NTV yönetimi baştan aşağı değişti. Kanal 24 Genel Yayın Yönetmenliği'nden kovulan Mustafa Hoş, Mirgün Cabas'ın yerine NTV Haber'in başına geçti. AKP'li gazeteci Mustafa Hoş'un NTV'nin başına geçmesiyle beyaz Türklerin düşen kalesi'de de bariz değişimler hissedilmeye başladı. Mustafa Hoş yönetimindeki kanalın ilk icraatı NTV'nin altın kızlarını ekrandan kaldırmak oldu.
Mustafa Hoş bu işi bilmiyor
NTV'nin en çok sevilen işlerinden biri olan Haydi Gel Bizimle Ol ekrandan kaldırılması Mustafa Hoş'un bu işi bilmediğinin en büyük kanıtı. En çok ses getiren programın yayından kaldırılması demek "NTV kalesi de düştü" diyen beyaz Türk izleyici kitlesini kaybetmek demektir.
Ekrana veda ettiler
Sivri dilleriyle ve hükümete yaptıkları eleştirilerle gündeme oturan ve "Haydi Gel Bizimle Ol" programıyla beğeni toplayan NTV'nin altın kızları ekrana veda etti. Sezonun son programını Müjde Ar bombalarıyla kapatan ekibin veda mektubunu yazmak Çiğdem Anad'a düştü.
Severek ayrılıyoruz
İki yıl boyunca “Haydi Gel Bizimle Ol” dedik. Seksen program yaptık, 180 konuğumuz oldu. Amacımız; toplumun bütün değer yargılarını, standart bakış açılarını, klişe söylemleri, ahlaki ölçüleri, ezberlenmiş doğruları sorgulamaktı.
Pınar Kür, Müjde Ar, ben ve Aysun Kayacı, farklı kuşakları temsil eden yaşlardaydık. Dördümüz de... Farklı geçmişlerden, farklı siyasi çizgilerden, farklı mesleklerden gelerek bir masaya oturduk.
Dördümüz de kendi özelliklerimize sahip çıktık. Birbirimize benzemedik. Birbirimizden birçok şey öğrendik.
Kendimizi de başkalarını da sorguladık, anlamaya çalıştık. Her konuyu deştik, öfkelendik, daha çok da güldük.
Öfkelenirken gülebilmek, çekişirken kucaklaşabilmek, anladıkça acaba diye sorabilmek, düşünerek fikir değiştirebilmek, korkmadan konuşabilmek değerliydi, biz
Yapabildik.
Yapılan işi abartmadan ama küçültmeden de hakkını vermek gerektiğini yeni öğreniyorum.
Şimdiye kadar geride kalan işler üzerine, ne kadar iyi olursa
olsunlar konuşmaktan
Haz duymazdım ama yanlışmış. Birazcık da olsa güzel işlerin tadı çıkarılmalıymış.
Seyirci dört farklı kadının zihin, beden, ruh kimyalarının bileşimini
beğendi, demek ki hepimizin
ortak paydaları var. Kimselere söylemesek de biliyoruz bunu. Hepimiz biraz birbirimize benziyoruz.
Bizi hakaretlerle eleştirenler bile bizi seyrettilerse, bir yerlerde kendilerini gördükleri içindir
herhalde.
Müjde, Aysun, Pınar Kür ve ben
Müjde'nin güzelliğinin yanında bütün sosyal konulara hassasiyeti, aklı, esprileri bu programda
bütünüyle görüldü.
Aysun'dan gözlerini alamayanlar ama önceleri onu gaf makinesi görenler, Aysun'un gizli cin olduğunu çözdüler.
Pınar Kür'ün tahminlerin ötesinde keskin politik söylemleri ve görsel açıdan bir model kadar iyi durabildiği, şıklığı bu programda ortaya çıktı.
Benim siyaset dışında bir şey bilmediğimi varsayanlar yanıldıklarını gördüler. Haber program sunarkenki sert tavrım, bu programda yerini çok gülen birine bıraktı.
Bu programın sonunda, “Kadınlar bir araya gelip iş yapamaz” diyenlerin, bu üstün! fikirlerini tekrar
Gözden geçirdiklerini temenni ediyorum.
Hepimiz birbirimizle uğraşmak ya da birbirimizi taklit etmek yerine, yapabileceğimizin en iyisini yapmak için gayret edersek ortaya iyi sonuçlar çıkabiliyor.
Arkadaşlarımın komik özelliklerinden aklımda ne kaldı?
Aysun sadece yazları değil, kışları da çorapsız gezer, Müjde aynı kıyafeti defalarca giyer, bazen benden kıyafet ister.
Pınar Kür konuştuğu kadar yazmaz, yazsa on değil, yirmi kitabı olurdu.
Müjde ile Pınar'ın ortak özelliği; programın reklam aralarında kıtlıktan çıkmışçasına tost yemeleri.
Aysun ile Müjde'nin ortak özelliği; sinirlendiklerinde ikisinin de susturulamayışı.
Pınar ile Aysun'un ortak özelliği; üniversitedeki sınav dönemleri.
Benimle hepsinin ortak özelliği, sevmeyi bilmemiz, farklı kadınları da adamları da sevebilmemiz.
Severek ayrılmak da güzelmiş. Programımız bitti, yarın ne gösterecek bilmiyoruz.
