih bir tarzda müteakip makineye verilir,
Elyaf, band enince yerleştiğinden yekdiğerine paralel olarak mütea¬kip tarağa, girer.
Bu besleme şekli skoç sisteminden daha karışık ve pahalıdır; fakat üstün karıştırma; katlama hususiyetlerinden dolayı Kontinantal sistem¬deki asortimanlarda tercihen kullanılır.



Bu tip besleme tertipleri iki türlüdür :
1- Düz yani paralel beslemeli,
2- Diyagonal beslemeli.

1- Düz yani elyafın paralel olarak sevkedildiği tertipler de iki türlü olup, birincide penyörden çıkan tül bir kafes ile bir çift silindire sevkedilir. Bu silindirler makinenin enince olup, osilasyon hareketi yaparlar. Bunların vazifesi katları alttaki konveyöre müsavi şekilde dağıtmaktır. Konveyör de makine enince hareket eder ve bunun üzerindeki bir silindir bandları sıkıştırır ve tülü konveyörün iki ucuna taksim eder.
İkinci tertipte ise (Şekil 5) konveyör makine eni ile bir açı teş¬kil edecek şekilde yerleştirilmiş olup besleme çaprazdır.

Şekil 5
2- Diyagonal beslemede ise, penyörden çıkan band bir kafes yardımıyla makinenin enince çapraz olarak konan bir silindirin gerisinde biri¬kir; bir çift kafes yardımıyla bu band makinenin merkezine doğru çekilir. Ve aşağıda bulunan yavaş hareketli bir konveyörün üstüne bırakılır, Bu suretle konveyörde biriken malzeme kafesler yardımıyla müteharrik geniş bir kafes üzerine yerleştirilir ve müteakip tarağa geçer.
Bu tip besleme kısa yün ve şodili harmanlar için çok elverişlidir; zi¬ra bunlardan hasıl olan band kendisim taşıyabilecek kadar kuvvetli değil¬dir.

vi ) Vatkalı Besleme Sistemi:

Eski Belçika sistemi vatkalı beslemede, penyörden çıkan tül büyük bir davula sardırılır ve bir müddet sonra vatka halinde kesilip alınır, tartılır ve pozisyonu değiştirilerek müteakip tarağa verilirdi. Bu usul halen he¬men hemen terkedilmiş gibidir.


Modern olan ikinci tertip ise (Şekil 6)’de gösterilmiştir.
Penyörden çıkan tül bir kafesle aşağıdaki konveyöre verilir,konveyörün hareketi daha yavaş olup,parlatılmış çelik bir silindir yardımıyla katlanır ve ileri gider.İki çift verim silindirinde iyice sıkıştırılıp bobinuvarda silindirik bir vatka halinde sarılır.Vatka istenen çapa gelince otomatik olarak kesilir ve dolayısıyla gramajı kontrol edilebilir.





Şekil 6

Üçüncü bir tertip ise (Şekil 7)’de gösterilmiştir.


Şekil 7





Bir vatka tertibinde; istenen kalınlıkta olmak üzere muayyen uzun¬lukta (10 -11 m) vatka hazırlanır. Evvelden tayin edilen bir kalınlığa gelince otomatik olarak zil çalar ve vatka hususi bir kesme ve sıyırma bı¬çağı ile kesilip sıyrılır, bobinuvarda silindirik şekilde sarılır. Otomatik ih¬tar tertibi müteakip tarağa verilecek vatkaların aynı ağırlık ve kesafette olmasını ve binaenaleyh düzgün iplik elde edilmesini sağlar. Aynı zaman¬da ince tüller üst üste geldiğinden gayet güzel bir karışma ve dublaj te¬min edilmiş olur.
Simdi heyeti umumiyesiyle mütemadi ve inkıtalı besleme ile düz ve ters elyaf istikametti besleme tertiplerinin bir mukayesesini yapalım:

Mütemadi tipteki beslemenin avantajları şunlardır :
1- Munzam bir işçiliğe lüzum yoktur,
2- Randıman ve istihsal daha yüksektir,
3- Beslemede işçi müdâhalesi olmadığından band da hasar vâki olmaz,
4- Bazıları mekanizma itibariyle daha basittir.
Mahzurları ise şunlardır :
1- Band koptuğu zaman makine işlemekte devam eder ve iplik bo¬zulabilir; bu sebeple dikkat etmelidir,
2- Harman değişikliklerinde çok iyi ayar ister ve bandın besleme kısmına, istenen fitili alacak tarzda yerleştirilmesi icap eder,
3- Karıştırma, dengeleme ve dublâj diğer bazı tiplerde olduğu ka¬dar iyi değildir,

İnkıtalı beslemenin avantajları ise şunlardır :
1- Daha iyi bir karıştırma ve katlama olur;
2- Asortimanı teşkil eden grupları ayrı ayrı çalıştırmak ve dolayı¬sıyla silme, bileme gibi durumlarda yapılan stok vatka ile imalâta devam etme imkânı.
Mahzurları ise şunlardır:
1- Daha komplike makineler,
2- Daha fazla yer işgal etmesi,
3- Daha fazla işçiliğe ihtiyaç göstermesi,
4- Beslemede daha fazla itina istemesi,
5- Küçük partilerde daha fazla zayiat verebilmesi.


Düz ve ters besleme arasındaki farklar ise şu şekilde hülâsa edilebi¬lir.
Düz beslemede elyaf kırılması olmaz ve yekdiğerine daha paralel ol¬duğundan fitil daha iyi ve düzgün olur.
Ters beslemede ise elyaf kırılması ve paralelliğin bozulması varit ise de daha iyi bir açma ve karıştırma temin edilir.
Bu sebeple işlenecek materyal ve yapılacak iplik cinsine göre besleme tarzının seçimi çok mühimdir.

Ynt: Thumbs Up Yün Iplikçiliginde Kullanılan Tarak Makineleri By: abra Date: August 06, 2011, 04:04:54 PM
Teşekkürler.


SiteMap - İmode - Wap2