| 
								|  |  |  | 
 
 Ailelerin, gebelikten korunma yöntemlerini yeterince bilmemeleri ve çeşitli nedenlerleuygulayamamaları doğurganlık oranını arttırmaktadır. Annenin yaşının on sekizin altında
 veya otuz beşin üstünde olması, gebelikler arasındaki sürenin iki yıldan daha az olması ve gebelik sayısının dört ve dördün üzerinde olması anne ve çocuk ölümlerine neden olan
 etkenleri oluşturmaktadır. Çocuklar geleceğimizin temelidir. Onlara iyi bir gelecek sağlamak istiyorsak aile planlaması yöntemlerini uygulamalı ve ailelerin bakabilecekleri sayıda çocuk sahibi olmaları yönünde eğitilmelerini sağlamalıyız. Bu modülde öğreneceğiniz bilgileri kendi yaşamınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca ailelere ve çevrenize bilgi verebilirsiniz. Bu bilgilerle gebelik ve doğuma bağlı ölüm riskinin azalmasına ve sağlıklı çocukların doğmasına katkıda bulunabilirsiniz.
 Bu konuları şu anda bilmiyorsunuz. Ancak modülün sonunda yeterli bilgiye sahip
 olduğunuzu göreceksiniz ve hatta bu konuyla ilgili yanlış inanışlardan kurtulacaksınız.
 Unutmayınız ki, ülkemizin sizin gibi çağdaş, iyi düşünen, araştıran, teknolojik
 gelişmeyi yakalayan bilinçli gençlere çok ihtiyacı vardır.
 Toplumun temelini eğitimli annelerin ve onların yetiştirdiği çocukların oluşturduğunu
 unutmamalıyız.
 
 AİLE PLANLAMASININ TANIMI, ÖNEMİ VE NEDENLERİ
 1.1. Aile Planlamasının Tanımı
 Ailelerin istedikleri ve bakabilecekleri sayıda ve en uygun zamanda çocuk sahibi
 olmaları veya çiftlerin ekonomik olanaklarına, kişisel isteklerine göre çocuk sayısını tayin
 etmeleri ve doğumlar arasında istedikleri aralığı sağlamalarıdır.
 Her aile istediği kadar çocuk sahibi olmakta serbesttir.Bu onların doğal hakkıdır.Aile
 planlamasındaki amaç; ailelerin kendi iradeleri ile istedikleri sayıda çocuk sahibi olmalarını
 sağlamak,bireyleri ve aileleri üreme sağlığı konusunda eğitmek,anne ölümlerini önlemek ve sağlığını korumak,yüksek riskli ve istenilmeyen gebelikleri önlemek,çocuk sahibi olmak isteyenlere tıbbî yardım sağlamak ve bireyleri aile planlaması yöntemleri konusunda eğitmektir.
 Aile planlamasını temel amacı; çok ve sık gebelik ve doğuma bağlı anne ve çocuk
 sağlığına olabilecek olumsuz etkileri önlemek, oluşan olumsuz etkilerin giderilmesine
 yardım etmek ve çocuğu olmayan ailelerin çocuk sahibi olmalarını sağlamaktır.
 Çağlar boyunca insanlar istenmeyen gebelikleri ya da doğumları önlemek amacıyla
 çeşitli yöntemlere başvurmuşlardır. Bunların birçoğu zaman zaman annenin ve çocuğun
 yaşamına mal olmuştur. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında bilimsel çalışmalar sonucu geliştirilen yöntemler, eski yöntemlerin yerini almaya başlamıştır. Günümüzde hem kadınlar hem de erkekler için geliştirilmiş son derece güvenilir ve etkili metotlar mevcuttur.
 
 Günümüzde dünya nüfusunun %75'i gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde
 yaşamakta ve tüm doğumların %85'i, tüm anne ölümlerinin %99'u, tüm bebek ve çocuk
 ölümlerinin %95'i bu bölgelerde olmaktadır. Ölüm oranlarının bu kadar yüksek olmasının
 nedeni bu ülkelerde tıbbî yardımın yetersiz olması , korunma yöntemleri konusunda bilgi
 sahibi olunmaması nedeniyle modern ve etkili yöntemleri kullanamama ve ihmaldir.
 Ülkemizde ise hala çiftlerin büyük bir kısmı geleneksel, güvenirliliği düşük, sağlık
 açısından sakıncalı doğum kontrolü yöntemlerini uygulamaya çalışmaktadır.
 Bu duruma neden olan faktörler ise; çiftlerin doğum kontrolü yöntemleri hakkında
 yetersiz ve yanlış bilgiye sahip olmaları, tıbbî destekten yeterince yararlanılmaması ve bu
 konuda gerekli eğitimin sağlanamamasıdır.
 1.2. Aile Planlamasının Önemi
 1.2.1 Aile Planlamasının Sosyo-ekonomik Yönden Önemi
 Nüfus, doğal kaynakları ve ekonomik olanakları zorlayan bir şekilde artıyorsa o
 toplumda etkili ve yeterli aile planlamasını uygulama zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
 Sanayileşme ile birlikte kentlerde ailelerin daha iyi ekonomik fırsatlar yakalaması, sosyal
 güvenceye sahip olmaları, yaşam şartlarının ağırlaşması ve kadınların iş hayatında daha fazla rol alması çok çocuk sahibi olma isteklerini azaltmaktadır.Tarıma dayalı yerleşim
 birimlerindeki ailelerde ise insan gücüne olan ihtiyaçtan dolayı çok çocuğa sahip olmak
 isteği görülmektedir. Sosyal güvencesi olmayan ailelerde ise ileride aileye bakar düşüncesi ile daha çok çocuğa sahip olunmaktadır. Ayrıca bazı aileler erkek çocuğa sahip olmayı bir güç olarak algıladıkları için erkek çocuk buluncaya kadar doğuma devam edip aile planlaması uygulamamaktadır. Hızlı nüfus artışının önlenmesinde ve sağlıklı bir toplumun oluşmasında aile planlamasının önemi gün geçtikçe daha da artmaktadır.
 
 1.2.2 Aile Planlamasının Duygusal Yönden Önemi
 Bebeklerinin sağlıklı ve mutlu olmasını isteyen anne ve babaların kesinlikle
 birbirlerini iyice tanıdıkları ve duygusal yönden hazır oldukları zamanda çocuk yapmaları
 gerekmektedir.
 
 1.2.3 Aile Planlamasının Sağlık Açısından Önemi
 Evli çiftlerin fiziksel ve psikolojik yönden sağlıklı olmaları, çocuk sahibi olmalarının
 en temel koşuludur. Çiftlerin evlenmeden önce gerekli sağlık muayenelerinden geçmeleri
 toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Genellikle kronik nefrit, tüberküloz, kalp
 rahatsızlıkları, frengi ve AIDS gibi hastalıklar hamilelik öncesi ve sonrasında anne ile
 bebeğin sağlığı açısından büyük tehlike oluşturmaktadır.
 
 Aile Planlamasının Tıbbî Önemi
 Birçok kadını ölüme sevk eden en önemli nedenlerden biri de fazla doğum yapmaktır
 Kontrolsüz oluşan gebelikler sonucunda meydana gelebilen düşük, annenin hayatını ,
 ve sağlığını tehdit etmektedir. Oysa aile planlamasında kullanılan yöntemlerin böyle bir
 tehlikesi yoktur. Çünkü bu yöntemler bilimsel araştırma ve incelemelerin sonucu ortaya
 çıkmıştır.
 Aileler bakabilecekleri, besleyebilecekleri ve sağlığını koruyabilecekleri kadar çocuk
 sahibi olurlarsa bebek ölümleri azalacak, anneler sık gebelik ve doğumdan yıpranmayacaktır.
 İstemedikleri halde doğum yapacak annelerin ilkel yöntemlerle çocuk düşürmelerini
 önlemek; onlara gebelikten korunma yöntemlerini öğretmekle gerçekleşecektir.
 1.2.5. Evlenmeden Önce Neler Yapılmalıdır?
  Evlenecek çiftin, sağlıklı bir cinsel yaşantısının olmasını engelleyebilecek
 problemlerinin olup olmadığının anlaşılması ,eğer var ise çözüm bulunması
 amacıyla muayene olması gerekmektedir.
  Erkeğin “cinsel anormalliği” ve sağlıklı cinsel yaşantıyı engelleyecek
 problemi varsa bu durum tedavi edilmelidir.
  Herhangi bir bulaşıcı hastalık (sarılık, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, AIDS
 gibi) varsa gerekli önlemlerin alınıp tedavi edilmesi gerekmektedir.
  Çiftin ileride sorun olabilecek sağlık probleminin (kalp hastalıkları,hormonal
 bozukluk,gizli şeker gibi..)olup olmadığının araştırılması ve gerekli
 önlemlerin alınması gerekmektedir.
  Erkeklerde bebek sahibi olmaya yetecek sperm sayısının olup olmadığı tesbit
 edilmelidir.
  Kadınlarda bebek sahibi olabilmek için yumurtalıkların ve hormonal durumun
 kontrolü yapılmalıdır.
  Hamilelik sırasında sorun yaratabilecek kan uyuşmazlığı ve kadında toksa
 plazma gibi durumların olup olmadığı tespit edilmelidir.
 Çiftlerin ailelerinde ya da kendilerinde kalıtsal bir hastalık veya anormallik
 olup olmadığı, var ise derecelerinin araştırılması, değerlendirilmesi ve
 hamileliğin takip edilmesi gerekmektedir.
  Evlilik esnasında oluşabilecek cinsel isteksizlik, korku ve problemleri
 önlemek için evlilik öncesi cinsel eğitim ve danışma alınmalıdır.
  Çiftler aktif cinsel yaşantılarına başlamadan önce uygun korunma
 yöntemlerini uygulamaya başlamalı ve birbirlerini iyice tanıdıktan sonra
 çocuk sahibi olmalıdırlar.
 Aile Planlamasının Anne Açısından Yararları
  Gebelik, doğum ve düşük nedeniyle anne ölümleri azalır.
  Annenin üreme organlarına ait sağlık sorunları azalır.
  Doğuma yönelik komplikasyonlar azalır.
  Çiftler arasında gebe kalma korkusu ortadan kalktığı için sağlıklı bir cinsel
 yaşantı oluşur.
  Çiftlerin istenilmeyen gebelik,düşük ve kürtaj sorunları ortadan kalkar.
 1.2.7. Çocuk Sağlığı Açısından Yararları
  Bebek ölüm oranları düşer.
  Prematüre doğumlar azalır
 Bebeklere bulaşabilecek hastalıklar önlenir.
 Çiftler bakabilecekleri sayıda çocuğa sahip olduklarında ,onların yeterli ve dengeli
 beslenmelerini sağlayarak sağlıklı çocukların,nesillerin ve toplumun oluşmasını
 sağlarlar.
 Çocuklarda oluşabilecek problemler en aza indirgenerek mutlu ve kişilikli
 büyümeleri sağlanır.
 1.2.8. Toplum ağlığı Açısından Nedenleri
  Toplumdaki sağlıklı annelerin sayısı artar.
  Sağlıklı çocuklardan oluşan gençlik oluşur
  Toplumun beslenme, konut, eğitim, sağlık ve çevre koşullarının
 iyileştirilmesi ile birlikte refah düzeyi artar.
  Sağlık harcamalarında düşüş olur.
 
 Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
 Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, özellikle nüfusu kalabalık olan şehirlerde bir sorun
 olarak karşımıza çıkmaktadır.
 Cinsel yolla bulaşan hastalıklar kısaca “CYBH” olarak gösterilir.
 1.4.1. CYBH Genel Özellikleri
  Her iki cinste de, cinsel yönden en aktif olunan dönemde sık görülür.
  Genelde sessiz seyreder.
  Özellikle umursamaz davranışlı kişilerde daha sık seyreder.
  Lohusalık humması, serviks kanseri, fetüs ve yeni doğan enfeksiyonları gibi başka
 hastalıklara zemin hazırlar.
 1.4.2. CYBH Olasılığı Hangi Durumlarda Artar?
  Çok eşlilik
  Genel ev kadınları ve müşterileri
  Yakın zamanda cinsel eş değiştirmek
  CYBH belirtisi olanla ilişkiyi sürdürmek
  Eğitim ve prezervatif kullanımının az olması
 1.4.3. CYBH Nelerdir?
 Yirminin üzerinde bakteri, virüs, parazit ve mantarlara bağlı hastalıklar cinsel yolla
 bulaşmaktadır.
 Frengi, genital, siğil, bit, uyuz, hepatit B virüsü, hepatit C virüsü, AIDS hastalığı bu
 yolla bulaşan hastalıklardır.
 Dünyada yirmi beş yaş altı gençleri etkileyen AIDS sosyal yaradır. AIDS mikrobu
 cinsel yol dışında vericiden alınan kan ve kan ürünleri, sterilize edilmemiş iğne, enjektör,
 kesici aletlerin kullanılmasıyla da geçer.
 Hastalık virüsü taşıyan annede gebelikte doğumda ve emzirme sırasında virüs çocuğa
 geçer.
 Nerelere Başvurulmalıdır?
 CYBH ile ilgilenen uzmanlık alanı enfeksiyon hastalıklarıdır. Sağlık kuruluşlarının
 dermatoloji ve üroloji bölümleri bu konuda yardım alınabilecek bölümlerdir
 
 AİLE PLANLAMASI YÖNTEMLERİ
 2.1. Gebelikten Korunma Yöntemleri
 Doğum kontrolü her ailenin istediği sayıda ve istediği zaman çocuk sahibi olması
 amacıyla kadın ve erkekler tarafından kullanılan yöntemlerdir. İdeal korunma yöntemleri
 gebeliği kesin olarak önlemeli, sağlığa zarar vermemeli, uygulaması kolay ,maliyeti düşük
 olmalı ve çiftler tarafından benimsenmelidir.
 Gebelikten korunma yöntemleri iki grupta toplanır.
 2.1.1. Etkili Aile Planlaması Yöntemleri
  Ağızdan alınan kombine haplar
  Mini haplar
  Rahim içi araçları (RİA)
  Diyafram
  Deri altı kapsülleri (Norplant)
  Koruyucu enjeksiyonlar
  Prezervatif (Kaput-Kondom)
  Erkek ve kadında cerrahi sterilizasyon ‘’Tüp Ligasyonu,Vazektomi’’
 2.1.2. Etkisi Sınırlı Geleneksel Yöntemler
  Takvim yöntemi
  Geri çekme
  Vaginal yıkama (Lavaj)
  Laktasyon
  Spermisitler (sperm öldürücüler)
 
 Ağızdan Alınan Kombine Haplar
 Doğum kontrol hapları kadının yumurtalıklarında üretilen östrojen ve progesteron
 hormonlarının laboratuvar ortamında üretilmiş türevlerini içeren ve düzenli olarak
 kullanıldıklarında gebeliği oldukça başarılı bir şekilde önleyen ilaçlardır.
 Ağızdan alınan gebeliği önleyici haplar östrojen ve progestronu birlikte içeren
 kombine haplar ve sadece progesteron içeren mini haplar olmak üzere iki şekilde
 hazırlanmıştır.Gebeliği önleyici hapların gebelikten korumadaki başarı oranı
 spiral,kondom,takvim yöntemi,geri çekme gibi yöntemlerle karşılaştırılamayacak kadar
 yüksektir.
 Ağızdan alınan haplar içerdikleri hormonların etkisi ile kadındaki ovulasyonu
 durdurur. Böylece gebelik yüzde yüz önlenmiş olur.
 Mini haplar ise daha çok servikal müküsün spermlerin geçemeyeceği hale gelmesini
 sağlar ,böylece spermler uterusa geçemez ve yumurta ile karşılaşamaz. Geçebilen spermlerin
 ise hareketi yavaşladığından yumurtaya ulaşması gecikmektedir. Eğer yumurta döllenmiş ise
 bu sefer döllenmiş yumurtanın endometrium tabakasına yerleşmesini engeller.
 Doğum kontrol haplarına, komple bir jinekolojik değerlendirme sonrasında, doktor
 önerisine göre başlanır. İlk kutunun ilk hapı adet kanaması başlangıcının tercihen birinci
 günü, en geç beşinci günü alınmalıdır. Haplardan her gün bir tane ve hep aynı saatlerde
 almak suretiyle yirmi birinci günün sonunda hap almaya yedi gün ara verilir. Daha sonra
 sekizinci günde yeni kutuya başlanmalıdır. Bazı doğum kontrol hapları yirmi sekizlik
 tabletler halinde hazırlanmıştır. Bu hapların yedi tanesi genellikle demir içermektedir. İlacın
 günlük dozu unutulduğunda ertesi günü iki adet birden alınmalıdır. Bu durumda koruyuculuk
 oranı azalmaz.
 İlacın iki günlük dozu birden unutulduğunda kullanımın ilk iki haftalık döneminde
 bulunuluyorsa iki gün üst üste ikişer adet alınır ve bir hafta boyunca ek bir yöntemle
 korunulur.
 İlacın iki günlük dozu birden unutulduğunda kullanımın sonuncu haftasında
 bulunuluyorsa veya herhangi bir zamanda ilacın üç gün veya daha fazla dozu unutulmuşsa
 doktordan yardım istenmelidir.
 Doğum kontrol haplarının düzenli kullanımı halinde koruyuculuk oranı yüzde yüzdür.
 Doğum Kontrol Haplarının Yararları
  Adet döngüsünün düzenli olmasını sağlar.
  Adet kanamasının miktarını azaltarak gereksiz kan kaybını önler.
  Adet öncesi gerginlik belirtilerini azaltır.
  Adet sancısı, doğum kontrol hapı kullananlarda daha az sıklıkla görülür.
  Hap kullanan kadınlarda akne (sivilce) ve tüylenme daha az sıklıkla görülür
 
 Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda rahim kanseri ve
 yumurtalık kanseri çok daha az sıklıkla görülür.
  Gebelik oluşma riskinin azalması, dış gebeliğin ortaya çıkma riskinin de
 azalmasını sağlar.
  Yumurtlama süreci baskılandığından hap kullanan kadınlarda işlevsel
 yumurtalık kistleri de daha az görülür.
  Hap kullanan kadınlarda fibrokistik meme sorunu daha az görülür.
  Doğum kontrol hapları pelvik enfeksiyon gelişme riskini azaltır.
  Hap kullanan kadınlarda kemik yoğunluğu daha yavaş azalır.
 2.1.3.2.Doğum Kontrol Haplarının Olumsuz Etkileri
  Damar tıkanıklığı gelişme riskinin artması
  Bulantı ve kusma
  Hipertansiyon ortaya çıkması
  Adet düzeni değişiklikleri
  Adet kanamasının olmaması
  Adet kanamasının azalması
  Depresyonun ortaya çıkması
  Libido (cinsel istek) azalması
  Emzirme döneminde süt salgısı üzerine olan etkiler
  Kilo alımı
  Memelerde hassasiyet ortaya çıkması
  Rahim ağzı yarası gelişimi
  Vajinada mantar enfeksiyonu gelişimi
  Yüz cildinde lekelenmenin ortaya çıkması
  Sivilce (ve tüylenme) ortaya çıkması
  Baş ağrısı ortaya çıkması
  İlaç bırakıldıktan sonra gebe kalabilirliğin gecikmesi
  Karaciğerde selim tabiatlı tümör oluşumu görülebilmektedir.
 
 Mini Haplar
 Bu haplar sadece progesteron içermektedir.
 Olumlu ve olumsuz yan etkileri kombine haplardaki gibidir. Östrojen içermediğinden,
 emziklilikte ve yaşlı kadınlarda kullanılmasının zararı yoktur. Yirmi sekiz günlük olan bu
 haplar bittiğinde ara verilmez hemen yeni pakete başlanır.
 Gebelikten koruma oranı %98.5 dur.
 
 Rahim İçi Haplar (Spiral) (RİA)
 Rahim içi araç (RİA) veya halk arasında bilinen adıyla spiral polietilen (plastik)
 yapıya sahip, rahim içine sığacak büyüklükte tasarlanmış T şeklinde bir alettir. Plastik
 gövdenin etrafına bakır tel sarılıdır.
 Resim 2. 3: Tüm RİA'larda plastik gövdenin alt ucunda tek lifli yapıda iki adet iplik bulunur.
 İplik RİA rahim içinden çıkarılmak istendiğinde ucundan tutulup çekilmek için
 takılma sonrası rahim ağzından 1-2 santimetre sarkacak şekilde kesilip bırakılır.
 RİA'lar röntgen filmlerinde görünülebilirliği sağlamak için baryum sülfat adı verilen
 bir kimyasal madde içerir.
 RİA rahim içine yerleştirildiği andan itibaren burada yabancı bir madde olarak
 algılanır ve bölgede iltihabi bir reaksiyon oluşturur. Bu iltihabi reaksiyon rahim içine ulaşan
 spermlerin etkisiz hale gelmesini sağlar ve gebelik önlenir. Yumurtlama süreci devam eder.
 RİA'nın koruyuculuğu takıldığı anda başlar ve çıkarıldığında kısa sürede biter.
 Bazı RİA'larda bakır yerine progesteron hormonu eklenmiştir. Progesteron hormonu
 içerikli RİA bakırlı RİA'nın adet kanaması miktarını ve adet sancısını artırıcı yan etkilerini
 gidermek için tasarlanmıştır. Ülkemizde bakırlı RİA'lar hormonlu olanlardan çok daha sık
 kullanılmaktadır.
 Rahim boşluğuna yerleştirildikleri zaman gebeliği önleyici etki gösteren değişik
 biçimlerdeki küçük aletlerdir.Spiraller en az beş yıl süreyle gebelik oluşumundan korur.
 Koruma süresi içerdikleri bakır veya progesteron hormonunun zamanla tükenmesiyle
 ilgilidir. Spiralin uygulanmasından sonra ilk üç veya dördüncü ayda kanama ya da kanama miktarında fazlalık olursa sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
 Rahim içi araç, kadının gebe olmadığı kesin olarak biliniyorsa adet kanamasının
 olduğu günlerde uygulanır. RİA düşükten, kürtajdan veya doğumdan hemen sonra
 uygulanabilir. Çıkarıldığında tekrar gebe kalınılabilir (Rahim dışına çıkıp vücutta
 dolaşmaz,baş ağrısı yapmaz, kansere neden olmaz, zayıflama yapmaz, sinir yapmaz)
 RİA’ların koruma oranı oldukça yüksektir.
 Aplikatör tüp içinde bulunan spiral rahim, ağzından geçirilerek rahim içine yerleştirilir
 ve rahimin tepe noktasına deyinceye kadar ittirilir.
 
 Ria'nın Kimlere Uygulanması Sakıncalıdır?
 Genital enfeksiyon geçirme açısından yüksek risk altında olan kadınlarda uygulanmaz.
 Gebelik şüphesi olan kadınlarda kullanılamaz.
 AIDS, uyuşturucu kullanımı ve kortizon tedavisi gibi vücut direncini düşüren
 durumlarda RİA uygulanmaz.
 
 Normal dışı kanaması olan kadınlarda neden belirlenip tedavi edildikten sonra RİA
 uygulanabilir.
 Herhangi bir nedenle antikoagulan (kan pıhtılaşmasını azaltıcı) ilaç kullanan kadınlar
 bakırlı RİA kullanamaz. Bu durumlarda adet kanaması miktarını azaltan hormonlu RİA'lar
 kullanılabilir.
 Rahim miyomları olan kadınlar arasından miyomları rahim iç tabakasının şeklini
 bozacak nitelikte olan kadınlara RİA uygulanması önerilmez.
 Bakıra allerjisi olduğu bilinen veya çok ender görülen bakır metabolizması bozukluğu
 (Wilson Hastalığı) olan kadınlar RİA kullanamazlar.
 Muayenede rahimin çok ufak veya çok büyük olduğunun belirlenmesi RİA
 kullanımına engel teşkil edebilir.
 
 Diyafram
 Ülkemizde kullanımı az olan diyafram yarım küre biçiminde kauçuktan yapılmış bir
 araçtır. Rahim ağzını kapatır ve spermlerin buraya geçmesini engelleyerek olası bir
 hamileliği önler. Ancak diyafram sperm öldürücü bir krem veya fitille kullanıldığında
 etkilidir. Diyafram cinsel temastan altı saat sonra çıkarılmalıdır. Koruyuculuk oranı diğer
 yöntemlere göre daha düşüktür.
 
 Deri Altı Kapsülleri (Norplant)
 Kolda cilt altına yerleştirilir. Cinsel yaşantıyı olumsuz yönde etkilemez. Her yaştaki
 kadına uygulanabilir. Adet sancılarını, kansızlığı ve kanser riskini önemli ölçüde azaltan
 olumlu etkileri vardır. Bunun yanı sıra sivilce oluşumu, bulantı, kilo alma veya kilo verme,
 baş dönmesi, kıllanma gibi olumsuz etkileri vardır.
 
 Kimler Norplant Kullanamaz?
  Karaciğer bozukluğu olan kadınlar,
  Kalp krizi ya da beyin damarlarında tıkanıklık geçirmiş kadınlar,
  Daha önceden damar rahatsızlığı geçirmiş olan kadınlar,
  Adet kanaması dışında düzensiz kanamaları olan kadınlar kullanamaz.
 
 Koruyucu Enjeksiyonlar
 Dünya üzerinde yaklaşık 30 yıldır kullanımda olan doğum koruyucu iğneler üçer aylık
 ve birer aylık enjeksiyon şeklinde uygulanmak üzere iki ayrı şekilde bulunur ve ülkemizde
 ikisi de mevcuttur.
 Bu iki yöntem de güvenilirlikleri doğum kontrol hapları ve tüplerin bağlanmasıyla
 karşılaştırılacak kadar yüksektir ve aynen doğum kontrol hapları kullanımında olduğu gibi
 geri dönüşümlü olan korunma yöntemleridir.
 Üç aylık enjeksiyonlar içlerinde vücutta doğal bulunan progesteron hormonunun
 medroksiprogesteron asetat adlı sentetik depo türevini içerirlerken aylık enjeksiyonlarda
 progesterona ek olarak östrojen de bulunur.
 Üç aylık iğneler on ikişer haftalık aralıklarla, aylık iğneler ise dörder haftalık
 aralıklarla kalçadan veya koldan kas içine enjekte edilerek uygulanırlar.
 Aylık iğnelerde bir enjeksiyondan diğerine geçen süre en fazla 33 gün, en az 23 gün
 olmalıdır. Aylık iğneler arası süre 23 günden daha az olduğunda adet düzensizliği ortaya
 çıkabilmektedir.
 Bir enjeksiyondan diğerine geçen süre yukarıdaki süreleri aştığında yeni uygulama
 gebelik testi sonrası gerçekleştirilmelidir.
 Koruyucu enjeksiyonlar overyumlarda oluşacak olan yumurtlamayı durdurarak
 etkisini gösterir. Üç aylık iğneler ovulasyon (yumurtlama) sürecini devre dışı bırakarak etki
 ederlerken, aylık iğnelere ek olarak bulunan östrojen ovulasyonu, devre dışı bırakmaya
 katkısı yanında düzenli olarak adet görülmesini sağlar.
 Koruyucu enjeksiyonların adet kanaması değişiklikleri,kilo ve psikolojik değişiklikler
 gibi yan etkileri olabilir.
 Doğum, kontrol iğnelerinin ayrıca; sancılı adet görmeyi engelleme, adet öncesi
 gerginliğini azaltma, yumurtlama sancısını azaltma, anemi riskini azaltma,miyoma bağlı
 kanamalarda azalma,yumurtalık kisti görülme sıklığının azalması, epilepsi hastalığı
 olanlarda nöbet sıklığını azaltıcı,endometrium ve yumurtalık kanserinden koruma gibi
 etkileri de bulunmaktadır
 
 Prezervatif ( Kaput-Kondom)
  Kadın Kondomu: Kadının kullandığı ince poliüretandan yapılmış esnek bir kılıftır.
 Cinsel ilişkiden önce hazneye yerleştirilir. İlişki sırasında meni ve içindeki erkek
 tohum hücrelerini hazneye dökülmesini engeller, gebelikten, cinsel yolla bulaşan
 hastalıklardan korur.
 
 Erkek Kondomu: Erkekler tarafından kullanılan bir çeşit kauçuktan yapılan esnek
 kılıftır. Cinsel ilişki sırasında erkekten atılan meni ve içindeki tohum hücrelerinin
 hazneye dökülmesini önlemektedir. Hem gebelikten hem de cinsel yolla bulaşan
 hastalıklardan korumaktadır. Kadının rahim ağzı kanserine yakalanma riskini
 azaltmaktadır. Her ilişkide yeni bir kondom kullanılmalıdır.
 Prezervatif kullanımında şunlar yapılmalıdır; Şüpheli kişilerle ilişkiye girmekten
 kaçınılmalıdır ya da prezervatif kullanılmalıdır.Prezervatif bir kez kullanılmalı, ilişki sonrası
 çıkarıldıktan sonra imha edilmeli, eller sabunlu su ile yıkanmalıdır.
 
 Köpüren Tablet ve Fitiller
 Cinsel ilişkiden önce hazne içine yerleştirilir. Yerleştirdikten sonra etkisi azalmaya
 başladığından bu süre içinde ilişki gerçekleştirilmelidir. Jellerin özel uygulayıcısı vardır.
 Uygulayıcı doluncaya kadar içine krem veya jel sıkılır. Uygulayıcının ucu rahim ağzına
 kadar sokulur ve piston itilerek krem veya jel hazneye boşaltılır.
 
 Sperm Öldürücüler
 Spermlerin rahim ağzına ulaşmadan etkisiz hale getirilmeleri için hazneye uygulanan
 köpüren tablet, fitil, krem, jel ve köpük gibi kimyasal maddelerdir.
 
 Kadın ve Erkekte Cerrahi Sterlizasyon (Tüplerin Bağlanması)
  Kadında tüplerin bağlanması
 Çiftlerin ortak kararı ile kadında yumurtayı taşıyan tüplerin (kordonların) gönüllü
 olarak bağlatılmasıdır.
 Kadın yumurta hücresiyle erkek tohum hücresi birleşemez ve gebelik oluşamaz. Geri
 dönüşü yoktur. Kadının cinsel hayatını ve adet düzenini olumsuz yönde etkilemez.
 
 Erkekte tüplerin bağlanması:
 Çiftlerin ortak kararı ile erkekte tohum kanallarının gönüllü olarak bağlatılmasıdır.
 Böylece erkek tohum hücresi meniye geçemez ve gebelik oluşmaz. Geri dönüşü yok
 denecek kadar azdır. Erkeğin cinsel isteğini, sertleşmesini, boşalmasını yani cinsel hayatını
 hiçbir şekilde olumsuz yönde etkilemez.
 Etkisi Sınırlı Geleneksel Yöntemler
 Takvim Yöntemi
 Bir kadının yumurtlaması iki adet dönemin ortasındadır. Yani yirmi sekiz günde bir
 adet gören kadının yumurtlaması on dört gün olur. Bünyeden bünyeye farklılık gösteren adet dönemi arası bazen otuz iki gün olabilir
 Yumurtanın ve spermlerin canlı kalmaları göz önüne alınarak on dört günün üç gün
 öncesi ve üç gün sonrası tehlikeli dönemdir. İşte bu dönemde cinsel ilişkide bulunulmasına takvim dönemi denir. Bu yöntem sıklıkla kullanılsa da çok emin değildir. Çünkü kadının adetlerinin son derece düzenli olması gerekir. Yumurtlamanın önce ya da sonra olması tehlikeli dönemin süresinin değişmesine neden olacağından istenmeyen gebelikler söz konusu olabilir.
 Adet dönemlerinin uzunluğu çok değişkense ya da kişiler çok düzensiz adet görüyorsa
 bu yöntem uygun değildir. Mutlaka doktor kontrolü gerektirir.
 
 Yumurtlama anı ayrıca, kadının sabah her kalktığında herhangi bir fiziksel bir
 aktivitede bulunmadan vücut sıcaklığını ölçmesi ya da her gün vajinadan gelen akıntının
 kıvam ve miktarını değerlendirmesiyle de saptanabilir.
 2.1.2.2. Geri Çekme
 Gebeliği önlemede bilinen en eski yöntemlerden biri olan geri çekmedir. Erkeğin
 ilişkisi sırasında cinsel organını meninin gelmesinden hemen önce hazneden geri çekmesi
 demektir. Çok iyi kontrol ve dikkat gerektirdiğinden güvenilir bir yöntem değildir.
 2.1.2.3. Vajinal Yıkama (Lavaj)
 Cinsel ilişkiden sonra haznenin yıkanmasıdır. Yıkama ile spermlerin hepsinin dışarı
 atılması ya da ölmesi beklenemez. Çünkü spermler, saniyelik bir hızla ilerler. Bu nedenle
 korunma değeri en az olan yöntemlerden biridir.
 2.1.2.4. Spermisitler (Sperm Öldürücüler)
 Bunlar kimi yasal içerikli krem ya da köpük tabletlerdir. Cinsel ilişkiden on,-on beş
 dakika önce konmalı ve ilişkiden en az altı saat sonra vajina yıkanmalıdır. Koruyuculuğu ve
 güvenirliği azdır.
 Etkisi sınırlı geleneksel yöntemler, sıkça tercih edilen ancak güvenirliği sınırlı olan
 yöntemlerdir .
 2.1.2.5. Laktasyon ( Süt Yapımı – Emzirme )
 Emzirmenin gebelikten koruyucu etkisi bebeğin emmesinin refleks yolla hipofiz
 bezinden yumurtlamayı baskılayıcı prolaktin hormonu salgısını artırmasından kaynaklanır
 Emzirme doğumdan sonra ovulasyonu bir süre geciktirerek doğurganlığı
 azaltmaktadır. Doğumdan sonra bebeklerini, çok az emzirebilen kadınların büyük bir bölümü
 ilk dört ay içinde adet görürken, uzun süre emzirenler ise ilk altı ay içinde adet görmektedir.
 Doğumdan sonra kadınların %50’ sinde adet görmeden ovulasyon olduğu kabul
 edilmektedir.Bu da doğumdan hemen sonra istenmeyen gebelik için etkili aile planlama
 yönteminin uygulanması gerektiğini göstermektedir.
 Bir toplumda emzirme süresi genel olarak uzun sürdürülüyorsa o toplumun
 kadınlarında doğum sonu amenore (adet görmeme) süresi de uzundur.
 Bu nedenle, emzirmeye toplumsal açıdan bakıldığında gebeliği önleyici bir etkisi
 görülmektedir ancak bu özellik bir aile planlama yöntemi değildir çünkü emziren bir kadında adettin ne zaman başlayacağı bilinemez.Bilinen tek şey emzirmenin sık ve uzun süreli olması doğum sonrası doğum sonu amenoreyi uzatmakta ve ovulasyonu da aynı yönde etkilemektedir.
 
 Ülkemizde emzirme doğal olarak kırsal kesimde fazladır. Eğitimin etkisiyle de şehir
 yaşamında da artma gözlenmektedir. Bebeğin emzirilmesi anne ve çocuk sağlığı açısından son derece önemlidir.
 Doğum yapan bir anne doğum sonrası adet görmese bile ovulasyon olacağını ve aile
 planlaması yapmazsa yeniden gebe kalınabileceğini öğrenmelidir.
 
 Düşük (Abortus)
 Gebeliğin ilk 20 haftası içinde, 500 gramdan az embriyo veya fetüs ve eklerinin
 tamamının veya bir kısmının uterus haznesi dışına atılması olayına abortus denilmektedir
 (1977 Dünya Sağlık Örgütünün tanımlaması). Diğer bir deyişle fetusun uterus dışında
 bağımsız yaşama yeteneğini kazanacak kadar gelişmeden gebeliğin sonlanmasıdır. İlk 12
 hafta içinde oluşan düşükler erken düşük, 13.-20. haftalar arası oluşanlar da geç düşük adını alır.
 Bebeğin sağlıklı olması; genetik şifresinin normal olması, rahim içine düzgün bir
 şekilde yerleşmesine bağlıdır. Genetik şifre bozukluğu (kromozomal anormallik), erken
 gebelik kayıplarının önemli bir çoğunluğunun nedenidir. Bu durum, doğanın bir savunma
 mekanizması olarak da yorumlanabilir. Zaten yaşamla bağdaşmayacak sağlıksız gebelik
 ürünü, erken evrede kaybedilmektedir.
 Geç gebelik kayıpları ise, genellikle, genetik bozukluktan ziyade rahim ve rahim
 kanalının yapısal bozukluklarına bağlıdır. Bu yapısal bozuklukların başlıcaları; servikal
 yetmezlik, rahim duvarı yapışıklıkları ve rahim içi anatomik bozukluklarıdır.
 Yumurta ile spermin buluşması, tüplerde olur. Tüpte karşılaşan bu iki hücre birleşir ve
 rahime doğru tüp boyunca hareket ederek ilerler. Bu iki hücre yolculuk sırasında çoğalmaya devam eder. Yaklaşık 6 gün süren bu yolculuk kesintiye uğrarsa dış gebelik oluşabilir. Yine, varılması gereken son nokta rahim içinde kendisine annenin hormonları ile hazırlanan"yuvadır". Bu yuvanın dışında bir yere yerleşmesi sorun olabilir. Örneğin rahim ağzına (servikal gebelik) veya rahim duvarına (intertisyel gebelik) yerleşmesi, nadir de olsa ciddi riskler taşır. Bu bölgelere yerleşen bebek (embriyo) sağlıklı bir şekilde gelişimini sürdüremeyecektir.
 Düşükler her zaman aynı belirtilerle olmaz. Bazen kanama veya ağrı henüz
 başlamamışken teşhis edilebilen düşükler vardır. Gebelik kesesi görülmesine rağmen
 embriyonun gelişmemesi veya çok erken dönemde gelişmesinin durması nedeniyle
 görülmemesi (Boş kese - Anembriyonik gebelik) de bir tür düşüktür. Bir başka farklı düşük tipi de "missed abortus" adı verilen, embriyonun oluştuktan sonra yaşamaya devam etmemesidir. Bu durumda embriyonun kalp atışları görülmemektedir. Her iki tip düşük de kürtaj ile sonlandırılmalıdır.
 Klasik anlamda en çok bilinen, karşılaşılan şekliyle düşük (abortus), kanama ve / veya
 ağrı ile başlar. Abortuslar, düşük tehdidi, kaçınılmaz düşük, tam olmayan düşük, tam düşük şeklinde 4 gruba ayrılır:
 
 Düşük Tehdidi
 20 haftanın altındaki gebeliklerde, vaginal kanama olmasıdır. Anne adaylarının
 yaklaşık %30-40'ı gebeliklerinde düşük tehdidi yaşamaktadır. Bu durumda kanama
 genellikle şiddetli değildir. Rahim ağzı kapalıdır. Düşük tehdidine en sık 8 -10. gebelik
 haftalarına kadar rastlanır.
 Düşük tehdidi yaşayan anne adaylarına, fiziksel aktivitelerini kısıtlamaları, yatak
 istirahati ve cinsel ilişkinin yasaklanması önerilir.
 Tüm önlemlere rağmen düşük tehdidi, düşük ile sonlanabilir. Bu olayın bir sebebi de
 düşüklerin önemli bir kısmının genetik anomalilerden kaynaklanmasıdır. Sağlıksız bir
 gebeliğin devam etmemesi doğal seleksiyon mekanizmasının işlemesi olarak
 değerlendirilebilir.
 
 Aile Planlaması Kurumları
 Aile planlaması hizmetleri ile eğitim uygulamaları ülkemizin en uç yörelerine kadar
 ulaştırılması gerekir.
 Yapılan araştırmalar ülkemizdeki ailelerin büyük bir çoğunluğunun aile planlaması
 yöntemlerini kullandığını, bunun yanı sıra geleneksel etkisiz yöntemleri tercih edenlerin de
 bulunduğunu göstermektedir.
 Ülkemizde aile planlaması çalışmalarının başarılı olması için ;
  Aileler gebeliği önleyici etkili modern yöntemler konusunda eğitilmelidir .
  Etkili modern yöntemleri uygulama koşulları (personel araç-gereç vb ) ülkenin
 ulaşılması en güç yerlerine kadar iyi bir sağlık sistemi örgütlenmesi ile
 götürülmelidir.
  Aile planlaması hizmetleri ana-çocuk sağlığı hizmetleriyle birleşerek yurt
 düzeyinde yaygın bir sağlık örgütü içinde diğer sağlık hizmetleri ile
 birleştirilmelidir.
  Aile planlaması yöntemlerinden kadınlarla birlikte erkeklerin de yararlanması
 sağlanmalı ve uygulaması eğitimler yoluyla anlatılmalıdır.
  Nüfus artışını azaltarak ,toplumumuzun sağlıklı, mutlu , iyi eğitilmiş ve
 ekonomik imkânları artmış ülkeler arasına taşımalıyız.
 
 AİLE PLANLAMASI KLİNİKLERİ
  Sağlık bakanlığı
  Doğum evleri aile planlaması klinikleri
  Sağlık bakanlığı ana çocuk sağlığı ve aile planlaması klinikleri
  Üniversite hastaneleri aile planlaması klinikleri
  SSK hastanesi klinikleri
  SSK hastanesi doğumevleri aile planlaması klinikleri
  SSK dispanseri
  Sağlık ocakları
  Sağlık evleri
  Ana çocuk sağlığı merkezleri
  Aile planlaması merkezleri
  Doğum evleri aile planlama klinikleri
  Devlet hastaneleri aile planlama klinikleri
  Özel muayenehane aile planlama klinikleri
  Özel poliklinikler aile planlama klinikleri
  Özel hastaneler aile planlama klinikleri
  Hıfzısıhha Hastanesi aile planlama klinikleri
 
 kaynaklar
 AKYILDIZ Naciye,Anne ve Çocuk sağlığı Ankara, Ya-pa Yayıncılık,
 AĞUSTOS 2000
  Ana Sağlığı ve Aile Planlaması El Kitabı, Sağlık Bakanlığı
  Ana Sağlığı aile Planlaması İle İlgili Ders Notları, G.Ü. Mesleki Eğitim
 Fakültesi Bilim Dalı
  Hekimler İçin Alile Planlaması El Kitabı, Akın A.
  BİLİR Şule, Anne Çocuk Sağlığı, Hacettepe Üniversitesi
  Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri
  Konuya Yönelik Bilgisayardan Eğitim Bilgileri
 
 
 |