|
|
|
Timüs, insanda ergenlikte yiten geçici bir organdır. Lenf dokusu olarak etkinliği ancak birkaç yıl sürer; lenf dokusu içeren öteki organların çalışmalarını başlatmak için mutlaka gereklidir.
Ama, bu olayın mekanizmasında henüz birçok yön aydınlatılamamıştır.
Bir yandan, kuramsal incelemeler timüsün yalnızca dokusal ya da hücresel bağışıklıkta bir rol oynadığını göstermektedir: Dokusal etkinlikli, bu nedenle «timüse bağımlı lenfositler de denen Tlenfositlerinin yapımının düzenlenmesi.
Ama, öte yandan deneyler ve klinik bilgiler timüssüz bir yeni doğmuş çocuğun, doğuşunda timüsü çıkarılmış genç bir hayvanın, yalnızca bazı antikorları yaptıklarını göstermektedir.
Görüldüğü gibi, kanda dolaşan antikorlara bağlı bağışıklık ve hücresel bağışıklık, daha başlangıç noktalarında birbirlerine sıkıca bağlıdırlar.
Dalak
Lenf dokusu dalakta, küçük yuvarlak öğeler (Malpighi cisimcikleri) biçiminde kendini gösteren beyaz özü oluşturur.
Çevresel lenf dokusu oluşumları
Lenf düğümlerinin, bademciklerin, burun etlerinin (yutak bademciği), apandisin, ince barsaktaki Peyer plaklarının görevi, hemen hemen yalnızca lenf dokusu kökenlidir.
Lenf düğümleri
Lenf düğümlerinin, sinir sistemine bağlı sempatik düğümlerle karıştırılmaması gerekir.
Bütün lenf sistemi boyunca, özel küçük organlar biçiminde düzensiz dizilmiş bir zincir sistemi oluştururlar.
Lenf sistemi
Lenf sistemi (ya da akkan sistemi), toplardamar ve atardamarlara benzer bir dolaşım sistemidir.
Atardamarlar, toplardamarlar ve lenf kanalları, birlikte bütün organizmayı sulayan sistemler bütününü oluştururlar. Lenf kanalları, dokuların hücre tabakaları arasında bulunan sıvılardan (hücrelerarası su bölmesi) gelen renksiz, saydam bir sıvı olan lenfi taşırlar. Lenf, düğümlerde arıtıldıktan sonra toplardamar sistemine atılır ve dokuların yitirdiği su ve madensel tuzlarla lenfositleri toplardamarlara götürür. Lenf düğümleri, lenf kanalları yolu boyunca yayılmış küçük şişkinliklerdir. Büyüklükleri toplu iğne başından fasulye büyüklüğüne kadar değişir.
Ender olarak tek başlarına bulunurlar; bazen küçük kümeler halinde, çoğunlukla da birkaç öğeli zincir biçimindedirler.
Bedenin her bölümünden lenf sıvısı, lenf kılcal damarları aracılığıyla ya da hiç değilse bir lenf düğümleri zinciri aracılığıyla taşınır.
Lenf düğümleri 2 gruba ayrılırlar; Yüzeysel düğümler; derin düğümler.
Yüzeysel lenf düğümleri
Derinin hemen altındadırlar; başlıcaları şunlardır: Boyun lenf düğümleri; kafaardıaltı lenf düğümleri (sözgelimi kızamıkçık hastalığında şişerler) ;koltukaltı lenf düğümleri (şişmeleri bir meme kanserinin ilk belirtisi olabilir); kasık lenf düğümleri.
Derin lenf düğümleri
Derin lenf düğümlerinin çoğu, atar ve toplardamarların çevresinde zincir biçiminde dizilmişlerdir.
En önemlileri, 2 akciğer arasında, göğüs kemiği arkasında yeralan mediyastin lenf düğümleri ve barsak lenfini boşaltan mezenter lenf düğümleridir.
Yüzeysel lenf düğümleri bir enfeksiyon ya da bir iltihaplanma durumunda elle yoklanabilir, hattâ gözle görülebilirler; bazen duyarlı ve ağrılı olurlar. Enfeksiyon ve kanser hastalıklarının çoğu, yüzeysel olduğu kadar, derin lenf düğümlerinin de şişmesine yolaçabilir. Bu hastalıkların başlıcaları şunlardır: Anjin (boyun lenf düğümleri şişer); kan çıbanı; verem; frengi; kan kanseri;, kanser; enfeksiyöz mononükleoz. O zaman hastada, «lenf düğümü büyümesi» olduğu söylenir. Lenf düğümünün iç yapısı, mikroskopta görüldüğü gibi, çok sayıda lenf foliküllerinin (latince «folliculus», «küçük kese» anlamına gelir) gruplaşmasından oluşur. Bu foliküller yuvarlak ya da oval biçimlidirler. Bağışıklıkla görevli hücrelerden, özellikle çeşitli olgunlaşma dönemlerindeki lenfositlerden oluşurlar. Hücreler, bir eksen çerçevesinde tekerlek çomakları biçiminde dizilirler. Bu eksen, lenfositlerin doğuş yeri olduğu sanılan «üretici merkez»dir.
Lenfositler, kanda kısa süre dolaştıktan sonra, lenf dolaşımı yoluyla doğdukları organa (özellikle lenf düğümleri) geri dönerler. Bu «yuvaya dönüşün mekanizması henüz açıklanmamıştır.
Dolaşımın sırası şöyledir:
— lenfositler, lenf dokusu içeren organlarda doğarlar; lenf kanallarıyla toplardamara atılırlar;
— kanda dolaşırlar;
— lenf dolaşımını izlerler ve doğdukları lenf yapıcı organlara geri dönerler;
— bağışıklık savunmasının gereklerine göre yeniden kana dökülürler.
Aynı lenfositlerin bu yeniden dolaşımı yıllarca sürer.
Uzun ömürlü bu lenfositler, bağışıklığın bellek hücrelerini temsil ederler. Hücresel gereçlerinde «düşman»m anısını saklarlar; yeni bir saldırıda düşmanı tanır ve saldırırlar.
Lenf dokusu yapılı çeşitli oluşumlar
Bu çeşitli oluşumlar, lenf bezleri gibi, çok sayıda lenf folikülünün gruplaşmasından oluşurlar. Peyer plaklarında şunlar gözlenir:
— ince barsak mukozası altına yayılmış lenf foliküllerinin birleşmesinden oluşurlar;
— bağışıklığa ilişkin görevleri çok önemli sayılmaz.
Peyer plakları ve apandisin folikülleri, kuşlarda lenf dokusu yapılı bir organ olan «Fabricius kesesi»ne benzer bir rol oynayabilirler. Bu kese,
Tavukta Fabricius kesesi.
kanda dolaşan antikorları üreten B lenfositlerinin olgunlaşmasında önemli bir rol oynar.
Retikülum-endotel dokusu
Aralarında hücrelerin bulunduğu ilmikler oluşturan (latince «reticulum», «küçük ağ» demektir) ağsı bir dokudur. Ağın içinde hareketsiz olan bu hücreler, organizmanın gereksinmesiyle serbestleşebilirler. Sözgelimi histiyosit, makrofajın hareketsiz biçimidir. Saldırı noktasına gelmek için, kan dolaşımında monosite, daha sonra da iltihaplı ya da enfeksiyonlu odakta gerçek makrofaja dönüşür.
Histiyosit, kan monositi ve makrofaj, aynı bu tek hücrenin 3 biçimidir.
Retikülum-endotel dokusu, organizmanın he men her yerine dağılmıştır; ama özellikle lenf düğümlerinde, karaciğerde ve dalakta boldur.
Kemik iliği
Burada, kemik iliğinin yalnızca lenf organı olarak işlevini inceleyeceğiz.
Lenf organı olarak kemik iliğinin 2 etkinliği vardır:
— lenfosit üretir;
— plazma hücreleri (plazmositler) orada oluşur.
Plazma hücreleri, kanla ilgili bağışıklığın gerçek dayanaklarıdır. İmünoglobülinleri üretip, kana boşaltırlar. Oval, oldukça büyük, çekirdekleri hücrenin kenarında bulunan, hafifçe armuda benzer biçimli hücrelerdir. Belirli bir plazma hücresi, yalnızca bir tip imünoglobülin üretir.
Normalde, plazma hücresi damarlardaki kana geçmez. Yalnızca yaptığı antikorları kana verir. Ama bazı hastalıklarda (özellikle kızamıkçıkta) kanda önemli miktarda plazma hücresi bulunur.
|