Yunus Gibi Yaşamak Istiyorum By: Mavi_Kiyamet Date: January 23, 2010, 05:37:53 AM Bugünlerde değişik bir his var içimde. Bir susamışlık var bir hasret var. Bir namaz bir örtü yetmiyor bana doyurmuyor beni. Dünyanın faniliğini düşündükçe sıkılıyor içim.
Yunus gibi yaşamak istiyorum Yunus gibi olmak... Ah! Yunus'um. Sırtında heyben ayağında çarığın kalbindeyse ALLAH'ın. Sana yetti de arttı değil mi? Başka hiçbir şey istemedin. Ne güzelsin Yunus'um.
Yunus gibi yaşamak istiyorum. Ne doğru dürüst elbisem olsun ne bir öğün karnım doysun. Ne sıcak bir evim. Kalbimde ALLAH'ım dilimde ALLAH'ım. Her ne yapıyorsam O'nun için yapayım. Bir adım atıyorsam O'nun için atayım. Bir nefes alıyorsam O'nun için alayım işte bunu istiyorum ben...
Ama dolabımın kapağını bir açıyorum bir sürü kıyafet. Midem bir öğün aç kalınca nefsimi dinliyorum hep şikâyet hep şikâyet. Kalbimi dinliyorum dünya dünya diye atıyor. Bir günümü gözden geçiriyorum. Nefsimin istekleriyle dolu. "Sen kim Yunus gibi olmak kim deli kız" diyorum kendime. Sen kim Yunus kim?
Yunus Emre'nin köyündeyiz...
Mezarına yakın bir yerde bir park yapmışlar onun adına Yunus Emre Sevgi Parkı İçinde hiç ağaç yok sadece birkaç fidan
Yunusum bu kadar mıydı ektiğin sevgi fidanlar Hani nerede asırlar öncesinde gözyaşlarınla suladığın çınar ağaçları selviler sümbüller Nerede Yunusum
Kopardılar değil mi kesip attılar hepsini Bir rüşeym bile bırakmadılar Sevgi tohumları toprağın altında kaldı ve bir türlü çıkamadı değil mi yeryüzüne Yunus'um kime anlatayım derdimi Kime
Beton duvarlarla çevirmişler parkın etrafını Senin sevgin bu kadar mıydı Yunusum Bir taş duvarla önünü kesebilecek kadar mıydı Küçük sessiz soğuk bir park Hayır hayır bu sana yaraşmaz Yunusum
Şu duvarla senin sevgine set yapacaklarını mı sanıyorlar Bu sevgi taşları deler Bu sevgi toprağı yarar Bu sevgi semaya çıkar Sen üzülme sen üzülme Yunusum Çin Seddi'ni de dikseler sevginin selini kesemezler Sen üzülme Yunusum
Oh şükürler olsun İşte sana biraz daha layık bir yer Aman ALLAHım ne kadar huzurlu ne kadar sakin Yeşillikler ağaçlar çiçekler ve Senin mezarın Evet burası Sen kokuyor sevgi kokuyor Yunusum
Su fıskiyeleri koymuşlar etrafa İşte bak senin gözyaşlarını dağıtıyor dört bir yana.Toprak onunla kanıyor Çimenler onunla kanıyor Ben onunla kanıyorum Seni duyuyorum Yunus'um
Annem ve babam mescidde namaz kılıyorlardı Ben de namaz kıldım ve o güzel mekânı dolaştım ağladım Her yerde onu aradım Müzeleştirilmiş bir küçük binaya takıldı gözlerim Yaklaştım pencereden içeriyi izlemeye başladım
İşte işte onun çarığı onun heybesi onun hırkası Kapıyı yokladım Açıktı ve kimsecikler yoktu Adeta bir şeyler içeri çekiyordu beni. Usulca içeri girdim. Duvarda asılı duran hırkaya dokundum usul usul Ve o anda içeriyi çok güzel bir koku kapladı. Çok hem de çok güzeldi. Ve sanki sırtımda bir el! İrkildim Döndüm Yunus evet Yunus'tu Sırtında torbası elinde asası ve gözünde yaşıyla Yunus
Tebessüm ediyordu bana O çile dolu bakışlarıyla tebessüm ediyordu. Belli ki yükü çok ağırdı çünkü aşk doluydu torbası Evet yükü çok ağırdı sevgiyi anlatma yükü
Mahzun mahzun bakındı ve bana şunu diyordu sanki Dövene elsiz gerek Sövene dilsiz gerek Derviş gönülsüz gerek Sen derviş olamazsın
Doğru söylüyordu Yunusum. Ben derviş olamazdım Onun gibi sevgiyle dopdolu değildim Ellerini öpmek ona dokunmak istedim Ama kayboldu buğulu gözleri kurumadan kayboldu
Annemle babam arabada beni bekliyorlardı Koştum yanlarına gittim Arabaya bindiğimde burnumda hala o koku vardı kafamda o güzel düşünceler dudaklarımda o güzel mısralar