Elektriği daha ilkokul sıralarında iken okumuştuk ama zaman geçtikce insan hayatındaki öneminin bizi aydınlatmasından çok olduğunu ve daha büyük işlere yarayacağını anlayacaktık.

Ya da öyle mi?

Insan ilişkilerini zorlaştırıyoruz, çünkü artık bulup da bunama lüksümüz var. Birlikteliklerin nedenlerini başka zaaflarımızdan arındıramıyoruz, bunu çözmek bize zor ve teferruatlı geliyor.

Kendimize koyduğumuzu düşündüğümüz yüksek standartlarımızı başkaları ile paylasıp eleştiri almak yerine etrafımızda olduğunu sandığımız hayran kitlelerimizi savuşturmak için kullandığımız bir kelimedir "elektrik"

"Şey" gibi tek başına birşey ifade etmese de iki insan arasındaki ilişkiyi tanımlamak için kullanıldığında her şeyi politik bahane olarak en iyi ifade eden kelime de yine "elektrik" tir.

"Elektrik" kendimize bir ilişki adına olmayan güvenimizi dışarıya hissettirmeyen ve karakter yapımızın sarsılma riskini ortadan kaldırmaya yarayan sulandırılmış bir bahanedir.

"Elektrik" dediğimiz sade çekim fiziksel ağırlıklıdır, bir bakıştan, bir hareketten ya da cok basit anlamda sarışın-mavi göz beğenisinden ortaya çıkar. Bunun temelinde karşınızdaki insanın hayat tarzından, değer yargılarından, aile yapısından bir zerre kadar katkı yoktur. Siz bu çekim sonrası o insanı direk o kalıba sokarsınız, fiziksel olarak o kadar etkilenmişsinizdir ki, geri kalan ve asıl olan temel öğelerin size uyduğuna çok da eminsinizdir.

Zaten emin olmasanız ne olur ki? Nasılsa o insan değişir.

Ya da öyle mi?

Hayattaki en büyük yanılgılardan birisi insanın temelinde değişip farklılaşabileceği yanılgısıdır. Sizin isteğinizle karşınızdaki kişi kısa süreli değişse bile bir öfke anında ya da zamanın genel sürecinde özüne dönecektir.

İşte bu yüzdendir ki 50% lere varan boşanmaların çoğu salt elektrik türevleri ile gerçekleştirilmis evliliklerdir, başarılı ve sağlıklı aile yapılarında mantıktan doğan bir birliktelik, bunun sonunda karşılıklı fedakarlık ve tanıma sonunda büyütülmüş bir temel sevgi vardır.

Bu şekildeki sevgi, saygı bir öncekine göre daha doğrudur, yıkılabilir ama riski daha azdır, aşk'a da dönüsür, "elektrik" in çok ötesine de...

Elektriği bahane eden ve sürekli daha genç ve güzel kadın bedenleri arasında koşan bir erkek, kendi özsaygısını hak etmediğini bilmeyecek kadar zavallının biridir.

Elektriği bahane eden ve bir erkeğin aksine elektrik alamadığına 5 saniye içinde karar veren bir bayan ise daha yüksek standardlarını ve ilişkiye hazır olmadığını bu bahane ile sunarak kendi biyolojik saati ile istemediği bir saatte yüzleşmek zorunda kalabilir...

Bilinmiş bir hikaye vardır. Bir gül bahçesine giriyorsunuz, bahçenin ortasından bir yoldan yürüyorsunuz, sağda solda çeşit çeşit renk renk güller. Bir tane koparma hakkınız var, ama geri dönemiyorsunuz. Uzanıyorsunuz muhteşem sarı güle, daha iyisini bulurum diye elinizi çekiyorsunuz. Biraz sonra karşınıza çıkan kırmızı gül de tereddütten nasibini alıyor. Biraz sonra aniden kapıya geliyorsunuz ve çıkışta köşede duran solmuş gülü kopartıp çıkıyorsunuz.

"Ben anlamam bu elektrik olayından abi ama bence iki duble içkiye bu iş çözülür" demişti bir dostum bu konuda...

Siz bunları çözmeye çalışırken aman dikkatli olun, sonuçta bu bir "elektrik" meselesi. Çarpar marpar!

Allah muhafaza.....

Murat Tanyeri