Arşiv Anasayfa Yarışma Sonuçları.
Sayfalar: 1
Hayal Gücü Yarışması. By: [B][R][N] Date: May 25, 2009, 01:11:37 AM
Herkes Hayal Gücü'nü Kullanarak Webcanavari'ni Ele Alıp Bizlere Anlatıcak. Gülmek :)

Katılım Kurallarımız =

* Herkes Katılabilir. Gülmek :)
* Masal'ınızı & Hikaye'nizi Kendiniz Yazmak ZORUNDASINIZ.! Aksi Takdir'de, Başkası Tarafından yada Net'te Varolan Bir Masal & Hikaye'yi Bulursak Diskalifiye Edilir ve Bizi Aldatmaya Çalıştığınız İçin Yasaklanabilirsiniz.
* Yazıcağınız Masal & Hikaye'nizin Kahramanları Forum'dan Olucağı Gibi Tamamen Hayal Ürünü Kişi'likler & Kurum'larda Olabilir.


1. Olan Üye'mize = 10.000 REP.
2. Olan Üye'mize = 7.500 REP.
3. Olan Üye'mize = 5.000 REP.


Ve Yarışmaya Katılan Tüm Arkadaşlarımıza 500 + Rep. Gülmek :)

Son Katılım = 10-07-2010 Cumartesi Akşam'ıdır, Hadi Bakalım Kimin Hayal Gücü Bizi Nerelere Götürücek Nanik-Nanik :P

Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: ceKoo72 Date: May 25, 2009, 01:33:06 AM
GunLerden Birqundi işte ne BiLim benLe By.ceZa Dısarıda saat 01:30'u gecmis gece canımız sıkıldı GRaffiti cizeLim dedik ama naparsınki o saatte sprey bulamadık sonunda aklımıza biri geLdi×[BLack RoSe]×
 abLanın actıqı yeni is yerine  gittik kapalıydı onu uyandırdık bize baya bi saydıı.... Öldüm Gülmekten. Sonra Kalktı ve spreyleri verdi bize neyse bizde temiz bi  duvar buLduk ve Webcanavari'nin Logosunu cizdik cizdik ama bu Logo canlanmasınmı peşimize verdide verdi en sonunda bi karakola sıqındık karakolda poLis beyLer şu soruyu sordu: ne işinz war noLdu dedi bizde dedik ki :abi Graffiti yaptık canlandı peşimize verdi ama hic aklımıza polise bunları derken polisin bizi iceri atacaqı sonra hosbes baktık kimse yok  Zuhahaha hem polsleri oyaladıqımız icin hemde qraFFiti yaptıqımız icin 1.5 yıl hapis yedik gun geLdi caTTı hapishaneye girdik bi kere sayıyoruzda sayıyoruz kalan gunlerimizi Sonra ziyaretcilerimizn olduqunu öqrendik kimmiş dedik bilmem dediler ziyaretci salonuna geLince bizim Webcanavari aiLesi geLms ilkk önce ×[BLack RoSe]×
 abLa bizee baya bi nasihat etti ben size demistim yok işte böyle olur yok işte şöyle olur ama dinlemedinz oh oldu fLn da fiLn baran abi ise bize gecmis olsun  aLLah kurtarsın diyceqi yere cok süper yapmmıssınz qRaffitiyi saoLun dedi arkamızdan bi tanesi biLe aLLah kurtrsın demedi bizde kurtulamadık bi canawar yuzunden hapslere dustuk bunu nerdenmi yazıorm Zuhahaha i Phone geLmis mapustan bi arkadasa onunkinden ZuhahahaZuhahaha  HopHopKop. Hehehehe

Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: ModifiyeliSebze Date: June 09, 2009, 03:22:06 PM
Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde kutup ayıları güneşlenir penguenler güneş kremi sürerken çok uzak diyarlarda bi prenses yasarmıs bu prenses o kadar kara ve siyahmışki bu yüzden kendini beenmezmiş ama aslında cok güzel bi kızmıs forumlarda "zencefilim" die üyelik adları alarak takılırmıs xD sonra gel gelelim gör görelim uzak diyarlardan bir baytar geli vermiş bu baytar öyle baytarlardan deilmiş "maykıl jeksın" ı bile beyaz yapmış bunu öğrenen prenses babasına demiş hemen
-baba o baytarı huzuruma istiyorum bende beyaz olmak istiorm felan..
kral hemen buyruk vermiş baytar prensesin huzuruna gelmiş prenses anlatmış derdini baytarda üzülerek
-efendim ben sadece hayvanları siyahtan beyaz yapabiliyorum
diyince prensesin hayalleri yıkılmıs donanmaları karadenizde batıvermiş...
aradan yıllar geçmiş artık kutup ayılarının nesli tükendiği için güneşlenemedikleri penguenlerinde nesli tükendiği için güneş kremi süremediği zamanlarda bir ulak gelmiş köye bir büyücüden bahsedermiş o öyle bir büyücüymüşki herşeyi yapabilirmiş... bunu işiten prensesin hayalleri yeniden canlanmış ve o büyücüyü bulmaları için askerlerine emir vermiş çok zaman geçmeden büyücüyü bulmuslar büyücüyü huzuruna getirmişler büyücü çok genç ve dinç gözüküyomus bunu gören prenses şankınlıgını gizliyememiş ve demiş
-ben sizi daha yaşlı biri oalrak bekliyordum
büyücü demiş
-ben zaten 20 yaşındayım ama ruhum 1000 yaşında çok şey gördüm ve öğrendim sizin sorununuz ne onuda biliyorum ama sizi o hale döndürürsem dönüşü olmaz bu halinizden de daha güzel olmazsınız ben belki 2000 yaşında ölücem ama asla 2000 yasındaki biri gibi olamıcam... bazen birinin pişmanlıgı birinin hayatını değiştirebilir bunu asla unutmayın prensesim görünüşünüz sizi yüceltmez içinizdekiler sizi yüzeltir bunu asla unutmayın güçlü bir krallığın güçlü bir prensesi olmalı hem içinde hem dışında... demiş ve büyücü gözlerin önünde yok olmuş...
bu olaylardan sonra prenses asla dışını deiştirmeyi istememiş makyaj felanda yapmamış ama her zaman güçlü ve kendine güvenen biri olmuş asla kendinden utanmamış...

bu hikayeyi bende neden anlattım bilmiorm xD ekinler baş göstermeden kör buzağa topallamazmış xDD
Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: a.lives Date: June 15, 2009, 12:10:25 AM
Hikayemiz internet sehrinin webcanavari semtinde geciyor. Esrarengiz olaylarin döndügüne inanilan semtte inanilmaz kisilikler bulunmakta fakat bu kisiliklerin doga üstü yetenekleri oldugu ispatlanamamaktadir. Semtten iceri adiminizi attiginizda adeta hipnozlu gibi bir evden digerine geciyorsunuz her kapinin ardinda adeta baska bir dünya oluyor ve her sokak basinda inanilmaz bir insan sizi renkten renge sokuyor ellerinde kücük asalar yüzlerinde hafif gülümsemeyle her köse basinda rastliyorsunuz o semtte bu tür insanlara yanlismi hatirliyorum bilmiyorum ama kendi aralarindaki kod adlari sanirim yöneticiler orda dolasirken  birinin digerine baran diye seslendigini duymustum sanirim baslarinda o var elindeki asada hepsininkiden daha degisik sanki daha maharetli üzerinde minik dügmeleri olan isikli anlatmasi zor bir alet hersey tamamiyle planlanmis her adiminizi takip ediyorlar hangi sokaga gitseniz kesinlikle biliyorlar kendilerine göre kurallari var polis asker giremiyor oraya müdehale amacli ama bütün semtlerdende daha emniyetli disindan baktiginizda hersey gayet normal gözüküyor ama semtin sinirlari icine girdiginizde sizi etkisi altina aldigini hemen fark ediyorsunuz.
Günlerden bir gün yine bir kapinin önünde dolasirken yeni birinin semtin sinirlari icine girdigini gördüm gözleri dört acilmisti cok sasirmis fakat bi o kadarda mutluydu her kapiyi acmaya basladi hersey ilgisini cekiyor sürekli olarak dolasiyordu yanilmiyorsam ismi mustafaydi. herkez mustafayi sevmeye baslamisti ama garip olan biseyler vardi cözememistim..
Ellerinde asa olan yöneticiler mustafaya her gecen gün daha cok güvenmeye baslamis onu daha cok icilerine almaya baslamislardi. Aralarinda karar vermis mustafayada bir asa vermislerdi. ilk zamanlar hersey yolundaydi herkeze iyi davraniyor herkezi mutlu etmeye calisiyordu. Bir gece o isikli asasi olan baran adli yönetici görünmezlik pelerinini giymis oturuyormus bir kösede semt sinirlari disindan elinde asa mustafanin geldigini görünce sasirmis ama hic belli etmemis. Bir kac gece takip ettiginde görmüski mustafa ona verilen asayi baska semtlerde kullanmaya baslamis. Inanilmaz bir ceza verildi mustafaya by_ceza adili yöneticinin fikriyle zekasi tamamen bloke edilmis istem disi hareketler yapan hemde toplumun hicte hosuna gitmiyecek el haraketleri yapan biri halina dönüstürülüp semt sinirlari disina atilmisti. Mustafaya yakin kisiler polis mahkeme avukatlar arasinda mekik dokumalarina ragmen delil toplamak icin girdikleri semtte hipnoz olup kalmis hic bisey yapamamislardi..
Siz siz olun o semte yolunuz düserse eger mutlu olmak istiyorsaniz onlarin kurallari disina cikmayin sonra cok zorda kalabilirsiniz Gülmek :)
Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: [-By*FoR1cİn-] Date: June 16, 2009, 08:54:56 AM
Yer WeBcAnVaRı mAHallesii  mahalle reisi can baran..Reisin sağ kolu emre.Reisin sol kolu benn... Zuhahaha                        Bir gün webcanavaarı mahallesinde kavga çıkar..Reisimiz can hızla kavganın olduğu yere doğru gider..Bide ne görsün sağ kolu emre dayak yiyor...Buna hazmedemiyenn can baran sol kolunu hemen cağırıyor..Yani ben oluyorumm..tabikide can baranın sol kolu Rizeli ne yapcann.. Adama bi vurdumu 3 yapışıyor yere tabii can baran korktuğu için gidemiyor bu rizeli çocuk yani hamza diğer adıyla forcini yolluyor..Forcin de giriyor kawganın içine tabikide bu forcini gören herkes kaçıyorr ..Sonra kawgayı başlatan cete başını yakalıyor..Ve reisin yanına götürüyor..Bu arada by ceza hastanede..Neyse Bu by sahin  ilk lafu şu oldu webcanavarı mahhallesine başka bi adla girsem olurmu..Tabiki reis izin verirmi..Bu na sarıyoruz sopayıı tabikide reis vurmuyor.Forcin vuruyor .Reisin vurmama sebebi elleri kirlenmesin diye neyese bu by sahinin banlanmak daha kötü ediyorum..Reis mahalleyi topla bana akşam gelsin konuşma yapacam diye..İşte akşam mahalle sakinleri geliyor..Mahallenin çiçeği dely* Mahallenin ablası ×[BLack RoSe]× mahallenin pasaklı çoçuğu kirli'de geliyor işte 20.000 kişi gelecek değildi yaa..Neyse can baran başlıyor konuşmaya..Konuşmasının 1 tek sözü webcanavarı mahallesi ilgilendiriyordu..Biz bi aile oldukça bizi kimse bozamaz.... Zuhahaha
                                            
                                                                                                                      [-By*FoR1cİn-]
Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: labonde Date: June 16, 2009, 09:52:00 AM
güzel bir ilk bahar sabahıydı.cicekler..güness.kuslarr tam bı uyum ıcındeydı..hersey cok guzel gorunuoyurdu..tek kotu olan bı sey vardı..ıcımde kalbımın derınlıklerınde..buyuk ama kotu bı hıss...herkes gnesın guzelım ılk baharın tadını cıkarırken..ben bı kenarda oturmus..kalbımın derınlıklerındekı sesı dınlıorudum...bana huzursuzluk verıordu..ıcım daralıyor adeta duvarlar ustume ustume gelıyordu....
  ve anıden bı ses..1 mesaj alındı..telefonuma msj gelmıstı... ='' askım bız bugun saat 10 gıbı yola cıkıoruz senı cok ozlıycem. benı unutma..hoscakal...''. _Hoscakal_neden gorusuruz deılde hoscakal demıstı...yuregımdekı hıslerlerle bırlesınce bıanda kendımı sokakta buldum..yanlız dolasmaya ve bu dusuncelerı aklımdan atmam gerekıyordu...Kendımle oyun oynamaya basladım...guzel seyler dusunup bakalım ne kadar kısa zaman ıcınde mutlu olucaktım..ve ıcımdekı ses susucaktı...!!!
   Baslaraa..en baslara dondum...zaten ınsanlar hep ole olur..tanısma anlarını hatırlayıp..tekrar tekrar yasarlar o anı..bende denedım.._'' sanırım aylardan hazırandı.okullar tatıl olmus olucak...bızım koyumuz olmadıgı ıcın koye gıdemıyorduk..bıgun telefon caldı :'' abla gelsenıze bıze..kırazlarda oldu cok guzel toplarsınız... enıstemede goturursun..'' arayan teyzemdi.ılk defa bukadar ısteklıydım gıtmeye..neyse yola koyulduk ve gıttık.babamda bızle glmıstı...o gun teyzem bırakmadı bızı..ve orda kaldık..cok guzeldı..teyzemın 2 tane kopegı vardı..Zeytın ve boncuk..Gülmek :) boncugun tuylerı vardı onun ustune yattıgımda zeytın kıskanıp ustume atlıodu..cok eglenıorudum...2.gun du koyde...koyun havası carpmıs olucakkı cok yorgundum.bahcede bı hamak hazırdı..bıraz orda yattımm...sonra hava sogumaya baslayınca..odaya gectım uyuyordum...sonra bı ses benı uyandırdı..:''yenge ıcerde yatan kım?''.teyzem benı gostererek ''yegenım'' dedı.sonra bende yataktan kalkıp dısarı cıktım.sanırım benı merak eden orda boncukla oynayandı.''meraba'' dedım.ole konusup arkds olduk..arkadan tekrar bı ses..:'' ıyı uydunmu ?'' sanırım bu soru banaydı.arkamı dondum evet dedım...ole konustuk..benı goren oymus..boncukla oynayanda ıkız kardesı..arkadas olmustuk hergun beraber oynayıp,cılek topluyoduk..zamanla..ona cok alısmıstım oda oleydı..hemen hemen her yaz teyzeme gıderdım..oda gelırdı..gorusurduk..tekne turu yapardık aılelerımızle..onlar bızı arkdas sanardı ama yanlızca o deıldı..=) bı gun ev de kaldım ben kalınca Oda kaldı sonra kardesıde...ben kanepede uzanırken..mutfaktan bıses geldi:''gelırmısın yemek yıyelım? '' gıttıgımde mumlarr..guller..cok guzel bı masa hazırlamıstı saskındım..cunku cok kucuktum ve ılk defa boyle seyler hssedıordum..yemegımızın yarısında toplamak zorunda kalmıstık..annemler erken gelmıstı...........''
   o gunlerı hala yasıor gıbıyım..ve gulumsuyordum...sanırım ıse yaramıstı...keyıfle eve dogru yol aldım..temız kokuyu ıcıme cekıp herkese selam verıordum...ve evımıze gelmıstım...evde hıc kımse konusmuyodu deısık bı hava vardı..'anneme noluo dıye sordugumda'' yok bısey kızım ne olsun..'' dedı ve mutfaga gıtmıstı..sezıyordum bıseyler..ama aklıma gelırmıydı ki.... bı kac gun gectı aradan ve bır telefon geldı :'' kızım ben teyzen cenaze bugun ogle namazından sonra kalkıcak annenlere solrsın optum senı ''...o anda ıcımden bısey koptu sankı...yuregım acımaya baslamıss sankı aglıyordu...kendımı toplayıp anneme aynen teyzemın dedıklerını soyledım..annem ''tamam'' dedi..agzından baska hıc bısey cıkmamıstı...artık gozum doluodu..ve sordum anne ''kımın cenazesı bu??'' annem solemek ıstemıodu..ama dırettım ve..'' kızım bız sana soylemek ıstemedık..sız kardes sayılırsınızz...ama..'' ''hacer teyzenler varya..ızmır'e gıderken bı kaza gecirmisler...'' bunları duydugumda gozumden tek bı damla yas aktı..herseyı anlamıstım...kımın olup kımın kaldıgını sormadan...dırek odama gıttım..yatagıma uzanıp..telefonumu tekrar actım...ve bır mesaj alındı...'''askım bız mola verdık..yollar baya kotu...dua et bana...hoscakal...'''' yine hoscakal demisti...  Ağlicam.  2.kez kullanısıydı bu...galıbada son olmustu..................
Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: DeLy* Date: June 16, 2009, 02:53:48 PM
GünLerden Bir Gün Bi Tane Kız Varmış Bu Kız Kendini Çok YanLız Hissedermiş Etrafındaki ArkadaşLarı Tek Tek Gitmek Zorunda KaLmış
Ama O En Çok Bi Tanesine ÜzüLmüş Çünkü O Onun Arkadaştan da Öte Kardeşiymiş Her Zaman BeraberLermiş Hiç AyrıLmazLarmış O Kadar YakınLarmış Ki Birine Bişey Olduğu Zaman Hemen Öbürüne SorarLarmış Acaba Ona NoLdu Diye.. OnLar BöyLe GüzeL AnLaşıyo Ve AiLeLeride AnLaşıyomuş Akşam YemekLeri, MangaLLar Tabi İkiside Bu Duruma Çok MutLu Oluyomuş AiLeLeride İyi AnLaştığı İçin .BöyLe Oluncada BirLikte OLmaLarına GezmeLerine
Herşeye RahatLıkLa İzin VeriyoLarmış. Bu İki Yakın Arkadaş Gezip EğLenirken Bi Tanesinn AiLesinde SorunLarı OLmaya BaşLamış
Bu SorunLar Giderek Büyümüş. Sonra Bi Gün KızLardan Bi Tanesi Uyurken Bi TeLefon GeLmiş
" Kanka Biz BabaannemLere Mersi*e Gidiyoruz Hastaymış
AciL Çıkmamız Gerekiyo "
Demiş Bunun Üzerine Diğer Kız BişeyLerden ŞüpheLenmiş Ve Demişki Bari Gitmeden Görüşseydik SON KEZ Arkadaşıda
" Kanka Ne Son Kezi Biz DÖNÜCEZ " Demiş Ama Nedense Öbür Kız Buna Bir TürLü İnanamıyomuş İçinden AğLamak GeLiyomuş
Neyse OLan Olmuş Kız Mersine Gitmiş Orda Msn*ede Giriyomuş KonuşuyoLarmış İLk Defa Bu Kadar Ayrı KaLmışLar İkiside Çok ÖzLemiş Birbirini
Ama Zaman Bir TürLü Geçmiyomuş Kız Hep Şu Gün Dönücez Bugün Dönücez Diyomuş Ama Hep BişeyLer Çıkıyomuş Babaannem İyiLeşmedi Diyomuş
Tam GeLicez Artık DedikLeri Gün Babaannesinin ÖLdüğünü SöyLemiş Kıza GeLmeLeri Gene Uzamış Aradan Baya Zamn Geçmiş
Herkes Artık DönmeLerini BekLiyomuş Bi Gü Gene Msn*de Konuşurken "Kanka Sürpriz Biz İstanbuL*dayız Ama Karşı Tarafta Yarın Akşam GeLicez "
Demiş Bunu Duyan Kız Çok Sevinmiş MuTLu MutLu KonuşuyoLarmış Ama Tam Çıkarken Kızın KonuşmaLarı Birden Değişmiş Sanki Veda Edermiş Gibi
Konuşmuş Öbür Kız O Anda AnLam Verememiş Tabi Nede Olsa Yarın GeLicekLer Diye BekLemiş Ertesi Gün Olmuş Akşam Kızı BekLemiş BekLemiş Yok.
Gene İşLeri Çıktı HeraLde Diye Düşünmüş Bi Kaç Gün Daha Geçmiş Aradan Bu Kızda Başka Bi okuLdan ArkadaşıyLa Annesinin İşyerine Gitmiş
KonuşuyoLarmış Sonra Annesi kıza Sana Bişey SöyLicem Ama ÜzüLme Demiş Oda SöyLe Demiş Tabi
"Arkadaşın Ve AiLesi Gitmiş" Demiş O Anda Kız
ŞaşkınLıkLa Ne Diyeceğini Şaşırmış Önce Gülmüş
"BöyLe Olucağı BeLLiydi Zaten " Demiş HaLa İnanamıyomuş Onun Gittiğine Sonra içinden Bir Parça
Kopmuş Sanki Birden GözLerinden YaşLar SüzüLmeye BaşLamış Çıkmış İşyerinden Kimse Bişey Demiyomuş Herkes BiLiyomuş onu Ne Kadar Sevdiğini
Ağlamış AğLamış İçinde BişeyLer KırıLmış Kardeşi Gibi Gördüğü İnsanın Ona YaLan SöyLemesine Mi ÜzüLsün Yoksa Gittiğine Mi ÜzüLsün BiLememiş
O da Sadece Üzülmüş ve AğLamış.. Arkadaşına Çok Ulaşmaya çaLışmış MaiL Atmış Aramış Ama Bir TürLü ULaşamamış Herkes Soruyomuş Nerde Nerde
Diye Kimseye Cevap Veremiyomuş Kendide BiLmiyomuş Çünkü.
Onu Hiç Unutmamış BekLemiş BekLemiş.. HaLada BekLiyomuş Bir Gün geLir UmuduyLa Kardeşini..!


Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: DeLy* Date: June 21, 2009, 07:22:14 PM
KatıLan Çok Kişi Olmadığı İçin Süre 25,06,2009 tarihine ErteLenmiştir
Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: EyLüLCe Date: June 22, 2009, 05:35:20 AM
Bir yanda aşk bir yandan tutku..

Her zaman aşkın ağır bastıgını düşünmüştüm halbuki…       
     

Tutkumun nelere sebebiyet verebilceğini Nerden tahmin edebilirdim ki..?



      Güzel bir gündü sokağa çıkmıstım,heryer güllük gülistanlık nese ile doluydu.Öyle aklım 1 karıs havada ilerliyordum ki sanırım birine çarpmıstım.’’özür dilerim,pardon,afedersiniz,önemli değil’’ vs vs kelime ve cümlecikler geçti aramızda.Kız çok güzeldi.Ama benim sevgilim vardı böyle düşünmemeliydim.Aptalca birbirimize baktık durduk 1-2 dakika.Sonra banao çok masum gülümsemesiyle ‘’hoşçakalın’’ dedi.Tanrım ne güzel gülümsemeydi..

      Ertesi gün olmus butun geceyi o guzel gulumsemeyi anımsayarak geçirmiştim.Zaten Ebrunun beni aradığı sorduğu yoktu..Ondan soğumaya mı başlamıstım.Yo hayır saçmalıyordum.Ebru çok iyi bir kızdı  ve ben onunla 1 yıla aşkın beraberdim...Sahile indik arkadaşlarla gitar falan çaliyor şarkı söylüyorduk..Birden gözlerim bir şeye takılmıs bir noktaya odaklanmıstım..Birden ‘’hey merhaba’’ diye bir ses duydum..Bu sesi hatırlıyordum:) kafamı çevirdiğimde ise o tatlı gülümseme Gülmek :) Beni benden alan o bakışlarla bana bakıyordu.’’nasılsınız’’ sordu nasıl olabilirdimki.harikaydı o an benim için ama sadece iyiyim siz nasılsız diye kısa kestim.Sanrıım onun sıcakkanlılığı benim bu aptalca kestirip atmalarımla zıt dusmus olmalıki ‘’sonra görüşürüz’’ diyip yanımdan yüzünü asarak ayrıldı..



Artık her saniye aklımdaydı sadece geceleri düşünmüyordum onu.Ama ben ebruya aşıktım.Buna emindim.Allah’ım sanrım 2 aşk arasında kaldım.yo ona aşık değilim o sadece bir tutku ben ebru’ya aşığım.Ne yapmalıyım bilmiyorum.Gerçekten o masum gülüşlü kıza aşık mıydım?Neler saçmalıyorum ben ya!Daha adını bile bilmiyorum ki Gülmek :)

bugun gunlerden Cumartesi biraz geç uyandım onu düşünmekten butun gece uyuyamadım..Kahvaltı yapıp arkadaşlarla yine aynı yerde buluscaktı.Sahile doğru yururken  yanımdan masum gülüşlü kızın geçtiğini gördüm ve seslendim.Bana baktı ve güldü merhaba dedi.Oturalımmı bir yerde dedim.olur elbette dedi.İsmini sordum..ismi annemin ismi olan Sibel miş.Bu durum beni dahda etkilemiş resmen sibelde kaybolmustum..Onu eve bırakmaya gittiğimde bana içeri gelmez misin diye sordu.Ne cevap verebilirim ki  evet dedim bir anda.İçeri girmemle ebrunun araması bir oldu ve telefonu kapattım.O Gece yasak aşkımla vakt geçirdim.Ertesi sabah hayatımın en buyuk pişmanlığını yasıyordum.Ebru bunu hak etmemişti.
Onu aradım ve olan biteni anlattım.Ebru  her şeye rağmen beni sevdiğini ve asla bırakmayacağını söylemişti..Ama bu konuyla ilgili detaylı konuşmamı istemiyordu çünkü zaten canı çok yanmıstı.Bende aklımdan sibel’i silmeye çalişiyordum.Ebru artık beni ailesiyle tanıstırmak ilişkimizi resmilestirmek istiyordu.Bizim eve gidelim diyince tamam dedim.Ama anlayamadığım bir şey vardı.Ben bu eve daha önce gelmiştim.Zile bastık ve kapıyı ebrunun ablası açtı.!işte o an vücüdümdan aşağı kaynar sular döküldüğünü hissettim.Karsımdaki Sibel di.!!Sibel ebrunun ablasıydı.!Hemen evden çıktım Ebru’da peşimden geliyor arkamdan ne oldu Sinan diye bağırıyordu.Daha fazla dayanamadım yere dizlerimin üzerine  çöktüm.Senin ablan o dedim.’o kim?’’ Dedi boğazımda düğümlendi cümleler ama söylemeliydim nasıl bakardım yüzüne..Kardeşin benim seni aldattığım kişi dedim.Neler duyduğuna inanmak istemez halde binlerce kez sordu bana…En sonunda kabullenerek eve ağlayarak döndü..Onu en son o gun gordum..2 gun sonra intihar ettiğini duydum..Cenazesine gidemedim.O masum yüzü bir d aha göremezdim..

Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: By.u[K]aLaa Date: June 22, 2009, 06:34:19 AM
Küçük KIZ

Günlerden Bir Gün Pazar'dı Yağmur yağıyordu ve hava cok soguktu, Saat 01:30 civarları Dısarı Cıkmıstım Dolasıyodum. Karsıma küçük bir kız cıktı ağlıyodu, Yanına gittim ''ne yapıyorsun bu soguk'da dısarda tek basına  dedım. Bana Ailesi 1 ay once öldüğünü Amcası sokağa attıgını söledi.Cok üzülmüstüm Ona Yardım etmeliydim.Onu bizim kücük kulubeye götürdum '' sen burda kal dedım'' Biraz kendini toparla sonra bana neler oldu daha sonra hepsini anlatırsın dedım. kücük kız ''ağlıyodu'' kendini üzme bu kadar dedim. ve daha sonra bende evime gittim.sabah olmustu saat 7:00 civarıydı Kalktım Ve kücük Kızın yanına gitmeliydim koştum, koştum ve En sonunda gelmiştim zili caldım. İçimden'de herhalde uyanmamıstır diyodum.ama Nerden baksan 1 saat boyunca zili calmıstım bu sese kim olsa uyanır içimde bi ''korku'' olusmustu. Ne yapsam diye düşünüyordum Kapıda Kitli Acmak için elimde bişe yoktu. Kulubenin etrafında kapıyı kırmak için demir parcası gibi bir cisim arıyodum. en sonunda bulmustum hemen kapıyı kırmaya calıstım. Biraz zorlansamda kapıyı en sonunda kırmıstım.Ve içeri girdim Orda kıbırdamadan yatıyordu.biraz yaklastım bi baktım kendini öldürmüş cok üzülmüştüm,ağlıyordum. Kafamı yere dogru eğdimde bir kagıt parcası gordum hemen yerden aldım '' beni annem babam dısında kımse sevmiyor. bu dünyada yasamama gerek yok sen cok iyi bir insansın ama bnim annemin babamın yanına gitmem gerek hersey için cok sagol'' die küçük bir not yazmıstı. Hayatın nasıl oldugunu anlamıs oldum Gülmek :)
Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: -LoSS AnGeL- Date: June 22, 2009, 01:55:22 PM
Yaşandı ve Bitti

Bir 18 Mayıs sabahıydı.Yine aynı şeyler olacak diye can sıkıntısıyla uyanmıştım bugünde.Nerden bilebilirdim ki hayatımın en güzel günlerinden birini geçireceğimi.Öğlen bir msj geldi telefonuma şöyle yazıyordu 'saat 5 gibi heykel meydanında olmalısın' içim ürperdi bir an.Numara hoşlandığım çocuğa aitti.Neden böyle bir msj atmıştı acaba.Sabırsızlıkla saat 5'i bekledim ve meydana gittim.Çok kalabalıktı ama durdum bir yerde.Omzuma bir el dokundu.Arkamı döndüğümde 0'nu karşımda gördüm.Sadece gülümsüyordum.Merhaba dedi bana en içten sesiyle masmavi gözleriyle Merhaba dedi..Hayalmiş gibi hissediyordum inanamıyordum.
Kendime gelince karşılık verebildim.Şaşırdığımı anlamış olmalıydı ki yüzündeki gülücükler arttı,daha sıcak daha içten yaklaştı bana.Gelmezsin diye çok korktum dedi ve elindeki paketi 'açar mısın' diyerek uzattı.Bende karşılık vermeden açtım ve bir defterle karşılaştım.Sonra bana eve gidince bunu oku msjını beklicem dedi ve gitti.
Ben ise şaşkınlıkla koşarcasına eve gittim odama kapandım.Defteri okumaya başladım.Her sayfasında ayrı bir duygu vardı bana duyulan bir hoşlantıyla başlamış aşka dönüşmüştü.Ve en son sayfasına geldiğimde 'seni çok seviyorum her zaman benimle olmanı istiyorum' yazıyordu.Ve msj attım bende seni seviyorum diyerek.



Günler,Aylar geçti.Herşey hayal gibiydi hala tam 6 aydır birlikteydik.7.ayımızı kutlayacağımız akşam bir msj geldi bana 'seni çok sevdim,seviyorum.kendine iyi bak güzelim.üzmesin kimse seni ama özür dilerim.hoşçakal.'
şaka gibi geldi ilk baştan..O güzel günler gerçekten hayal miydi? bende sinirli bir halle cvp verdim ne oluyor neden böyle diyorsun diye birkaç msjımdan sonra cvp geldi hastayım,çok hastayım artık sana faydam olmaz diye.Ben seni sadece sağlıkta değil hastalıktada kabul etmiştim halbuki.Birşey yazamadım cevap veremedim..
Tam 1 ay geçmişti hala aklımdaydı.Ve msj attım tekrar nasılsın diye.Cevap geldi zor yürüyorum iyi diyemem diye.bende o gece aradım onu uzun uzun konuştuk bırakmıcam seni dedim asla bırakmıcam inan iyileşeceğine gerçekten inan iyileşiceksin beni birazcık seviyorsan inan dedim.Ve o günden sonra herşey iyi gitmeye başladı.Doktorlarda iyiye gittiğini söylüyordu fakat bir gece ateşi çıkmış hastaneye kaldırmışlar kuzeni bana msj attı durumu belirtti.Ağlamaktan gözlerim şişmişti artık yaş akmıyordu gözlerimden.Bir süre sonra bir msj daha 'abimin kalbi duruyor napıcam ben onsuz napıcaam' diye..Daha çok hıçkırıklara boğuldum ama ne fayda o gidiyordu o ölümü seçmişti.Ama öyle olmadı geri döndü tekrar çığlık mı atsam yanına mı gitsem ağlasam mı gülsem mi bilemiyordum.Doktorlar bile ağlıyormuş.O ise uyandığında benim adımı vererek o olmasa geri dönmezdim demişti.Hergün ziyaretine gidiyordum.Herşey güzel gidiyordu.Meğer sadece benim için güzel gidiyormuş.Dış ülkede bir hastaneye kaldırıldı apar topar.1ay orada kaldı.haberini sadece kardeşi ve kuzeninden alıyordum.Ama sonunda evine gelmişti kimseyle konuşmuyormuş,yürüyemiyormuş,hiçbirşey yemiyormuş..Kardeşinden teli ona vermesini istedim.Seni çok özledim diye msj attım ve cvp geldi beni hala unutmadın mı diye.bende ben seni unutmak için mi sevdim diye karşılık verdim.Ama o hep olumsuz düşünüyordu.benden bir fayda yok diyordu.böyle diyerek benide çok üzüyordu.ama o hayattan,benden kopmuştu bir kere.
Benimlede konuşmuyordu artık haberlerini sadece akrabalarından alıyordum.ama ne fayda Ağlıyorum. hayat çok acıtmıştı canımı.

Bir cumartesi günüydü.Ve bir msj.'Onu kaybettik dün gece.'diye.Bu msj beni değiştirdi.O sevdiğim,güzel günler geçirdiğim,bana örnek olan insan artık hayatta değildi.Yaşamıyordu.Bırakmıştı beni,sevdiklerini,sevenlerini,herşeyini..
Bu msjdan sonra anladım ki Hayat bir ince ipmiş.İnsan tökezleyip tökezleyip düşüp sevdikelrinin canını acıtırmış.
Böyle olmasını kim isterdi ki..Böyle olmamızı kim isterdi.Seni çok sevmiştim seviyordumda.
Ama hayat diyoruz ya herşey bizim yaşamamız içinmiş.Ölümde yaşamda bizim içinmiş.
Kendine iyi bak olur mu ben iyiyim ama sensiz ne kadar olabilirim ki ..
Hayat önce güldürüp sonra ağlatıyor ya canım acıyor artık.
Kendime hiçbir zaman Yaşandı ve Bitti diyemiyorum.

Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: RaPPeR_aLiNHo Date: June 23, 2009, 12:09:12 AM
                          alıntı değildir. komedi ve dram içerir..    


                                                                           Yas Sonrası Saadet
   Cuma günü İstiklal Marşı’nın ardından okul dağılmıştı. Salih, okuldan henüz gelmişti. Heyecan içersinde annesine koştu. Sevinçle haykırıyordu. Annesi tam ona: “Ne oldu Salih, hayırdır?” diyecekti ki sözünü Salih kesti:
-   Anneciğim hani geçen gün sınav olmuştuk ya?
-   Evet. “Biraz kötü geçti.” demiştin hani o sınav mı?
-   Evet.  anneciğim o sınavdan beş aldım!
Meltem Hanım bunu duyunca düşünür, ardından çok şaşırır. Ve sonunda Salih’e parlar:
-   Evladım sen o sınava çalışmamıştın. Nasıl yüz aldın? Bana bak eğer kopya çektiysen…
-   Vallaha çekmedim anne.  Sorular şıklıydı. Biliyorsun bizde üç şık var. Attım tuttu.
-   Evladım bu böyle olmaz. Ya seni hocan sözlüye kaldırırsa? Bizim zamanımızda hep öyleydi. sınavda bir soruyu bilmeyegörsün. Anında:  “kalk bakayım sözlüye“ derlerdi hocalar. Sizin gibi laylaylom yoktu. İyi ki de yokmuş. Bak işte mum gibiyiz.
-   Off anne! Her sınavdan sonra bunları anlatmak zorunda mısın?
-   Sus bakayım kerkenez. Sen giderken biz dönüyorduk hem de ne dönme bir tokatla yirmi tur dönerdik üç yüz seksen derece. Yoksa üç yüz altmış mıydı? Neyse o kadar dönerdik işte.
-   Üç yüz altmış anne üç yüz alt…
-   Tamam anladık. Bilmişlik yapma anneye. Gel bakayım. Sarıl anneye.  Nasıl geçti okul?
-   Sınav olduk dedim ya anne?
-   Çocuğum demin söyledin sınav olduk diye. 6 saatte mi sınav oldunuz?
-   Ya yok anne. Yine yanlış anladın. O demin dediğim sınav bu gün değildi. Geçen günkü sınavdı. Sınav bitti ya demin notları konuşuyorduk. Hem o matematikti. Bu hayat bilgisi .
-   Hım! Öyle söylesene sen. Peki diğer dersler?
-   Eeeee, şeyy…
-   Bana bak sınavdan sonra yine mi kaçtın? A oğlum yine o pinokyaya mı uydun?
-   O pinokya değil pinokyo. Ayrıca arkadaşımın adı da Kerim.
-   Her ne haltsa. O çocuk adamı dar ağacına götürür. Onunla yüz göz olma.
-       Anne napayım en samimi arkadaşım o. Ayrıca o yalan da söylemiyor.Arada palavra sıkıyor ama yalan söylemiyor.
-   Evladım bunları sana o söyledi değil mi? Evladım o pinokya her yalan söylediğinde sana:“Ben yalan söylemiyorum. Sadece abartıyorum der. Şaka yapıyorum der. Sende onu dürüst sanırsın.”
-   Tamam anne bir daha onunla konuşmam.
-   Hah aferin babana söyleyeceğim gelince sana gofret getirsin.
-   Ama anne…
-   Anneye ama yok tamam işte bir daha onunla konuşmayacaksın.
-   Tamam.
-   Neyse kapatalım bu konuyu da senin sınava dönelim. Ayrıca okuldan kaçtığın için cumartesi günü evdesin temizliğe yardım edeceksin.
-   Ama anne…
-   Anneye ama denmez. Sadece dediğimi yapacaksın. Okuldan kaçmıcaksın. O Kerim’ e de uymayacaksın.
-   Tamam anne.
-   Anne babam nerde kaldı?
-   Bilmem. Gelir birazdan.
Kapıdan anahtar sesi geliyordu. Gelen Sadık Bey’di. Sadık Bey epey yorgundu. Çünkü fabrikanın çoğu işi ona kalmıştı. Üç kişiden oluşan bu mutlu aile Meltem Hanım’ın mefruşat işinden, Sadık Bey’ in dokuma fabrikasındaki işinden olmak üzere iki maaş giriyordu. Ekmek aslanın midesindeydi. İki maaş bile bazen yetmiyordu. Salih bazen bilyelerini satıp harçlığını çıkarır. Babasının verdiği harçlığı da evin kül tabağının altındaki işlemeli  -annesinin ördüğü- dantelin altına koyardı. Annesi ona babasından para alıp ekmek almasını söylediğinde o gider işlemeli dantelin altındaki parayla ekmek alır, artanı da yerine koyardı. Bu durum nadir gerçekleşirdi. Genellikle koyduğu paraya dayanamayıp bir güzel arkadaşlarıyla çarçur ederdi.
   Sadık Bey, Salih’  e çok düşkündü. Bazen Salih’le ilgilenmesi, Meltem Hanım’ın ilgilenmesinden daha hoş olurdu Salih için. Salih, babasını çok severdi fakat bir o kadarda babasından ürkerdi. Çünkü Salih’in babası, annesinden daha ağır cezalar verirdi.
   Salih bu okul olayını babasına annesinin söylemesini istedi. Annesi kabul etti. Sonra Salih’e kendi odasına geçmesini söyledi.
Sadık Bey içeri girdi:
-   Ben geldim. Merhaba hanım nasılsın?
-   Hoş geldin bey. İyiyim çok şükür. Nasıl geçti günün bey?
-   Eh,işte bildiğin gibi. Eşşek gibi çalış üç kuruşa talim et. Ne olacak? Ee, senin nasıl geçti?
-   Bende bildiğin gibi işte. Öğlene kadar dikiş dersi verdim sonra ev işleri işte.
-   Hım. Salih nerde? Ortalıkta görünmüyor sıpa.
-   Odasında bey. Yeni geldi. Haftanın yorgunluğu var çocukta.
-   Hayırdır? Bir kabahat mi işledi? Salih boş yere odasına çekilmez.
-   Bey Salih…
-   Evet…
-   Eeee… Şey… Salih bu gün...
-   Geveleme hanım ben biliyorum okuldan kaçtı değil mi?
-   Evet. Bey ama üstüne varma çocuk işte.
-   Ama hanım varma varma nere kadar? Hep kaçıyor okuldan. Yine bukalemun Kerim’le kaçtı dimi? Sıpa yine kandı Kerim’e. Yine kafaladı Kerim bizim sıpayı.
-   Tamam bey ben konuştum Salih’le bir daha onla konuşmayacak.
-   O Kerim kaçarsa kaçar ne olacak çocuğun babası bizim fabrikanın sahibi. O çocuk okumaz. O kaçsın zaten bir cacık olmaz ondan. Babası alır onu koyar fabrikanın başına ohh! Miis gibi iş… biz öyle değiliz ama. Ekmeğimizi taştan fikrimizi baştan çıkarıyoruz.
-   Bunları bende hep söylüyorum ona. Artık akıllanmıştır.
-   İnşallah hanım yoksa o Kerim bizim saf sıpayı serseri bile yapar. O çocuk okula iki yıl geç başlamıştı.
   Sadık Bey, Salih’ in odasına gidiyordu. Salih, odasında çocuk dergisi okuyordu. Daha doğrusu amacı, kendini babasına o an öyle göstermekti. Aslında kulağını kendi odasının kapısına dayamıştı salonda konuşulanları duymak için. Babasının geleceğini sezdiği anda elinde dergiyle atladı yatağına. Babası odasına girdiğinde:
-Ne o Salih? Hayırdır, kitap mı okuyorsun?
-Hayır babacığım, dergi okuyorum.
-Bugün olanları anlatacak mısın?
-Annen den duyarsam cezan büyük. İstersen sen söyle de cezan küçük olsun
-Tamam babacığım söylüyorum.  Bu günkü sınavdan beş aldım. Ama çoğu soruyu bilmiyordum. Rastgele işaretledim doğru çıktı. Ayrıca hayat bilgisi sınavından sonra okuldan kaçtım.
-Ama evladım o çocuklar zengin, hem onun geleceği yok. Ayrıca da çocuk çok yalancı. O gün kahvecinin camını o kırmıştı, seni göstermişti. Fırçayı sen yedin, parayı biz ödedik. Babası fabrika sahibi diye de bir şey diyemiyoruz. Sonra ne dedi sana o bukalemun. Kesin: “Şaka yaptım!” demiştir sana. Haksız mıyım?
-Evet öyle söyledi ama…
-Duymak istemiyorum Salih! Bir daha Kerim’le gezmek, konuşmak, oynamak yok.
-Tamam babacığım. Söyleyeceklerin bu kadar mıydı?
-Kurtulmaya çalışma Salih. Okulunun etütüne katılacaksın. Derslerin düzelsin. Bir daha rastgele sınava girmek yok.
Sadık Bey, kırk altı yaşındaydı ve biraz asabi bir insandı. Sinirleri, fabrika işlerinden dolayı yıpranıyordu her gün. Ama yine de Salih’e ya da Meltem Hanım’a sert davranışlar sergilemezdi. Salih Bey oturaklı, akıllı bir adamdı. Lise mezunuydu ama, “Üniversite mezunuyum.” Diyenlere taş çıkarırdı. Tavana baka baka hesaplamalar yapardı, Salih hesap makinesini getirene kadar bitirirdi hesabını. Sadık Bey’in içkisi, kumarı yoktu. Bırakın kullanmayı, bunların bulunduğu ortamlardan bile kaçardı. Ama sigara! Sigaraya çok düşkündü. Sadık Bey’in sigaraya olan düşkünlüğü onu iki kere kalp krizine götürmüştü. Otuz yıla yakın zamandır sigara kullanıyordu. Sigara, iki kez kalp krizine götürmüştü bu otuz yıl boyunca içen ve kırk altı kere yıllanmış olan bu orta yaşlı adamı.
   Bu olayların ardından altı yıl geçmişti. Salih lise bire gelmişti. Artık ergin bir birey olmaya doğru ilerliyordu. Yaşının ona verdiği zeka, onu sınavlarında aşarmaya teşvik ediyordu ve bu konuda en büyük yardımı sağlıyordu. Meltem hanım ile Sadık bey geç evlendiklerinden dolayı Salih henüz lisedeyken ikisi de elli iki yıla merdiven dayamışlardı. Bu geçen zaman içerisinde Meltem Hanım da Sadık Bey de emekli olmuştu. Salih artık çözemediği o eski –üçüncü sınıfta iken –kolay sorular gibi bu zor sorularını babasına sormuyordu.
   Günleri çok güzel geçiyordu Salihlerin. Ama Salih’in bir korkusu vardı. Annesi ve babası yaşlıydı. Salih’e göre, onun annesiyle babası ondan önce ölecekti. Ama bu işin Allah tarafından olduğunu da unutmuyordu. Yine de o hep yaşa bakıyordu. Kaderine bakması, belki onun daha erken öleceğini söylediğinde ise buna pek ihtimal vermiyordu. Bu onu korkutuyordu. Çünkü ölümün ne olduğunu hiçbir yaşayanın tam olarak bilmediği gibi, o da bilmiyordu.
Sıcak yaz günlerinin başlangıcı ardından, karne günü gelmişti.
   Salih karnesini aldığında çok mutlu olmuştu. Lise sonlu öğrencilerin veda merasimlerinden sonra evine dönerken arkadaşları ile karşılaştı. İçlerinde onlardan iki yaş büyük olan Kerim de vardı. Hem de Kerim spor bir arabayla gelmişti. Şoförü de yoktu. Kendisi kullanıyordu. “Hayırlı olsun” faslından sonra parka gitmiştiler. Kerim, spor arabasıyla eve gidip biraz daha para alacaktı. Kerim gittikten sonra Salih bir an duraksadı. İçinde bir eksiklik, bir yanma, ardından da bir soğukluk hissetti. Bir an için hislerinden korktu. Neden öyle olmuştu acaba? Bunu düşünürken dalıp gitmişti Salih. Salih bir müddet öylece kalakaldı. Bu sırada hemencecik giden Salih hemen de gelmişti. Salih’i öyle donuk görmüştü Kerim. Arkasından Kerim onu uyandırmak amacıyla öyle bir havladı ki. Salih’in aklı bir an için gidip geldi. Bir anda unutmuştu demin olanları. Gülmüştü ardından. “Ne olacak ki?” dedi kendi kendine. Akşama kadar parkta dolaştılar, çarpışan arabasından gemisine kadar hepsine bindiler.
   Akşam olmuştu. Bütün çocuklar evlerine dağıldı. Salih de evine giderken saat sekiz buçuğu gösteriyordu. Salih hiç bu kadar geç kalmamıştı. Annesiyle babasının ona kızacağını biliyordu. Fakat karnesini onlara gösterdiğinde:”haydi bakalım bu seferlik böyle olsun diyeceklerini umuyordu. ”
   Evine dönmüştü Salih. Kapıyı çaldı. Hemen açıldı kapı. Karşısında gözü yaşlı, sükun içerisinde annesi duruyordu. Salih:
-   Ne oluyor anneciğim? Bu içerideki kalabalıkta ne? Bu Kur’ an sesleri de neyin nesi?
-   Sus evladım. İçeri gir çabuk!
Meltem Hanım, sükunetini konuşmayla bozsa da, metanetini korudu. Salih:
-   Ne oldu anne, neden evin içi kalabalık?
-   Senin arkadaşın yok mu? O meşhur fabrikatörün oğlu Kerim!
-   Evet. Ne oldu ki? Hem bu ağlama sesleri de ne?
-   Evladım hala anlamıyor musun?  Senin o arkadaşın Kerim, babana spor arabasıyla çarpmış. Ehliyeti yokmuş ama hava atmak için şoförünü atlatıp, babasından izin almadan almış arabayı.
-   Ama bize bunu söylemedi.
-   Sen hala onu savun. Bu saate kadar onunlaydın değil mi?
Salih bunları duyunca, arkadaşının ne kadar kötü, ahlaksız ve umursamaz olduğunu anlamıştı. Altı yıldır savunduğu Kerim’ e kin kusuyordu şimdi. Gözyaşları içinde “her şey karşılıklı” diyordu. Sanki bunu istem dışı söylemişti. Sonra içeri girerken düşünüyordu:
-   Bunlar nasıl insan çarpıp kaçıyorlar, bir özür dilemiyorlar, hastaneye götürmüyorlar. Bu nasıl insanlık?

   Babasının cesedine baktı. Evde kim varsa, başını okşuyordu Salih’in. Salih hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. O gece hıçkırıkla, göz yaşıyla geçti. Ertesi gün babasını özlemişti. Babasının kendisine “sıpa” demesini bile özlemişti. O gün hiç konuşmamıştı. Sonunda Kerimlerin evine gidip olanları fabrikatöre anlatmaya karar vermişti. Annesine bir şey söylemeden koyulmuştu yola. Yolda her gördüğü babasıyla oynaya çocuk gördüğünde imreniyordu onlara. Sonunda varmıştı fabrikatörlerin evlerine. Ne evi? Oraya ”ev“ demek günahtı. Saray gibi lüks villaya girecekti. Bu zenginlik onu büyülemişti. Ama ne fark ederdi ki? Bu babasını geri getirmeyecekti. Aksine bu gördüğü zenginlik babasını onlardan koparmıştı. Babasını düşünerek kendine geldi.
   Villanın kapısında bir bekçi duruyordu. Salih’i içeri almadı. Salih buna öyle sinirlenmişti ki içinden bağırmak geldi. Öyle de yaptı. Bunun üzerine villanın penceresinden bir baş göründü. Yaşlı şirin bir ses duydu Salih. “Siz de kimsiniz” dedi Salih.
-   Bırak çocuğu Hikmet Efendi.
-   Peki beyim
-   Ben Tevfik Yıldırım. Bu villanın sahibiyim. Sen kimsin evlat.
-   Ben Salih Saka. Konuşabilir miyiz?
-   Peki evlat gel buraya.
İçeri aldılar Salih’i. Aralarında şöyle bir konuşma geçti Salih ile Tevfik Bey’in.
-   Ben Salih Saka. Efendim sizin oğlunuz Kerim dün spor bir arabayla babama çarpmıştı. Ehliyeti olmadığını öğrendim.
-   Hımm demek öyle. Bana bundan hiç bahsetmedi. Bak evlat, Kerim’in nasıl bir çocuk olduğunu en iyi ben bilirim. Çok şımarık ve umursamaz bir evladım var. O spor araba da abisinin. Dün arabasını aradı abisi. Akşama doğru Kerim geldiğinde arabanın sol tarafında vuruk vardı. Onu ellerimle polise teslim edeceğim. Evlat, benim iki evladımda hayırsız. Benim bütün servetim ben öldükten sonra heba olacak onlara verirsem. Evlat sen ahlaklı, akıllı ve cesur bir çocuksun. Benim mirasçım olur musun? Evlat seni ilk gördüğümde yüzündeki dürüstlük hoşuma gitti. Benim evlatlarımın nuru piri yok. Çok şımarıklar. Evlat lütfen mirasçım ol. Kerim’i polise teslim edeceğim. Böyle hem adalet yerini bulacak hem de sizin durumunuz düzelecek.
-   Efendim bana olan teklifiniz için teşekkür ederim. Ama benim tek dileğim adaletin yerini bulması. Ayrıca şöyle düşünüyorum ki sizin evlatlarınız rahata alıştıkları için servetinizin bana nakledileceğini öğrenirse bana zarar vermek için her şeyi yapabilirler. Adaletin yerini bulması için Kerim’i polise teslim edin. Başkasına da zarar verebilir. Umarım zarar ilk ve son biz oluruz. Şunu da size söylemek istiyorum. Ben buraya gelene kadar Kerim’e kin kusuyordum. Artık anlıyorum ki bu babamı geri getirmeyecek. Adaletin yerini bulması benim için kafi geldi.
-   Peki evlat sen bilirsin. Ama arada bir ufak tefek maddi yardımlarım olacak size. Buna hayır demezsin herhalde.
-   Teşekkür ederim efendim. Babam bana her zaman “hak etmediğin hiçbir şeyi kabul etme” derdi. Siz bunları teklif edince benim aklıma bu söz geldi.

Bunları söyledikten sonra, Salih arkasını döner ve gider.


___________________________________________________________________________________________________________


K. Bakmayın biraz uzun

Ynt: Hayal Gücü Yarışması. By: ×[BLack RoSe]× Date: June 26, 2009, 04:10:49 AM
Yarısma süresi sona ermiştir.SonucLar 5 gün içinde açıklanacaktır.Kilit.

SiteMap - İmode - Wap2