Yurtdışındaki 2 bin 200 Türk girişimci İstanbul’da bir araya geldi. Türk diasporasının üçte biri AB üyeliğine destek vermek istemedi


Yapılan ankete göre bu girişimcilerin yüzde 33’ü Türkiye’nin AB üyeliğine destek vermekten vazgeçerken, Son 2 yılda Türkiye’nin imajının olumlu yönde değiştiğini söyleyenlerin oranı yüzde 88 çıktı.

Yurtdışında yaşayan Türk girişimciler ve işadamlarının üçte biri Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğini eskiden desteklediğini, ancak şimdi bu konuda çekimser ya da karşı olduklarını belirtiyor. Türk diasporası olarak tanımlanan bu girişimcileri bir araya getiren ve Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) tarafından düzenlenen Girişimciler Kurultayı dün Lütfi Kırdar’da başladı. Dünyanın dört bir yanından 2 bin 200 Türk girişimci ve işadamının toplandığı kurultay öncesinde katılımcılarla yapılan anket diasporanın ancak yüzde 41’inin Türkiye’nin AB üyeliğini hâlâ desteklediği sonucunu ortaya koydu. Girişimcilerin yüzde 12’si ise üyeliğe önem atfetmediğini, yüzde 14’ü ise üyeliği desteklemediğini belirtti. Yurtdışındaki Türk girişimcilerin yüzde 88’i yaşadıkları ülkede son 2 yıl içerisinde Türkiye’nin imajının olumlu yönde değiştiğini kaydetti.

"DAĞINIĞIZ, ORTAK HAREKET YOK"
Buna rağmen, Türk diasporasının yurtdışındaki örgütlenmelerinden ise memnun olmadığı ortaya çıktı. Yurtdışında birbirlerine destek olarak sinerji yaratılıp yaratılmadığı sorusuna Türk girişimcilerin yüzde 42’si “Hayır, dağınık bir görünüm sergiliyoruz, ortak hareket edemiyoruz” yanıtını verdi. Bu oran anketin ilk kez yapıldığı 2009 yılında ise yüzde 54 çıkmıştı. Birlikte sinerji yaratabildiklerine inananların oranı da son 2 yılda yüzde 23’ten 31’e yükseldi. Buna paralel olarak girişimcilerin yüzde 53’ü ‘çok fazla dernek olduğunu, ancak etkin ve koordineli olamadıklarını’ belirtti. Girişimcilerin yüzde 69’u Türk lobisinin etkin olmadığı görüşünde. Yurtdışındaki Türk temsilciliklerin ihtiyaçlara yanıt verdiğini düşünenlerin oranı da 2 yıl önce yüzde 25 iken, 2011 yılında yüzde 50’ye yükselmiş durumda.

"BİZİ ALMADI, ALLAH AB’DEN RAZI OLSUN"
Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, “AB bizi içeriye almıyor. Ben onlara diyorum ki; ‘Allah sizden razı olsun’. Çünkü, şimdiye kadar AB’ye girmiş olsaydık vay halimize olacaktı” dedi. Özyeğin, kurultayın Profesyoneller Oturumu’nda yaptığı konuşmada, Yunanistan’ın durumu bozulduğu zaman kendisine ‘Niye gidip Yunanistan’da banka almıyorsunuz?’ diye sorduklarını da söyleyerek, “Bir ülkede ekonomik durum bozuluyorsa o ülkede nasıl bir banka alabilirsiniz ki? Banka, finans kurumları, yabancı şirketler her zaman gelişen büyüyen ekonomilere giderler” dedi. Hayır işlerine de değinen Özyeğin, “Kasabanızda, köyünüzde bir kız yurdu yaptırın. Bu kızlar 15-16-17 yaşlarında evlenmesinler gelsinler yurtlarda kalsınlar. Bunu yapmak isteyen varsa size her türlü yardımı yaparım. Ben 25 ilde 25 kız yurdu kurdum, şu anda 5 bin kız orada okuyor” dedi. Fiba Grubu hakkında da bilgi veren Özyeğin, Fiba Grubu’nun yurtdışında 2 milyar dolar sermayesi bulunduğunu, bunun 1 milyar 400 milyon dolarının bankacılık kesiminde yer aldığını anlattı.

"TÜRKLER AB'DE 50 MİLYAR EURO CİRO YAPIYOR"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin hedefinin 10’lar Kulübü’ne girmek olduğunu belirterek, “10’lar Kulübü’nün kilidi güçlü ekonomi, anahtarı güçlü diaspora. Bu kulübe diaspora ile gireceğiz” dedi. Hisarcıklıoğlu, şu bilgileri paylaştı: “Yurtdışında 3 bin 900 Türk derneği faaliyet gösteriyor. Yurtdışında 130 bin Türk üniversite öğrencisi var. Türklerin Avrupa’da 140 bin Türk işletmesi var, toplam 50 milyar Euro ciro yapıyorlar. Almanya’da yaşayan 3 milyon Türk 50 yılda 75 bin işyeri açtı, 337 bin kişiye iş veriyor.”

"OY VERİP HESAP SORMAK İÇİN VATANDAŞ OLUN"
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türk diasporasına, “Sizler mutlaka, bulunduğunuz ülkelerde, asimile olmadan, dilinizi ve dininizi unutmadan, o ülke vatandaşlığına geçerek, tüm siyaset ve ticaret kanallarına geçerek, hesap soran ve oy veren konumda olacaksınız” diye seslendi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da, bazı diasporaların toprağa zehir saçmak için çabalasa da Türk diasporasının barış tohumları saçmaya devam edeceğini belirterek, “Türk diasporasının oluşabilmesi ve daha da güçlenmesi için en önemli gücümüz AB sürecidir. AB süreci olmaksızın Türk diasporası diye bir şey zor olurdu” dedi.