Arşiv Anasayfa Hayata Dair.
Sayfalar: 1
Mavice.. By: [-By.TuRuT-] Date: April 25, 2009, 01:15:24 PM
Yazgılanmak Yazmakla…
Yazmasam çıldıracaktım diyerek iç dünyalarını açar kimi yazarlar. İçindekileri, kelimelere giydirerek sunarlar tüm açıklığıyla. Yazmanın çıldırtıcı dürtüsüyle büyülenirler… Artık yazmakla yazgılanmak en büyük istekleridir.
Bir başka sevda yazı yazmak…
Yazmadığın an nazlanır sana gelmeye kelimeler. En güzel anlamı giydirmeye çalışsan da kelimelere bir uzaklaşma hesabında olur nazlılar. Binbir naz çekişte ancak içindekileri ifadelere büründürüp kelime kalıbına sokabilirsin içindeki korkuyla…
Elif Şafak yazmanın nazını aylarca çektikten sonra tam da çıldıracakken ‘Siyah Süt’ü yazarak yazmanın mevsimini yaşamıştı. “Hiç yazamayacağım” sandım diyerek korktuğunu dile getirmişti. Lohusalık hali geçince yazmanın yazanından vazgeçemeyeceğini anlamıştı.
Bir çoğuna göreyse yazmak yazgı. Yazgısında varsa yazabiliyor. Yazmanın yazgısı tam da Nazan Bekiroğlu gibiler için. Yazmak ne de yakışıyor Yusuf ile Züleyha’nın yazarına. Kelime kelime işliyor bütün vücuduna da doyamıyorsun kitabının en son noktasında dahi. O hep yazgısını yaşasa da biz yazgısına hayran hayran baksak.
Yazan iflah olmuyor. Yazdıkça yeni dallara atılmak istiyor. Kulaç kulaç açılsa yazmanın içinde yine de yetmiyor. Nuriye Akman sorularıyla aldığı cevapları kendinden katmadan gazetede yayınlarken yazdığı ‘Nefes’ ve ‘Örtü’ romanlarıyla okurlarını şaşkınlığa uğrattı. Bir gece diline takılan ‘Nefes’ kelimesinin peşine düşen Akman, kelimeleri giydirmeye devam ediyor.
Hayatın; aşkla yaşandığında ‘yaşanılır’ olabileceğini yazan Yavuz Bahadıroğlu bir çoğun hayat kurtarıcısı. İş yapmayı sevmeyen bayanlara ütü yaparken hayatınızın kırışık kalmış taraflarını ütüleyin diyen yazar, yazmanın rahatlatıcı buharından asla vazgeçmeyecek belli ki.
Şarkı söylemenin kesmediği eski gazeteci Ahmet Şafak’sa polisiye romanlarıyla tam bir yazısever. ‘Kan Meclisi’ ve ‘Kurt’, elden düşmeyecek kitaplar. Yazmanın tutkusu, iflah olmaz okuyanın kaderi belli ki…
Yazmak başka. Kimi daktilosuyla, kimi bilgisayarıyla, kimi illaki beyaz kağıda yazmaya tutkun. Kimi kurşunkaleminden vazgeçemez, kimi tükenmez kaleminden.
Kimi gecenin zifirisini bekler dudak dudağa halleşmek için, kimi güneşin tepeye çıkmasını bekler yazmanın lezzetini tüm tadıyla almak için. Kimi düzenle, kimi dağınıklıkla yazar.
Kimi yazar; okur kaygısında, kimi yazar; sadece yazmanın tutulmasında.
Yazmak aşk. İçindekileri ifade etmeye çalışmaksa yazmak her halükarda yazının içindeyiz, istesek de istemesek de.
Kilim dokuyan kızımızın elindeki ipi kalemi, ressamın elindeki fırçası, öğretmenin elindeki tebeşiri, sanatçının dilindeki şarkısı, kuaförün elindeki fön makinesi, inşaat ustasının elindeki çekici, balıkçının elindeki ağı…
Yine de en vazgeçilmezi eline almak kalemi mavisinden ve beyaz kağıda yazılmak yazgının yazmakla baki kalması için dua ederek…


SiteMap - İmode - Wap2