0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş  (Okunma Sayısı: 1573 Kere Okundu.)
« : Ağustos 16, 2008, 09:33:07 ÖS »
Avatar Yok

*GeLinCiKk
*
Üye No : 2580
Yaş : Yok
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1966
Mesaj Sayısı : 12 262
Karizma = 28326




Ankara Cinayeti

Yazarı: İhsan Tombuş
Türü: Roman
Yayınevi: Bilgi Yayınevi
Basım Yılı: 2003 2. Basım
Sayfa Sayısı: 248 Sayfa




Ankara Cinayeti
Yazarı: İhsan Tombuş
Cumhuriyet tarihinin en karışık en gizemli en ilginç cinayet davası.Öyle ki o tarihlerde İstanbul'a gelen ünlü polisiye roman yazarı Agatha Christie Ankara Cinayeti ile ilgilenmiş araştırma yaparak bilgi toplamış bu bilgileri değerlendireceğini söyleyerek 'İşte gerçek ve canlı tam bir polis romanı' demişti.Cinayetin iki sanığından biri zamanın Genelkurmay Başkanı Kâzım Orbay'ın oğlu Haşmet Orbay'dı. Tam o günlerde akılları karıştıran bir intiharla yaşamı son bulan Ankara'nın ünlü eski valisi Nevzat Tandoğan'ın da adının karıştığı cinayetin sanıklarıyla kolej sıralarında sıkı dost olan yazar İhsan Tombuş nedeni bir türlü çözülemeyen bu cinayetin belgesel romanını yazdı


YAZAR HAKKINDA
İhsan TOMBUŞ

Çorum’un köklü ailelerinden İcra Memuru Tombuşoğlu Elvan Efendi’nin torunu Çorum Belediye Başkanlarından Nazmi Tombuş’un oğlu olan İhsan Tombuş 1923 yılında Çorum’da doğmuş ilkokulu Çorum’da okuduktan sonra ortaokulu Robert Kolej’de liseyi ise Ankara Koleji’nde tamamlamıştır. 1948’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş 1950’de Çorum’da avukatlığa başlamış aynı yıl Demokrat Parti saflarında politikaya atılmıştır. 1961-77 yılları arasında üç dönem Adalet Partisi’nden bir dönem Demokratik Parti’den bir dönem de 1983 yılında Anavatan Partisi’nden olmak üzere toplam beş dönem Çorum’dan milletvekili seçilen İhsan Tombuş 1971 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Nüfus ve Aile Planlaması konulu bir seminere katılmış 1979-81 yılları arasında Devlet Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış 1975-77 ve 1984-85 yılları arasında Avrupa Konseyi Üyeliğinde bulunmuştur.

İhsan Tombuş’un belgesel bir roman olan Ankara Cinayeti’nden başka Politika’da 41 Yıl ve Ben Kimim adlı iki yapıtı daha vardır.

Alıntı: Ankara Cinayeti adlı kitabın arka iç kapağından.





Milliyet 6 kasım 2003 Perşembe…..Günü yapılan söyleşiden;

"Bu cinayet bugün hiç çözülemezdi"


Beş dönem milletvekilliği yapan İhsan Tombuş 1945 yılında işlenen ve dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay'ın oğlu Haşmet Orbay'ın ceza aldığı Ankara cinayetinin romanını yazdı

NİLÜFER OKTAY


Yıl 1945 Ankara'da bir sonbahar akşamı... Dr. Neşet Naci Arcan son hastasıyla ilgilenirken spor ceketli gözlüklü genç
bir adam daha muayene olmak için gelir. İçerideki hasta çıkınca da muayenehaneye yönelir. Yaklaşık 10 dakika sonra doktor "Yetişin adam öldürüyorlar" diyerek odadan fırlar. Peşinden de genç "hastası"... Arcan'ın çığlığı işe yaramaz. Çok kısa bir süre sonra doktorun öldüğü anlaşılacak katil ise kaçmayı başaracaktır.
Ertesi gün Reşit Mercan adlı genç karakola teslim olur ama daha ilk duruşmada işin boyutu değişir. Mercan'ın Robert Kolej'den arkadaşı dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay'ın oğlu Haşmet Orbay tanık olarak çıktığı kürsüde silahı kendisinin temin ettiğini söyler. Artık Haşmet Orbay da sanıklardan biridir. Dava boyunca; babası nedeniyle Haşmet Orbay'ın korunduğu delillerin yok edildiği bazı görgü tanıklarının ifadelerininin özellikle alınmadığı iddiaları ortaya atılır. Bu iddiaların bir kısmı doğrulanır da. İlk kararın bozulması için temyize giden Yargıtay Başsavcısı Fahrettin Karaoğlan'ın ve Reşit Mercan'la görüşen Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan'ın ölümleri şüpheyle karşılanır. Yaklaşık üç yıl süren dava bittiğinde adam öldürmek suçuyla ceza alan Reşit Mercan değil Haşmet Orbay'dır. Neşet Naci Arcan'ın Sovyet elçiliğinin de doktoru olduğu casusluk yüzünden öldürüldüğü öne sürülse de cinayetin sebebi bir türlü açıklığa kavuşmaz.
İşte bu ilginç davanın romanı yazıldı. Haşmet Orbay ve Reşit Mercan'ı (ikisi de artık hayatta değil) Robert Kolej'den tanıyan İhsan Tombuş olayı "Ankara Cinayeti" adıyla kitaplaştırdı. Davayı "Türk tarihinin en esrarengiz en karışık en enteresan davası" sözleriyle tanımlayan Tombuş "Romanda dönemin sosyal ekonomik siyasi atmosferini; gazetecilerin zor çalışma koşullarını da aktarmaya çalıştım" diyor.


Dava ile ilgili hiç belge bulamadığınız doğru mu?
Evet. İmha edilmiş belgeler. Yargıtay'daki ilanları dahi bulamadım. O zamanki gazetecilerin himmetiyle kitabı yazabildim yoksa imkansızdı.

Ne kadar sürdü araştırmanız?
İki sene. Üç gazetenin üç senelik bütün nüshalarını tek tek taradım. Tasvir'i Ulus'u ve Vatan'ı. Biraz da Cumhuriyet'ten yararlandım.

Olayda adı geçenlerin ailelerine ulaşmaya çalıştınız mı?
Tabii. Haşmet'in (Orbay) hanımını buldum ondan bazı bilgiler aldım. Zaten başka kimse de kalmamıştı hayatta. Doktorun oğlu yaşıyor ama konuşmak istemedi.

Peki roman yazmanızdan rahatsız oldu mu?
"62 yaşına geldim hâlâ bu olayla uğraşamam" dedi. Ben "Yalan yanlış olmasın diye sizinle konuşmak istiyorum" deyince de "Ne yazarsan yaz" deyip telefonu kapattı.


Agahta Christie de olayla ilgilendi

İkisini de Robert Kolej'den tanıyordunuz. Ne hissetmiştiniz olayı öğrendiğinizde?
Arkadaşlarımın durumuna üzülüyordum tabii. Merak da ediyordum neler olacak diye.

Arkadaşlarınız cezaevinden çıktıktan sonra onlarla görüşmeyi denediniz mi?
Hayır çünkü Çorum'da avukatlık yapıyordum sonra da politikaya girdim. İletişim zordu o yıllarda. 1962'de Kilyos plajında Haşmet'le karşılaştım ayaküstü 15 dakika konuştuk. Ondan sonra Haşmet'i hiç görmedim. Reşit'le ise iki sene kadar arkadaşlık yaptık Ankara'da. Sonra kayboldu ortadan
bir daha izine rastlayamadım.

O görüşmede Reşit Mercan size pek bir şey anlatmamış.
Bazı şeyleri anlattı tabii. İspatı mümkün olmadığı için onları yazmadım. Ketumdu ben sebep arıyordum ama o söylemedi veyahut
o da bilmiyordu.

Araştırma yaparken sürprizlerle karşılaştınız mı?
Şiar Yalçın'la karşılaşmam sürpriz oldu. O dönemde Türkiye'ye gelen Agatha Christie'nin olayla ilgilendiğini Haşmet'in denizin üzerinde yürüdüğünü (Haşmet Orbay
1983 yılında kendi yaptığı "deniz ayakkabılarıyla" Boğaz'da yürümüş) bilmiyordum.

Size göre dava hangi noktada tıkanmış?
Patlamamış merminin kaybolması çok önemli. Sonra iki tane ölüm vakası var.
İlk kararı temyiz eden Yargıtay başsavcısı kalp krizinden öldü deniyor. Vali Tandoğan'ın ölümü gazetelerde tartışılmış fakat başsavcının üzerinde kimse durmamış.

Haşmet Orbay'ın katil olduğundan emin misiniz?
Haşmet'in öldürdüğünden yüzde 95 eminim. Dava safhasına göre eminim başka bir bilgi mevcut değil elimde. Reşit'in öldürmediğindense yüzde
100 eminim.

Üçüncü kişiye çok az ihtimal veriyorsunuz.
Evet. Patlamamış merminin tabancanın sahibini himaye etmek için kaybedildiğini zannediyorum. Ama bu kimdi kimi himaye etmek istiyorlardı bilmiyorum.

"Kazım Orbay'ın silahıydı" iddiası var bir de...
Var ama Haşmet almış olabilir o silahı. Kazım Orbay'ın üzerine kalmasın diye kaybedilmiş olabilir. Haşmet'in babasının silahıyla doktoru öldürmüş olması ihtimali kuvvetli.

Cinayet sebebi para mı yoksa bir casusluk olayı mı? Hangisi sizce akla daha yatkın?
Casusluk. Sadece ben değil herkes böyle tahmin ediyor.

Bugün böyle bir cinayet işlense ve yine güçlü insanlar işin içinde olsa... Dava çözülür müydü?
Zor çözülürdü. O zamanki kadar bile çözülmezdi.

Yargı özgür değil yani.
Hayır değil. O zamanki kadar özgür değil. Yargının üzerindeki baskı özellikle 28 Şubat'tan sonra yoğunlaştı. Verilen kararların birçoğunun hukukla hiç alakası yok. Ben Tek Parti Demokrat Parti devrini; 27 Mayıs devrimini 12 Mart'ı 12 Eylül'ü gördüm. Hepsini yaşadım. O zamanki hukuki durumları da tespit ettim. En berbatı 28 Şubat. Hukukun üstünlüğü meselesi ciddi olarak ele alınmış değil. Hâlâ hukuk zedeleniyor.

Kitapta sansüre uğrayan olay

İsmet İnönü'nün oğlunun adının karıştığı bir olay var. Kitaptan ne olduğu hakkında fazla bir şey öğrenemiyoruz. Fakat olaydan daha önce ayrıntılı olarak bahsettiniz.
Efendim onu söylemeyeyim. Biraz sansüre uğradı. 15-16 sayfaydı o bölüm kısalttık maalesef.

Olayı "Tek Parti devrinde İsmet İnönü'nün oğlu Ömer İnönü'nün adı Taksim olayına karışmıştı. Bu davadan yedi ay evvel Ömer İnönü'nün Olga isminde bir kadının kocasını öldürdüğüne dair dedikodular dolaşmış fakat basına aksetmemişti. Dedikodulara göre Haşmet'in annesi olayı öğrendiğinde Mevhibe (İnönü) hanıma gidiyor. 'Oğlunuzu kurtardınız oğlumu da kurtarın. Yoksa bildiklerimi açıklarım' diyor. Güya Mevhibe hanım da Tandoğan'a telefon edip 'Bu işi halledin' diyor. Tandoğan böyle devreye giriyor" diye anlatmıştınız.
Evet öyle.





Vali Nevzat Tandoğan'ın kuşkulu ölümü
Nevzat Tandoğan ölümüne kadar toplam 18 yıl Ankara valiliği ve belediye başkanlığı yaptı. Bazıları için "karakteri ve vasıfları övülecek" bazıları içinse "despot hukuk tanımaz" biriydi. "Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse biz getiririz size ne oluyor?" sözüyle de siyasi tarihe geçen ünlü vali Ankara cinayetinde tanık olarak dinlendikten bir gün sonra yani 9 Temmuz 1946'da intihar etti. Davanın sanıklarından Reşit Mercan'la mahkemeye çıkarılmadan önce (Mercan'a göre 1-15 saat valiye göre 15-20 dakika) görüşen ve cinayeti üzerine alması için tehdit ettiği öne sürülen Nevzat Tandoğan'ın intiharı şüpheyle karşılandı. Dedikodulardan biri cinayet sebebini bildiği için öldürüldüğüydü. Failin de öldürülen doktorun Sovyet sefaretinin doktoru olması sebebiyle KGB veya o zamanki adı MAH olan MİT olduğu iddia edilmişti.
Milliyet 6 kasım 2003 Perşembe…..



Kitapta bulunan kişiler; (Kişiler tamamen gerçektir)
Kazım ORBAY- Dönemin Genel Kurmay Başkanı
Mediha ORBAY- Kazım Orbay’ın eşi ve Enver Paşa’nın kızkardeşi.
Haşmet ORBAY- Kazım Orbay’ın oğlu. Tandoğan’ın hususi katibi. Belediye de mütercim.
Reşit MERCAN- Haşmet Orbay’ın Robert Kolej’den sınıf arkadaşı askerlik yıllarında ev arkadaşı.
Dr. Neşet Naci ARZAN- Cinayete kurban giden kişi. Dahiliye ve çocuk hastalıkları doktoru. Ankara’da dönemin ileri gelen doktorlarından. Aynı zamanda Rus Sefaretinin anlaşmalı doktoru.
Nevzat TANDOĞAN- Dönemin Ankara Valisi Hatta Ankara’nın ikinci adamı kabul edilir. Bakanlar ve milletvekillerinden daha güçlü bir bürokrat. Despotluğu vehimliliği ile tanınır. Atatürk zamanından ölümüne kadar kesintisiz Ankara Valiliği yapmıştır. (1929-1946) Bu yüzden büyük ihtimalle bir rekorun sahibidir. Mason’dur. Görevinde son derece titizdir. Tek parti döneminde “Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz size ne oluyor?” diye bilinen ünlü söz ona aittir. Yönetimi boyunca Ankara’da yaptığı uygulamalar meşhurdur.
Ölümünde şüphe bulunan ikinci kişi.
Dr. Fahri ECEVİT- Dr. Neşet Naci Arzan’ın komşusu ve cinayet sonrası olay yerine ilk ulaşan kişilerdendir. Bülent Ecevit’in babası.
Fahrettin KARAOĞLAN- Yargıtay başsavcısı. Soruşturma yargılama devam ederken öldü. Ölümünde şüphe bulunan üçüncü kişi.
Faiz YÖRÜKOĞLU- Yargıtay Ticaret Dairesi Üyesi. Olay esnasında Neşet Naci’nin yanında sohbet eden kişi. Görgü şahidi.
Celadet CONK- Maliye Bakanlığı Özel Kalem müdürlüğü memuru. Görgü şahidi.
Celal YARDIMCI- Reşit Mercan’ın Avukatı. Sonradan DP milletvekilliği yaptı.
Hamit Şevket İNCE- Öldürülen Dr. Neşet Naci Arzan’ın mirasçılarının avukatı. Daha sonra milletvekilliği yaptı.
İhsan TOMBUŞ- Hem Haşmet Orbay’ın hem de Reşit mercan’ın Robert Kolej’den sınıf arkadaşıdır. Kitabın yazarı.
İsmet İNÖNÜ- Dönemin Cumhurbaşkanı
Ömer İNÖNÜ- Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün oğlu.
Faruk FENİK- Gazeteci Davaları yakından takip etti.






Empottoman olarak kitap hakkındaki kendi yorumum;

1940’ların ikinci yarısı Uğur Mumcu’nun kitabına isim olarak verdiği (40’ların Cadı Kazanı) gibi tam bir cadı kazanıydı.

2 Dünya Harbi yeni bitmiş sıcak harp döneminden soğuk harp dönemine geçilmişti. Ülkeler ittifak arayışları içinde yeni oluşumların nasıl şekilleneceğini merak ediyor bunun için çalışmalar yürütülüyordu. Tarafsız görünen Ankara’da casuslar cirit atıyor kıran kırana bir çekişme yaşanıyordu. Bombalar suikastlar şüpheli ölümler.. kimin ne yaptığı meçhuldü.

Aynı dönem Türkiye’nin ne tarafta yer alması gerektiği bir tartışma konusuydu. Savaşa girilmemişti ancak gidilecek uygulanacak yöntem de belli değildi. İçeride devletçi politika uygulama çalışmaları devam etmekle birlikte liberal yaklaşımlar da sesini duyurmaya başlamıştı. Amerika ile süren sürtüşmeler Rusya’nın Kars ve Ardahan’da toprak boğazlarda üs talepleri ortamı iyiden iyiye germişti.

İç siyasette ise yeni kurulmuş olan DP ile birlikte çok partili sisteme yeniden geçişin sancıları tüm hızıyla devam ediyordu.

İşte tam bu noktada Ankara’da Dr. Neşet Naci Arzan bir cinayete kurban gider. Ünlü ve tanınmış bir doktordur. Aynı zamanda Rus Sefareti’nin doktorluğunu da yapmaktadır.

Cinayeti işlediğini itiraf eden Reşit Mercan dönemin Genel Kurmay Başkanı’nın oğlu Haşmet Orbay’ın arkadaşıdır. Kendisi teslim olmuş sorgulamasında silahı Haşmet Orbay’dan aldığını ifade etmiştir. İş bu noktadan sonra arap saçına dönmüştür.

Davaların ilk döneminde Reşit Mercan suçlu bulunmuş. Sonra davanın seyri değişmiş mahkemeler Ankara’dan Bolu’ya nakledilip yeniden başlanmış Reşit Mercan’ın ifade değiştirmesi yeni tanıkların katılımıyla ve eski tanıkların fikir değiştirmeleriyle Haşmet Orbay birden bire cinayetten suçlu durumuna gelmiştir.

Bu arada Reşit Mercan’ın ifadesiyle ilk sorgulamayı Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın yaptığı ortaya çıkınca ortalık büsbütün karışmıştır. Çünkü teamülde valilerin bu tip bir uygulaması yoktur. Reşit Mercan Valinin kendisini tehdit ettiğini ileri sürmüştür. Ne konuştukları ise valinin ani ölümünden dolayı tam anlamıyla ortaya çıkamamıştır. Valinin ölümü bir intihar mıydı? Yoksa cinayet miydi? Bu bugüne kadar çözülememiş sırlardan biridir.

Aynı şekilde davanın yeniden açılmasını sağlayan Savcı Fahrettin Karaoğlan’ın ölümü başka bir soru işareti olarak kalmıştır.

Ankara savcısı Kemal Bora davayı sürekli kapatmaya üzerini örtmeye çalışmıştır.

Neşet Naci Arzan’ın oğlu babasının ateşenin hastalanması üzerine Rus Sefareti’ne gittiğinde Haşmet Orbay’ı görüp sen burada ne arıyorsun? diye sorduğunu söylemiş. Bir takım evraklar üzerine konuşurlarken görmüş. Bu yüzden öldürüldüğünü düşünüyor.

Benzeri bir suçlamayı gazeteci Faruk Fenik Ruslara yakın olması dolayısıyla Neşet Naciye yapıyor.

Davada cinayet sebepleri içinde yüklüce bir para söz konusu edilmiştir.

Cemal Kutay Neşet Naci’yi MAH öldürtmüş veya Haşmet Orbay Rus sefaretine bilgi verirken gördüğü için Haşmet öldürmüş olabilir bunlar ihtimal dahilindedir diye yorumluyor. Tandoğan’ın ise intihar etmiş olabileceğine ihtimal vermiyor.

Haşmet Orbay Mart 1986 yılında Erkekçe dergisiyle yaptığı söyleşide kendisinin MAH (MİT) mensubu olduğunu ve yaptığımız şeyler bizimle birlikte mezara gidecektir demiştir.

Dava sonuçlandıktan sonra Kazım Orbay görevinden ayrılmak durumunda kalmıştır.

Sonuç olarak;
Öncelikle kitabın üzerinde roman yazıyor olmasını doğru bulmadım. Kitap gerçek bir olaydan yola çıkıp yazılmış bir roman değil olayın ta kendisi. Tamamen belgesel nitelikte hazırlanmış bir kitap. Roman karakteri gösteren kısmı birkaç çevre ve durum tasvirinden ibaret bunların da toplamı 3-5 sayfayı geçmez. Yazarın kitabın kapağına neden roman yazdığını anlamak mümkün değil. Kitabı görenler bir polisiye roman olduğunu zannedip tanınmamış bir yazarın yazdığını düşünerek almayabilirler. Oysa kitap geçmişte üzerinde epeyce kafa yorulmuş birçok varsayımlarda bulunulmuş fakat şimdilerde unutulmuş olan bir olayı ayrıntılarıyla anlatmaktadır.

Teknik açıdan belgesel nitelikli bir kitap olmakla birlikte dipnotların bulunmayışını roman olduğu havasına sokmak çabası olarak değerlendirilebilir. Buna rağmen kitabın sonunda kaynakça ilavesi mevcuttur.

Yazarın Avukat olması sebebiyle kitabın ağırlıklı kısmı dava sürecini içermektedir. Ancak sıkıcı bir tarzda yazılmamıştır. Yazar olabildiğince tarafsız hareket etmeye çalışmıştır.

Kitap belgesel niteliğiyle bu konu ile ilgili ciddi bir boşluğu doldurmuştur bu yüzden övgüye değer güzel bir çalışmadır. Geçmişte gündemin ortasına oturmuş olan bu olayın bilinmesinde fayda görüyorum.


Diğer kaynaklar;
İşte Ankara – Emin Karakuş / Hürriyet Yayınları 1977 (Bulunması zor bir kitap)
40’ların Cadı Kazanı – Uğur Mumcu / Tekin Yayınevi 1990
Tandoğan’ın Şahsiyeti Ölümü Hatıraları – Mustafa Adli Bayman / İstanbul 1949 (Bulunması imkansıza yakın)
Kanla Örtülen Sır – Erkekçe Dergisi Mart 1986
Reşit Mercan’ın Müdafası – Celal Yardımcı / Cumhuriyet Matbaası 1945 (Bulunması İmkansız broşür olarak basılmış içinde sadece edebi bir savunma metni var)

Meraklısına Not: Nevzat Tandoğan’ın doktorunun ismi Naci’ydi. Bu bilgi hiçbir kaynakta yer almamaktadır.


Link
WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
« Son Düzenleme: Haziran 19, 2010, 09:01:17 ÖS Gönderen : melek_03 »
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş
« Posted on: Mart 29, 2024, 08:08:17 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş e-book, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş programı, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş oyunları, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş e-kitap, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş download, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş hikayeleri, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş resimleri, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş haberleri, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş yükle, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş videosu, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş şarkı sözleri, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş msn, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş hileleri, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş scripti, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş filmi, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş ödevleri, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş yemek tarifleri, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş driverları, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş smf, Ankara Cinayeti - Ihsan Tombuş gsm
Yanıtla #1
« : Haziran 19, 2010, 09:01:31 ÖS »

Anqel*
*
Üye No : 21465
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 5208
Mesaj Sayısı : 17 796
Karizma = 50130


Teşekkürler..

WebCanavari
Yanıtla #2
« : Haziran 19, 2010, 10:48:03 ÖS »

Yıldızım
*
Üye No : 31517
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2947
Mesaj Sayısı : 11 568
Karizma = 20133


Teşekkürler
Yanıtla #3
« : Ocak 19, 2013, 07:47:30 ÖS »
Avatar Yok

ilvanlım
*
Üye No : 123454
Nerden : Batman
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 0
Mesaj Sayısı : 6
Karizma = 0


Teşekkürler.
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Ihsan Eş Espira 2009
Albüm Tanıtım
By.TuRuT 1 1661 Son Mesaj Aralık 17, 2009, 12:27:25 ÖÖ
Gönderen : .By.pisLick.*
Ihsan Güvenç - Sitem
Albüm Tanıtım
By.TuRuT 1 1279 Son Mesaj Ekim 26, 2010, 01:34:18 ÖS
Gönderen : Anqel*
Op.dr. Ihsan Yıldız (antalya)
Doktorlar
Asortik Hatun 0 599 Son Mesaj Kasım 30, 2013, 06:45:58 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Hak - Ali Ihsan Bayramoğlu
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
sanane_61 0 604 Son Mesaj Nisan 01, 2014, 07:32:02 ÖS
Gönderen : sanane_61


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular