Arşiv Anasayfa Doğu Anadolu
Sayfalar: 1
Erzurum Kongresi By: By.TuRuT Date: November 01, 2009, 05:02:25 PM
ERZURUM KONGRESİ - (23 TEMMUZ - 7AĞUSTOS 1919)

Erzurum Kongresi, I. Dünya Savaşı’nın uğursuzluğunu acımasız maddeleri ile tamamlayan Mondros Mütarekesi’nin (30 Ekim 1918) uygulanmaya başlandığı tarihlere rastlamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun imzalamak zorunda kaldığı mütarekenin 24. Maddesi: “Vilâyat-ı Sitte’de karışıklık çıktığı takdirde, bu vilâyetlerin herhangi bir kısmının işgal hakkını İtilâf Devletleri muhafaza ederler” şeklinde düzenlenmişti. Söz konusu vilâyetler: Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas vilâyetleridir ve mütareke belgesinin İngilizce olan metninde bu vilâyetler “Ermeni Vilâyetleri” olarak ifade edilmiştir. Bu durum, öteden beri varlığı hissedilen Ermeni tehlikesini tekrar gündeme getirmiş ve meseleye yönelik duyarlılık ilk olarak kendini, İstanbul’da, “Vilâyat-ı Şarkıyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti”nin kurulmasıyla göstermiştir.(Aralık 1918) Daha sonra Mart 1919’da Erzurum’da bu cemiyetin bir şubesinin açılmasıyla beraber bölgedeki teşkilatlanmanın öncülüğü yapılmış, bundan sonra Erzurum, Milli Mücadele’nin temellerinin atıldığı önemli merkezlerden biri haline gelmiştir. Şehrin Ermenilere verileceği söylentileri bir panik havası yaratmış, bu ortamda halk cemiyete sıkı sıkıya bağlanıp bölgenin ve vatanın kurtuluşu için çare yolları aramaya başlamıştır. Bu süreç içerisinde toplanan Erzurum Kongresi, savaşlar, antlaşmalar ve mücadelelerle uzayıp gelen tarih zincirinin önemli bir halkasını oluşturmuştur.
Kongre, Erzurum Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ile Trabzon Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetlerinin ortak girişimleriyle 23 Temmuz (Çarşamba) – 7 Ağustos (Perşembe) 1919 tarihleri arasında Nutuk’ta belirtildiği gibi çalışmalarını 14 günde tamamlamıştır. Mustafa Kemal ve Rauf Beyler’in Kongreye Erzurum (merkez) delegeleri olarak katılabilmeleri için Emekli Binbaşı Kazım (Yurdalan) ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucularından Cevat (Dursunoğlu) Bey, delegelik haklarından vazgeçmişlerdir.
Kongrenin ilk günü yapılan oylama ile Mustafa Kemal Paşa, Kongre başkanı seçilmiştir. Mustafa Kemal yaptığı açılış konuşmasında, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durumu, dünyanın çeşitli yerlerinde milli bağımsızlık uğruna yapılan mücadeleleri anlatarak bağımsız, milli bir iradenin Anadolu’dan çıkacağını ve bunun millete dayanması gerektiğini belirtmiştir. Yoğun çalışmalardan sonra 7 Ağustos’a kadar süren kongre, aynı gün Heyet-i Temsiliye seçimlerini yapmış, 9 kişilik heyetin başına Mustafa Kemal getirilmiştir. Böylece milli mücadelenin ilk siyasi kuruluşu da oluşturulmuştur.
Kongre sonunda yayınlanan beyannamenin giriş kısmında: Aydın Vilâyetinde Yunanlıların, Kafkasya’da Ermenilerin, Karadeniz’de Rumların Müslüman ahaliye yaptığı zulümlerden, milleti parçalanma tehlikesi karşısında gören Doğu Anadolu halkının kurduğu cemiyetler vasıtasıyla Erzurum Kongresi’ne katıldığından ve kongrenin yayınlanan kararları aldığından bahsedilmiştir. Kongrede alınan kararlar şu şekilde özetlenebilir: Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür ayrılık kabul edilemez; İşgal ve müdahaleler sonucu Osmanlı Devletinin dağılması halinde millet tek vücut olarak yurdunu savunacaktır; Vatanın bağımsızlığını korumaya İstanbul Hükümeti’nin gücü yetmediği takdirde, geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir; Kongre toplantıda değilse bunu Heyet-i Temsiliye üstlenecektir; Kuvâ-yı Miliyeyi etken ve milli iradeyi hakim kılmak esastır; Hıristiyan azınlıklara siyasî hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez; Manda ve himaye kabul edilemez; Milli Meclis’in hemen toplanmasını ve hükümet işlerinin meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır.
Erzurum Kongresi’nin amacı, sadece doğu bölgesinin bütünlüğü değil, 30 Ekim 1918’deki sınırıyla “Vatanın bütünlüğü” idi. Bağımsızlık ise, yine bütün Türk milletinindi. Bu gayenin ilk adımı Erzurum Kongresi’nde atıldı.
Kongrenin kabul ettiği kararları, belirlediği hedefleri, çizdiği stratejiyi iyi tahlil etmek gerekir. Kongrenin benimsediği hedefler, Türk Milli mücadelesinin de gerçekleştirmeye çalıştığı milli hedeflerdir. Milli Mücadele hareketinin siyasal temeli olan “hukuk-ı milliye” ilk olarak bu kongrede dile getirilmiştir. Kongrenin kabul ettiği kararlar ise milli bağımsızlık savaşımızın programı olarak ele alınmış, belirlediği hedefler gerçekleştirilmiştir. 28 Ocak 1920’de Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Misâk-ı Milli adıyla kabul edilip, 17 Şubat 1920’de bütün dünyaya ilân edilen programın esasları Erzurum’da, bu kongrede belirlenmiştir. Kongre, temsil ettiği fikir ve prensiplerle, sağladığı yetkiler bakımından Milli Mücadele hareketinin tarihi bir hareket ve çıkış noktasıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle; “Tarih şüphesiz bu kongreyi ender ve büyük bir eser sayarak bağrına basacaktır.”


SiteMap - İmode - Wap2