| 
								|  |  |  | 
 
 Ankara İli, Türkiye'nin başkenti Ankara şehrinin bulunduğu ildir. İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeybatısındadır. Doğusunda
 Kırşehir ve Kırıkkale, batısında Bilecik-Eskişehir, kuzeyinde Çankırı, kuzeybatısında Bolu,
 güneyinde Konya ve Aksaray illeri yer almaktadır.
 
 Ovalık bir alanda kurulan ilin
 yüzölçümünün; yaklaşık % 50’sini tarım alanları, % 28’ini ormanlık ve fundalık
 alanlar, %12’sini çayır ve meralar, % 10’unu tarım dışı araziler teşkil
 etmektedir.
 
 Dağlık ve ormanlık Kuzey Anadolu ile kurak Konya Ovası arasında yer
 alan Ankara, Kızılırmak ve Sakarya Nehri ve havzaları ile çevrilmiş olup, kuzey ve
 kuzeybatısındaki dağlar yer yer ormanlık alanlarla kaplıdır.
 
 İlin, en yüksek noktasını
 2.015 m. yüksekliğindeki Işık Dağı, en geniş ovasını 3.789 km²'lik yüzölçümü ile Polatlı
 Ovası, en büyük gölünü yaklaşık 490 km²'lik yüzölçümü (İl içi) ile Tuz Gölü, en uzun
 akarsuyunu yaklaşık 151 km.lik (İl içi) uzunluğu ile Sakarya Nehri, en büyük barajını 83,8
 km².lik yüzölçümü ile Sarıyar Barajı oluşturmakta olup, il geneli itibarıyla 14 doğal göl, 136
 sulama göleti ve 11 baraj bulunmaktadır.
 
 İlin başlıca akarsuları; Kızılırmak, Sakarya
 Nehri, Ankara Çayı, Kirmir Çayı, Ova Çayı ve Balaban Çayı’dır. Başlıca gölleri; Tuz Gölü,
 Mogan Gölü ve Eymir Gölü’dür. Başlıca barajları; Sarıyar, Kesikköprü, Çubuk-1,
 Çubuk-2, Bayındır, Kurtboğazı, Çamlıdere ve Asartepe barajlarıdır.
 
 Geniş arazi yapısı
 itibarıyla güneyde bozkır, kuzeyde ılıman ve yağışlı bir iklim tipinin görüldüğü Ankara'da
 genel olarak yaz ayları sıcak ve kurak, kış ayları soğuk ve kar yağışlı kurak bir karasal iklim tipi
 görülmektedir.
 
 Tarihi
 
 Ankara M.Ö.
 333'de Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Persler'den alınana kadar;
 tarihi boyunca Frigyalılar, Lidyalılar, Persler ve Hititler'in egemenliğine girmiştir. O yıllarda
 Anadolu’ya gelen savaşçı bir kavim olan Galatlar eski Ankara Kalesi’ni
 yapmışlardır. Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran Romalılar M.Ö. 189 yılında
 Galatlar'ı yenerek Ankara’yı ele geçirmişlerdir.
 
 M.S. 3. Yüzyıl
 ortalarında Roma İmparatorluğu’ndan ortaya çıkan sosyal ve ekonomik çöküntüyle
 paralel olarak kent o günlere kadar koruduğu açık kent niteliğini yitirmiş; çevresi surlarla
 çevrilmiştir. Roma İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul’a taşınınca,
 Ankara’dan geçen ve başkenti doğuya bağlayan yolların önemi daha da artmıştır. M.S.
 10. yüzyıla kadar Ankara diğer Bizans Kentleri gibi para ekonomisinin geliştiği, örgütlü bir
 ekonomik yapısı olan önemli bir merkez özelliği kazanmıştır. Bu dönemde, kent planının temel
 öğeleri; kent düşman saldırılarına karşı koruyan kalın surlar, pazar yeri işlevini gören agora ve
 kilisedir.
 
 Ankara’nın Selçuklular'ın eline geçmesi, Malazgirt
 Savaşı'ndan sonra 1073 yılına rastlar. 12 ve 13. yüzyıllarda Selçuklu sultanlarının da
 çabasıyla transit ticaret bir gelişme gösteren Ankara 1304’de görevli özerklik verilerek
 Osmanlı Devleti'ne bağlandı. I. Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına
 bağlanan kentte, 1402 yılında Timur ve Osmanlı Yıldırım Beyazıt arasındaki Ankara Savaşı
 yapıldı. Savaşta kent ve çevresinin büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuran
 II. Murat zamanında yeniden onarılmıştır.
 
 I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı
 Devleti savaştan yenilgiyle ayrılınca; Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı'nı başlatan
 en büyük adımı Ankara'da atmış, ilk ulusal meclis burada açılmış, Kurtuluş Savaşı
 Ankara'dan yönetilmiştir. Savaş sonucunda Türk Milleti bağımsızlığını tekrar kazanmış,
 13 Ekim 1923'te Ankara yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti
 olmuştur.
 
 
 |