Popüler müzik alanında, kendine ait özel bir yer elde etmeyi başaran Göksel, duruşu, tarzı ve sounduyla son yılların öne çıkan isimlerinden biri. Kendi besteleri ile müzik dinleyicilerinin gönlünü kazanan ünlü şarkıcı, “Mektubumu Buldun mu” albümü ile de, eski popüler şarkıları tekrar dinlenilir kılmayı başardı.
Önceki albümlerinizin çoğunda söz ve müzikler size aitti, ve oldukça başarılıydı. “Mektubumu Buldun mu” albümünü yapmaya, nostaljik şarkıları yeniden yorumlamaya nasıl karar verdiniz? Sonuçta bir risk potansiyeli de var?
Evet. Kendi şarkılarını söyleyen, bir anlamda kendi hikayesini anlatan bir şarkıcı olarak, tamamen eski şarkılardan oluşan bir albüm yapmak riskli olabilirdi. Uzunca bir süredir bu şarkıları seslendirmeyi arzu etmeme rağmen erteliyordum. Yeni yapım şirketim bana eski şarkıları, orijinal versiyonlarına sadık kalarak kaydetme fikriyle gelince, taşlar yerine oturdu ve kendimi bu proje için hazır hissettim.
Beklediğiniz gibi tepkiler aldınız mı, memnun musunuz?
Bu albümün hazırlanışındaki her safha ayrı bir heyecandı benim için. Sonuçta iyi bir ekiple ve doğru bir repertuarla dinleyiciyi de, beni de mutlu edecek bir iş çıktı ortaya.
Albümün konsepti, seçilen şarkılar sizin tarzınıza çok uygun ve başarılı bir albüm. Bundan sonraki albümünüz yine benzer bir proje mi olacak, yoksa kendi müziğinizi mi yapacaksınız?
2010 yılının ilk aylarında, yine eski şarkıları seslendireceğim bir albüm hazırlayacağım. Son aylarında ise kendi yazdığım şarkılardan oluşacak yeni albümümü çıkarmayı düşünüyorum. Her iki albümün de repertuarı hazır.
Şarkılarınıza hakim olan melankolik bir hava var. Son albümde seçtiğiniz şarkılara da yansımış bu durum. Neşe ve hüznü hayatın vazgeçilmezi sayan bir tarz hakim. Popüler müzik genelde böyle yapmaz, ikisinden birini seçer ve onu benimser. Oysa bu durum daha gerçek. Katılıyor musunuz?
Ben bu duygu dalgalanmalarını çok yoğun yaşayan bir insanım. Özel hayatımda neşeden hüzne çok kolay geçiyorum. Bu yüzden şarkılarım, hatta sesim de her iki duyguyu taşıyor.
Arabesk müziğe nasıl bakıyorsunuz, felsefi bir kaynak olarak müziğinize yansıdığını düşünüyor musunuz?
Arabesk müzik, insanı çok yoğun bir şekilde irdeliyor bence. Evimde arabesk müzik dinlemeyi tercih etmememe rağmen, bugünün yozlaşmış içi boş popüler müziğine binlerce kez tercih ederim onu.
Severek dinlediğiniz Arabesk sanatçıları hangileri?
Orhan Gencebay çok önemli bir müzik adamıdır. Hayranlığım sonsuz. Müslüm Gürses, Kibariye’yi yorumcu olarak çok beğenirim.
“Ağlamak Güzeldir”, “Baksana Talihe”, “Bilemedim”, “Çaresizim” şarkılarına bakacak olursak “kader” durumuna hem isyan var, hem de kabullenmişlik. Sizce sineye çekmek mi, değiştirmek için gayret etmek mi gerekir?
Bence bu şarkıların hepsi hayat dolu. “Ağlamak Güzeldir”, “Baksana Talihe” bana umudu hissettiriyor. Ve aşk ne kadar çaresiz de olsa insana yaşadığını hissettirir.
En çok sevdiğiniz, işte bu albüm gerçekten “benim” dediğiniz albüm hangisi?
“Körebe” albümümün bende yeri ayrıdır. Ancak “Mektubumu Buldun mu?” yorumcu kimliğim açısından beni çok tatmin etti.
Kariyeriniz açısından geriye dönüp baktığınızda bir pişmanlığınız var mı?
Ne mutlu ki yok.
Genel durumun aksine, sizi herhangi bir magazin ya da benzer programlarda çok sık görmüyoruz. Bu televole kültürünün bir parçası olmadınız. Bu durum da sizin saygınlığınız ve samimiyetiniz açısından izleyicilere olumlu yansıyor. Siz ne düşünüyorsunuz, popüler olmak ya da sanatçı olmak beraberinde bu kültürün bir parçası olmayı dayatıyor mu?
Ben müziğim dışında konuşulmaktan, göz önünde olmaktan hoşlanmadım hiç. Mümkün oldukça gözlerden uzak yaşadım hayatımı. Magazin kültürünü müzisyenlikle bağdaştıramıyorum. Dinleyici de bunun ayrımını yapabiliyor gerçekten.
Daha çok eski şarkıları mı dinlemeyi seversiniz, yoksa yenileri mi?
Ben güzel olan her şeyi dinlerim. Eski ya da yeni olması fark etmiyor.
Albümün ismi, “Mektubumu Buldun mu”, siz mektup yazar mısınız? SMS ya da mail ile karşılaştırırsak hangisi daha samimi sizce?
Seneler var ki mektup yazmadım. SMS ve mail ne kadar hızlı olursa olsun, duygu aktarımı açısından mektubun yerini tutamaz.
Geçmişe dönmek ister miydiniz? Yoksa geçmiş sadece bugünden bakıldığında mı güzel?
Sanırım geçmiş, sadece buradan bakılınca güzel.
Yeşilçam filmleri mi, yeni Türk filmleri mi daha çok ilginizi çeker?
Son yıllarda çok iyi yerli filmler yapıldı. Her ikisini de seyretmek ayrı bir tat.
Sadece birine gidebilecek olsanız hangisini seçerdiniz, “Beyoğlu Sahaf Festivali” mi, “Tüyap Kitap Fuarı” mı?
Beyoğlu Sahaf Festivali.
Felsefe eğitimi gördünüz, bakış açısı olarak kendinize yakın bulduğunuz düşünür ya da düşünürler var mı?
Hayır, özellikle bağ kurduğum, yakın hissettiğim bir düşünür yok. Ama genel olarak Doğu Felsefesi’ni kendime yakın bulurum.
Televizyon izler misiniz, izlerseniz hangi programları takip edersiniz?
Televizyonu ancak spor salonunda koşarken izliyorum.
Dergimiz bir Beyoğlu dergisi, Beyoğlu’nun sizin hayatınızda nasıl bir yeri var?
Beyoğlu çok sık gittiğim bir yer. Sokaklardaki insan çeşitliliğine, dün ile bugünün kesişmesine bayılıyorum. “Günün Birinde” şarkısının klibini, şarkı bana o sokaklardaki havayı hissettirdiği için, Beyoğlu’nda çekmiştik.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Sevgiler, teşekkürler.
Ynt: Yine Eski Şarkıları Seslendireceğim By: Mavi_Kiyamet Date: December 26, 2009, 04:04:02 PM
kendisi biLir
yeni sarkiLar'da yapsin Ynt: Yine Eski Şarkıları Seslendireceğim By: PnR_Sz Date: December 26, 2009, 04:33:35 PM
Eski Şarkılara Sesi Daha Uyumlu Zaten
Ynt: Yine Eski Şarkıları Seslendireceğim By: KumraLım Date: December 27, 2009, 12:05:09 AM
Eski Şarkılara Sesi Daha Uyumlu Zaten
Aynen Cok Yakısıyor Sesine. (:
