Arşiv Anasayfa Helal ve Haramlar
Sayfalar: 1
Şirket By: FeMoX Date: January 28, 2009, 05:30:24 PM
Şirket

İktisâdî ve ticârî hayat bugünkü geniş ve karmaşık sınırlarına ulaşmadan önce şirketler de basit idi; birkaç kişi arasında-sermâye, iş, kredi, arazi gibi unsurlarla- birleşmek suretiyle vücut buluyordu. İslâm şirket muâmelesini bazı kayıtlar koyarak yalnızca caiz görmemiş, teşvik de etmiştir: Peygamberimiz, Rabbinden naklediyor:
"Biri diğerine hıyânet etmedikçe iki ortağın üçüncüsüyüm; biri arkadaşına hıyânet edince ben aralarından çıkarım." (Ebû-Dâvûd, Büyû, 26.)
Bugün daha büyük işler, daha çok sermaye, bilgi ve gücün bir araya gelmesini gerekli kılıyor; bu da daha büyük şirketlere ihtiyaç gösteriyor. Bir müslümanın bu nevi şirketlere de katılması caizdir; yeter ki faiz, aldatma, hile, haksızlık, hıyânet, harama hizmet bulunmasın.
İslâmın sermaye-emek arası ortaklıklarda üzerinde durduğu en önemli şart kârda ve zararda ortaklıktır. Her ortak, hissesi nisbetinde kârdan ve zarardan nasibini alacaktır. Ortaklardan birinin veya bir kısmının-şirket zarar etsin, kâr etsin- muayen bir kâr alması İslâm şirket nizâmına aykırıdır. Peygamber (s.a.v.) zirâat ortakçılığında, ortaklardan birinin, tarlanın muayyen bir yerinden çıkanı veya çıkan mahsûlün-50 ton gibi- muayen bir miktarını alması şartıyla akit yapılmasını yasaklamıştır; çünkü bu, diğer ortağın zararına olabilir. Ancak günümüzde kanuni şirketler ortaya çıkmıştır. Bu şirketlerin hükmî şahsiyetleri vardır; yani şirket hükmen ve hukuken bir şahıstır. Bu şirketlerde hissesi olan kişilerin yönetici veya memur olarak çalışıp şirketten ücret alması caizdir. Bu durumda çalışanın muhatabı diğer ortakların şahısları değil, bunların dışında var olan şirket hükmî şahsiyetidir. Ortak işçi ve memurun aldığı da kâr değil, ücrettir.


SiteMap - İmode - Wap2