0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Ergenekon Destanı...  (Okunma Sayısı: 877 Kere Okundu.)
« : Ocak 26, 2010, 01:19:16 ÖS »
Avatar Yok

.By.pisLick.*
*
Üye No : 28021
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1669
Mesaj Sayısı : 4 572
Karizma = 23665


Ergenekon Destanı Büyük Türk Destanı'nın bir parçasıdır. Kök-Türkler çağını konu alır. Ergenekon Destanı'nın Türk destanlarının içinde ayrı ve seçkin bir yeri olup en büyük Türk destanlarından biridir. Ergenekon Destanı'nın Türk toplum yaşamında yüzyıllarca etkisi olduğu gibi bugün bile Anadolu'nun dağlık köylerinde birtakım gelenek ve göreneklerde etkisi görülmektedir.

Ergenekon Destanı Bozkurt Destanı'nın ana çizgileri üzerine kurulmuş olup bu destanın serbestçe genişletilmiş biçimidir diyebiliriz. Daha doğrusu Bozkurt Destanı ile kaynağını belirleyen Türk soyu Ergenekon Destanı ile de gelişip güçlenmesini yayılış ve büyüyüş dönemlerini anlatmıştır.


Çin tarihlerinin de yazmış olduğu Bozkurt Destanı'nın bittiği yerde Ergenekon Destanı başlar. Bozkurt Efsanesi'nin devamı Ergenekon Destanı'dır. Ergenekon Destanı Cengiz Han çağında moğollaştırılmıştır. Ancak bu efsanenin kökleri ve ana motifleri açıkça Kök Türkler ile ilgilidir.


Kök Türk Devleti MS 6.yy.dan itibaren bir cihan imparatorluğu olmuş ve 200 yıl yaşamıştır. Böyle büyük ve güçlü bir devletin ilkel Moğollar'dan bir efsane alıp kökenlerini ona dayandırması mümkün değildir. Ayrıca Ergenekon Destanı'nın ana motiflerinden biri Demirci'dir. Destanda demirci dağda demir madeni bulur ve Türkler bu demir madenini eriterek Bozkurt'un önderliğinde Ergenekon'dan çıkarlar. Unutmamak gerekir ki Göktürkler'in ataları da demirci idiler. Onlar en iyi çelikleri işler başka devletlere silah olarak satarlardı. Göktürkler'in ataları demir cevherleriyle dolu dağların eteklerinde türemişler demirleri eriterek yeryüzüne çıkmışlardı. Sonradan kendilerinin de demirci olmaları bundan ileri gelmektedir.


Göktürkler'in temel toprakları olan Altay ve Sayan dağları zengin demir madenlerinin bulunduğu bir yerdi. Burada çıkan demirin yüksek cevherli olması ve Türkler tarafından mükemmel bir biçimde işlenmesi çağın Türk savaş endüstrisinin en önemli özelliği idi. Göktürkler çağında Türkler'in işlettikleri demir ocakları ve dökümevleri bulunmuştur. Göktürkler demirden ürettikleri kılıç kargı bıçak gibi savaş araçlarının yanında yine demirden saban kürek orak gibi tarım araçlarını yapmakta da usta idiler. Oysa Göktürklerden tam beş yüzyıl sonra yine Türklerle birlikte olmak üzere bir devlet kuran Moğollar demirciliği bilmezlerdi.


Cengiz Han zamanında Moğollar'a elçi olarak gönderilen Çin'deki Sung sülalesinin generali Men Hung yazmış olduğu ''Meng-Ta Pei-lu'' adlı ünlü seyahatnamesinde Moğollar'ın Cengiz Han'dan önce maden işlemeyi bilmediklerini ok uçlarını bile kemikten yaptıklarını Moğollar'a demir silahların Uygur Türkleri'nden geldiğini anlatmaktadır. Zaten Moğollar demirciliği Uygur Türkleri'nden öğrenmişlerdir. Aslında demircilik o çağın Moğol düşüncesine göre büyücülere özgü korkunç bir sanattı. Ayrıca Bozkurt Türkler'in kutsal hayvanıdır. Moğollar'ın kutsal hayvanı köpektir.

Ergenekon Destanı'nda Türkler Ergenekon ovasından çıkmak istediklerinde yol bulamazlar. Çare olarak da dağların demir madeni içeren bölümlerini eritip bir geçenek açmayı düşünürler. Demir madenini eritmek için dağların çevresine odun-kömür dizilir ve yetmiş deriden yetmiş körük yapılıp yetmiş yere konulur. Yedi ve yetmiş sayıları dokuz ve katları ile birlikte Türkler'in mitolojik sayılarındandır. Moğollar'ın mitolojik sayıları ise altı ve altmıştır. Destanda altmış yerine yetmiş sayısına yer verilmesi bu efsanenin Moğolca bir metinden öğrenilmemiş olduğunu Türkler'e ait olduğunu gösterir.

Mağaralar Türk mitolojisinde ve Türk halk düşüncesinde önemli bir yer tutarlar. Bu yalnızca Göktürk efsanelerinde Bozkurt ve Ergenekon destanlarında değil Anadolu'daki masallarda da böyledir. Göktürk efsanelerinin Bozkurt ve Ergenekon destanlarındaki motiflerin ufak değişikliklere uğramış örneklerini Anadolu efsanelerinde de bulabiliriz. Hatta islami hikayelerde bile:

Bir Anadolu efsanesinde Muhammed Hanefi (Hz. Ali'nin Hz. Fatma'dan sonra evlendiği ve bu evlilikten olan dört çocuğundan biridir. Diğer Çocukları; ise Ümmü Gülsüm Zeynep ve Kasım'dır) önüne çıkan bir geyiği kovalar. Geyik bir mağaradan içeri girer. Muhammed Hanefi de geyiğin arkasından mağaraya girer. Mağaradan geçerek büyük bir ovaya varır ve burada Mine Hatun'la karşılaşır. Dikkat edilirse bu Anadolu efsanesindeki mağara Bozkurt'un hayatta kalan tek Türk gencini götürdüğü mağaranın ve mağaradan çıkılan ova da yine Bozkurt Destanı'ndaki kurdun yaşayan tek Türk gencini mağaradan geçerek götürdüğü ovanın aynısıdır. Ayrıca yine bu ova Ergenekon Destanı'ndaki Kayı ile Tokuz Oguz'un yurt tuttukları ovanın aynısıdır.

Altay Türkleri'nin efsanelerinde de Bozkurt ve Ergenekon destanlarının izlerini görmek mümkündür. Bir Altay efsanesinde bir bahadır avlanırken karşısına çıkan geyiği kovalamağa başlar. En sonunda bir Bakır-Dağ'ın önüne gelirler. Baştan başa bakırdan yapılmış olan dağ birden açılır ve geyik açılan delikten içeri girer. Genç bahadır da geyiği izler. Az sonra geyik kaybolur. Efsanenin devamında bahadır türlü canavarla iyi yürekli yaşlı kişilerle çok güzel kızlarla karşılaşır. Bu Altay efsanesinde de aynı mağara ve mağaradan geçilerek ulaşılan ova motifleri vardır ve bu Altay efsanesi Muhammed Hanefi'nin efsanesine belirgin bir biçimde benzemektedir. Altay masal ve efsanelerinde bu tür öykülerin daha mitolojik biçimde olanları da vardır.

Asya Büyük Hun Devleti'nde bizzat Hun hakanının başkanlık ettiği törenler vardır. Bu törenlerden en önemlisinde devletin ileri gelenleri toplanarak Ata Mağarası'na giderler ve orada hakanın başkanlığında dini törenler yapılır atalara saygı gösterilir. Aynı törenler Göktürk Devleti'nde de yapılagelmiştir. Bu adı geçen Ata Mağarası Bozkurt'un Türk gencini düşmandan kaçırıp sakladığı ve Ergenekon'a ulaştırdığı mağaradır. Ancak bugün bu mağaranın yeri bilinmiyor. Tabgaçlar da kayaları mağara biçiminde oyarlar ve burada yere göğe ata ruhlarına kurban sunarlardı. Bu kurban töreninden sonra da çevreye kayın ağaçları dikilir o bölgede kutsal bir orman oluşturulurdu. Asıl önemli olan nokta ise bütün milletçe bunlara inanılması ve devletin de bu efsaneye saygı göstermesidir. Ayrıca Aybek üd-Devâdârî'nin anlattığı Türkler'in kökenine ilişkin ''Ay Ata Efsanesi''nde de mağara ve mağarada türeme motifi vardır. Bu efsanede de Türkler'in ilk atası olan Ay Ata bir mağarada meydana gelir. Ay Ata Efsanesi'ndeki mağara ilk ataya bir ana rahmi görevi görmüştür.

Ergenekon Destan'ı Türkler'in yüzyıllarca çift sürerek av avlayarak maden işleyerek yaşayıp çoğaldıkları etrafı aşılmaz dağlarla çevrili kutsal toprakların öyküsüdür. Ergenekon Destanı'nın önemli bir çizgisi Türkler'in demircilik geleneğidir. Maden işlemek demirden ve en iyi çelikten silahlar yapmak Eski Türkler'in doğal sanatı ve övüncü idi. Ergenekon Destanı'nda Türkler demirden bir dağı eritmiş ve bunu yapan kahramanlarını da ölümsüzleştirmişlerdir.

Ergenekon Destanı ilk kez Cengiz Han'ın kurmuş olduğu Türk-Moğol Devleti'nin tarihçisi Reşideddin tarafından saptanmıştır. Reşideddin ''Câmi üt-Tevârih'' adlı eserinde Ergenekon Destanı ile ilgili geniş bilgiler vermektedir. Fakat Reşideddin -yukarıda da değinildiği gibi- bir Türk destanı olan Ergenekon Destanı'nı moğollaştırmıştır (Ergenekon Destanı'nın nasıl moğollaştırıldığı hakkında Prof.Dr.Bahaeddin Ögel'in Türk Mitolojisi [1.cilt 59-71. sayfalar] adlı yapıtında geniş bilgiler vardır).

Ergenekon Destanı Hıve hanı Ebulgazi Bahadır Han'ın 17.yy.da yazmış bulunduğu ''Şecere-Türk'' (Türkler'in Soy Kütüğü) adlı esere de kaydedilmiştir.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kurtuluş Savaşında'ki Anadolu'yu Ergenekon'a benzeterek aynı adı taşıyan bir kitap yazmıştır.

Ergenekon Destanı'nda Bozkurt öteki Türk destanlarında da olduğu gibi ön planda ve baş roldedir. Bu kez Türkler'e yol göstericilik kılavuzluk yapmaktadır.

Bir rivayete göre Türkler Ergenekon'dan 9 Martta çıkmışlardır. Başka bir rivayet ise bu tarihi 21 Mart (Nevruz Bayramı) olarak verir. Öyle anlaşılıyor ki Ergenekon'dan çıkış işlemleri 9 Martta başlamış 21 Martta da tamamlanmıştır

YALAN !  
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Ergenekon Destanı...
« Posted on: Nisan 29, 2024, 12:26:45 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Ergenekon Destanı... e-book, Ergenekon Destanı... programı, Ergenekon Destanı... oyunları, Ergenekon Destanı... e-kitap, Ergenekon Destanı... download, Ergenekon Destanı... hikayeleri, Ergenekon Destanı... resimleri, Ergenekon Destanı... haberleri, Ergenekon Destanı... yükle, Ergenekon Destanı... videosu, Ergenekon Destanı... şarkı sözleri, Ergenekon Destanı... msn, Ergenekon Destanı... hileleri, Ergenekon Destanı... scripti, Ergenekon Destanı... filmi, Ergenekon Destanı... ödevleri, Ergenekon Destanı... yemek tarifleri, Ergenekon Destanı... driverları, Ergenekon Destanı... smf, Ergenekon Destanı... gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular