Arşiv Anasayfa Güncel Haberler
Sayfalar: 1
Kuzey Kore'nin Kozu Iki Kadın Gazeteci! By: Karayel Date: June 11, 2009, 02:55:56 PM
Yazılı ve sözlü basında görevli bir gazeteci için en cazip iş, hiç şüphesiz ki, dokunulmayan ve yazılmayan bir konu üzerinde çalışmaktır. Söylenemeyen bir sözü söyletmek, üstü örtülen olayları didiklemek, tehlikenin, acının ve savaşın içinde yer almak… Kamunun gözü, kulağı ve sözü olmak. Bir gazetecinin koku alması demek, olayın üzerine gitmesi demektir. Kokunun bir kere alınması, geri dönülmesi mümkün olmayan bir başlangıçtır. 

California Eyaleti’nin San Francisco kentinde, eski Başkan yardımcısı, Nobel Barış ödülü sahibi Al Gore tarafından yönetilen “Curent TV” nin başarılı iki  kadın muhabiri, Çin asıllı Amerikalı Laura Ling ve Euna Lee haberin cazibesine kapılarak Mart ayında Çin Halk Cumhuriyeti’ne gittiler. Tesadüf bu ya, kendilerini Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kuzey Batı Komşusu, girmesi de çıkması da çok zor olan ve diktatör bir rejimle yönetilen, Kuzey Kore toprakları içinde buldular. Ailelerinin, “ yanışlıkla sınırı geçti”  dedikleri genç kadın gazeteciler,  Kuzey Kore askerleri tarafından yakalanıp tutuklandılar.   

Gazetecilerin tutukluluk halleri devam ederken Kuzey Kore, Japonya’ya ait bölgeden  Pasifik Okyanus’una uzun menzilli bir füze fırlattı.  Bu girişim Amerika’da, Kuzey Kore’nin tekrar, “Terörist Devlet” listesine alınabileceği, “Yumuşak yaklaşım” diplomasisi yerine , “ Sert tutum” diplomasinin uygulanabileceği görüşleri kamuoyunda dalgalandı.  Resmi ağızlardan bu ülkeye ağır yaptırımlar uygulanabileceği belirtildi.

Kuzey Kore’nin söylediği ise, fırlatılan roketin, barışçı bir uzay programı çerçevesinde komünikasyon uydusu olduğu yolundaydı. Kuzey Kore, bu arada yeraltında  nükleer deneme yaptığını da açıkladı.

12 YIL ÇALIŞMA KAMPLARINDA

Dünyanın gözü Kuzey Kore’ye çevrilmişken, tutukluluk halleri devam eden iki Amerikalı kadın gazetecilerden Laura Ling’in kendisi gibi gazeteci olan ve önemli çalışmalara imza atan ablası, Lisa Ling, üç aydır tutuklu bulunan kadın gazetecilerin durumunu kamuoyuna açıkladı. Lisa Ling, önce CNN televizyonunun ünlü yapımcısı  Lary King’in programına annesini, babasını ve iki kadın gazetecinin eşlerini de çıkardı. Kadın gazetecilerden sadece kısa bir not alındığı, her iki gazetecinin bu ülke ile ilgili kötü bir niyetleri bulunmadığı ve yanlışlıkla sınırdan girdikleri vurgulandı. Kuzey Kore yönetiminin bu gazetecileri bağışlamaları  istendi.

Tecrübeli gazeteci abla Lisa Ling, tutuklu olan kizkardesinin  kendisini telefonla arayarak, yardım istediğini söyledi. Lisa Ling, “Kız kardeşimle çok kısa bir konuşma  yaptım. Benden istediği, iki ülke arasında diplomatik ilişki bulunmadığından, Amerikan yönetiminin doğrudan Kuzey Kore ile irtibat kurmak için bir kamuoyu yaratmam konusunda çalışmamı istedi ve Kuzey Kore’den kurtulmanın ancak bu yolla mümkün olabileceğini söyledi” şeklinde açıklamada bulundu.  Gerçekten büyük bir kamuoyu yaratıldı. Davanın devam ettiği surede, yayınlar ve mahalle gösterileri doruk noktasına ulaştı. Olay, tüm TV programlarına ve haber bültenlerine taşındı. Gazete sütunlarında yer aldı.  Tutuklu gazetecilerin istediği ortam yaratılmış oldu.  Ünlü gazeteciler, Kore uzmanları, Kore ile ilgili ünlü yazar-çizerler, Kuzey Kore’ye girme şansını elde edebilen diplomatlar, din adamları ve nihayet Dışişleri Bakanı Hillary Clinton konuyla ilgili  görüşlerini açıkladılar. Clinton, bu konunun , “İnsani “ yönden çözümlenebileceğini ancak, gazetecilerin davası ile Kuzey Kore’nin  nükleer denemesinin birbirinden  ayrı iki konu olduğunu belirtti.

Amerikalı iki kadın gazeteci Laura Ling ve Euna Lee yargılandıkları yüksek mahkemede, yasayı ihlal ederek sınırları aştıkları için 12 yıl çalışma kamplarında çalışma cezası ile cezalandırıldığı açıklandı. Gazeteciler, yüksek mahkemede yargılandıkları için “Temyiz” etme haklarının da bulunmadığı bildirildi.

GAZETECİLER PAZARLIK KONUSU MU OLACAK?

Genelde siyasi uzmanlar, Kuzey Kore Hükümeti’nin Amerikan yönetiminin  sert tutum izlemesini istemediğini, hele hele ülkenin , “ Terörist Devlet” listesine alınmasından nefret ettikleri görüsünde birleştiler. Kaldı ki, açlıkla savaşan bir ülkenin belli başlı ihtiyaçlarını temin ettiği dost Cin Halk Cumhuriyet’i bile nükleer denemeye karşı çıkmış,  bir yerde, “Fazla da ileri gitme” uyarısında bulunmuştu.

Siyasi gözlemciler, Kuzey Kore’nin, ağır bir cezaya mahkum edilen  iki kadın gazetecinin Amerikan yönetimi tarafından feda edilemeyeceğini bildiğini, yönetimle  “Öyle veya böyle” mutlaka bir görüşme imkanının yaratılacağını umduğunu belirttiler.  CBS’in ünlü eski haber sunucusu, gazeteci Dan Rather, “ Eğer, Kuzey Kore Amerika’dan bazı sözler alırsa, gazetecilerin bırakılması ile ilgili görüşmeyi başlatabilir. Sanki kadın gazetecilerin hayatı ile riskli bir poker oynamaya çalışılıyor” diye konuştu. Dan Rather’a göre, Kuzey Kore’nin, füze fırlatma ve nükleer deneme girişiminin altında Başkan Barack  Obama’nın takınacağı tavrı öğrenme  arzusu yatıyor. . .

DİSNEYLAND’E Mİ  GİDİYORLAR!

Din adamı, uluslararası yardim organizasyonu Başkanı ve Kuzey Kore’ye gıda yardımı yapılmasında büyük emeği gecen, Dr. Franklin Graham, Kuzey Kore sınırını aşan Amerikali gazetecilerin dünyanın en tehlikeli bir ülkesine geçtiklerini bilmeleri gerektiğini, ağır silahlarla sınırları kontrol edilen bu  ülkeye, Disneyland’a girer gibi rahatça ulaşmalarının söz konusu olamayacağını  söyledi.

Dünyanın çok çetin bir ülkesi olan Kuzey Kore’nin Amerika ile iyi ilişkiler kurmak istediğini, kendisinin bu konuda Obama yönetimini teşvik ettiğini belirten Graham, şu anda kamuoyunun dikkatinin iki gazeteci üzerinde yoğunlaştığını, ancak asıl konunun füze ve nükleer denemelerin olduğuna dikkati çekti.

Başkent Pyongyang’a gönderilecek  yüksek dereceli bir ABD delegasyonunun, Kuzey Kore yetkilileri ile karşılıklı görüşmesi ile gazetecilerin sorununun çözümlenebileceğini ifade eden Dr. Franklin Graham, mahkum olan gazetecilerin Christmas’da serbest bırakılacağını tahmin ettiğini söyledi. Kuzey Kore’ye “Yumuşak yaklaşım” diplomasisinin uygulanmasının daha doğru olacağını belirten Dr. Graham şöyle konuştu:

“ Sert tutum diplomasisi Kuzey Kore için bir şey ifade etmez. Onlar bütün dünyayı da karşılarına alsalar umurlarında değil. Duvara dayasanız bile, betonun içine gömülürler. Sert tedbirler alarak,  milyonlarca insanin ölmesini mi seyredeceksiniz? Onların kendi gündemleri var. Dünyanın kendilerini yukardan bakmalarına ve ikinci sınıf vatandaş olarak değerlendirilmelerinden son derece rahatsızlar. Biz bu insanlara saygı ile yaklaşmamız lazım. Onları dinlememiz ve karşılıklı konuşmamız lazım.” 

HUZURUN GELMEDİĞİ ÜLKE

Huzurun gelmediği Kore yarımadasında aynı milleten iki ülke. Kuzey Kore ve Güney Kore. Kuzey, açlıkla savaşmasına rağmen dünyanın besinci büyük ordusunu besliyor.  Ülke içinden kaçamak çekilen fotoğraflar ve verilen cezaların uygulandığı çalışma kamplarından sızdırılan görüntüleri içler acısı. Güney ise, modern kalkınmış bir ülke. Elbette, bir basın mensubu için,  bu tam olarak bilinmeyen tehlikeli ülkeye girmenin cazibesi çok fazla. Bir tek kare fotoğraf, bir kısa video bile dünya kamuoyunda büyük yankılara neden olabilir.

Kuzey Kore yönetimi, sınırı geçti diye 12 yıl çalışma kamplarında çalışmak üzere ağır cezaya mahkum ettiği evli ve biri anne olan iki kadın gazeteciyi bir koz olarak kullanarak Obama yönetimini müzakere masasına oturtmayı başarabilecek mi? En azından düşünülen bazı yaptırımları engelleyebilecek mi? Kadın gazetecilere gelince, erken veya geç, Kuzey Kore’den kurtulurlar, sadece kurtulmakla kalmazlar, meslek hayalarının en en ses getirecek yazılarını basın ve kitap dünyasında sergileyerek, bir başarıya imza atmış olurlar.


SiteMap - İmode - Wap2