Alison James’in yazdığı aynı isimli kitapta 35 yaşına kadar geçeceğiniz evrelerden bahsediliyor. Fal taşı gibi açılmış gözleriyle şaşkınlık içinde etrafa bakan şaşkın kızdan gerçek kimliğini bulan kadına uzanan yolculuğu okurken siz de kendinizi biraz daha yakından tanıyabilirsiniz.

1- Yeni Mezun

Okul günleri sona eren bir kadın istediği işe girebileceğini arkadaşlarıyla olan ilişkilerinin daha da sağlamlaştığını hayal eder. Ama aslında okula yeni başlamış birçocuk gibidir. Tek fark yanında kimsenin olmamasıdır. Aslında gerçek dünya düşündüğünden çok farklıdır.

Artık okulda aldığı derslerin gerçek hayatta bir işine yarayacağından emin değildir. Çünkü büyük hayallerle başladığı iş hayal ettiği kadar parlak bir iş değildir. Ve daha da kötüsü kendisini bulunduğu yere ait hissetmiyordur. Bu dönemden geçen bir kadın ruh eşini bulmak konusunda da umutludur. Diğer yandan da karnını hâlâ hamburgerle sandviç ve hazır çorbayla doyurmaktadır. Ayrıca gerçek dünyada üniversitede konuşulandan farklı bir dil konuşulduğunu fark eder. Örneğin bir toplantı ortasında “Ayyy bu logo çok tatlı olmuş” demek yerine zamanla kelimeyi diğer yetişkinler gibi gerçek anlamında kullanmaya özen gösterir ve tat alma duygusuyla ilgisi olmadığı sürece bu kelimeyi kullanmamaya çalışır.

Okuldayken neredeyse üç buçuk ay tatil yapabiliyorken çalışmaya başladığında tatil sene boyunca adı geçmeyen ama iple çekilen kimi zaman iş yoğunluğu yüzünden unutulan bir kavram haline gelir. İş hayatının tekdüzeliğine kapılan yeni mezun bir süre sonra kendini güvende ve huzurlu hissetmeye başlar. Siz de kendinizi böyle bir durumda hissediyorsanız kendinize “Bu gerçekten istediğim yaşam mı? Yoksa rahatımın bozulmasından korktuğum için mi hiçbir değişiklik yapmıyorum?” diye sormalısınız.

Hayatın gerçekleriyle yüzleşince onlardan vazgeçmeyi düşünebilirsiniz. Ama yeni mezun olmanın en iyi tarafı hevesli ve enerji dolu olmaktır. Bu özellikleriniz sayesinde engelleri aşarak hayallerinizin peşinden koşabilirsiniz. 35 yaşına gelmeden önce kaç farklı kadın olursanız olun içinizdeki yeni mezunu asla yitirmemeye bakın.

2- Külkedisi

Bu evre bir genç kızın arkadaşlarıyla ev paylaşma mecburiyetini ve aşk hayatından vazgeçmeyi gerçekten hak edecek ne yaptığını sorguladığı dönemdir. Arada bir milli piyango alır ve her gün “Sandviçimi evden mi götürsem dışarıdan mı alsam”ın vicdani ve matematiksel hesabını yapar. Bu evre Paris Hilton gibi birkaç şanslı kadın dışında hemen hemen herkesin geçirdiği bir dönem olarak tanımlanıyor. İyi bir bakış açısı ve birkaç parlak fikir (Zengin biriyle evlenmek veya zengin büyük halayı öldürmek) yardımıyla boş banka hesabınıza gülüp geçmeyi ve sınırlı kaynaklarla bir kraliçe gibi yaşamayı başarmak da mümkün. Yazara göre parasızlıktan yakınan üç tür Külkedisi modeli var.

1: Boğazına kadar borca batmış iki yakasını zar zor bir araya getiren Bahtsız Külkedisi 2: Hak ettiği parayı bir türlü kazanamayan Gerçek Külkedisi ve 3: Hafta sonu çıktığı Avrupa gezisinde parasının yetmemiş olmasından yakınan Sözde Külkedisi! Külkedisi olarak yaşamak demek hangi gruba dahil olursanız olun egonuzu ne kadar bastırırsanız bastırın kafayı parayla bozmak demektir.

Merak etmeyin bu evre sonsuza kadar sürmüyor. Bu dönemden kurtulmak için iş ilanlarını takip etmeli çalıştığınız yerde sırf rahat olduğunuz için kalmamalı yeteneklerinizi takdir edecek değerlendirip ödüllendirecek size de gelişme imkanı tanıyacak bir yerde iş bulmaya çalışmalısınız.

Unutmayın yaptığınız işi ne kadar severseniz o kadar başarılı olursunuz. Siz de bu evrede olduğunuzu hissediyor ve bu durumdan sonsuza kadar kurtulmak istiyorsanız kenara bir miktar para koymalısınız.

Borçlarınızı ve faturalarınızı zamanında ödeyin her ay bir miktar para biriktirin ve maaşınızı çarçur etmeyin. Ancak banka hesabınızda iki kuruş daha fazla olacak diye kendinize eziyet de etmeyin. Eğlenmeye de mutlaka zaman ve para ayırın. Bu dönemi atlattıktan sonra çektiğiniz çileleri unutmayın. Ucuzcu mağazalara ve oradan alışveriş eden insanlara burun kıvırmayın ve tanıdığınız Külkedilerine ara sıra yemek ısmarlayın. Bu dönemin anımsanmaya ve takdir etmeye değer eşsiz bir zaman dilimi olduğunu unutmayın.

3- İşçi Arı

Her Külkedisi biraz para kazanıp kendisini sefaletten kurtarmak için çok çalışması gerektiğini bilir. Karşısına çıkan her fırsatı değerlendirmeye kararlıdır tüm hayallerini büyük terfiye bağlamıştır ve amacına ulaşmak için ne gerekirse yapmaya hazırdır. Yani artık istekli hevesli ve hırslı bir kadındır.

Bu evre her kadının bir yandan başarıya ulaşabilmesi için üstlenmesi gereken sorumlulukları alabildiği bazı durumlarda ise “Amaan her şeyin canı cehenneme” demeyi öğrendiği bir dönemdir. İşçi Arı işyerinde takımın en sevilen üyesidir çünkü çok çalışkan ve güvenilirdir. Enerjisi yaşamının her alanında kendisini gösterir. Genellikle kendisini gereğinden fazla zorlar. Akıllıca değil şuursuzca çalışır.


Çalışmak kendini işine vermek ve başarılı olmak önemlidir. Ancak işkolik bir Süperkadın olmak da aslında tatmin edici bir durum değildir. Yazarın tavsiyesi orta yolu bulabilmek çalışmak ve eğlenmek arasındaki dengeyi tutturabilmek yönünde çabalamanız.

İşyerinde Akıl Sağlığını Korumanın Yolları

-Her gün kolayına kaçmanın bir yolunu bulun: Bir işe girişmeden önce tam olarak ne yapmanız gerektiğini kavrayın ki gücünüzü gereğinden fazla harcamayın.
-Hayır demeyi öğrenin.
-Hem işe hem eğlenceye vakit ayırabilenleri örnek alın.
-Tatildeyken elektronik aletlerden kurtulun.
-Arada bir izin alın.
-Kötü patrondan kaçın.
-İşçi arı evresini geride bırakırken elinizdeki en büyük kazanım yaşamınızda kurduğunuz denge olacaktır.

4- Parti Güzeli

Parti Güzeli şarabı şişesinden içerken cep telefonu susmak bilmez. Akşamdan kalmışlığa nelerin iyi geldiğini bilir sadece üç saat uyumuş bile olsa işyerinde enerjik ve dinç görünmeyi başarır. Sizin de hayatınızda gece hayatına gündüz sosyalliğine ve arada kalan kulüp parti bar akşam yemekleri grupça yapılan geziler sinema iş yemekleri gibi hiçbir etkinliğe doyamadığınız bir evre olmuştur. Belki de halen oluyordur. Bu evre her kadının geçirmesi gereken bir dönemdir.

Boş ve sığ bir evre olmakla birlikte çok eğlencelidir. Çünkü tam da bu dönemde bakımlı ve çekici olmayı öğrenir en seksi kıyafetleri giyip hevesimizi alır sabaha kadar dans edip hiç yorulmadığımızı anlarız. Hayatınızın kontrolü arada sırada kontrolden çıkmak anlamına gelse bile tamamen kendi elinizdedir. Bu dönemdeki bir kadına aynı zamanda ortamın kraliçesi de denilebilir.

Çünkü hangi içkiyi içmeniz gerektiğini nerede hangi kıyafetin giyileceğini bilirsiniz. Bu evrede elinde bir kokteylle merdivenlerden inmek ayna olmaksızın düzgün bir şekilde ruj sürmek gibi başka hiçbir zaman öğrenemeyeceğiniz şeyleri öğrenirsiniz.

Parti güzeli sosyal ortamlarda kendisini rahat hissetmekle birlikte insanları da idare etmesi gerektiğini bilir. Dolayısıyla karşısındakini çabuk tahlil edip kiminle takılıp kimden koşarak kaçması gerektiğini belirler.

5- Formda Fıstık

Her genç kız yaşamının bir noktasında meşrubat ve patates cipsi ile beslenmeyi bırakıp forma girmeye karar verir. Her gün spor salonuna gidecek zamanı bir şekilde yaratır düzgün ve dengeli beslenme hakkında yazılmış her türlü yazıyı okur. Bir kadının yaşamındaki diğer bütün evreler gibi Formda Fıstık evresi de eninde sonunda biter.

Çünkü hiçbir kadın sonsuza kadar abur cubura hayır diyemez! Bu dönemdeki kızların kollarında minik şirin kasları adımlarında ise canlılık vardır. Harika görünür ve kendilerini çok iyi hissederler.

Yazar göre bu sürece girmek için bazı ilham kaynağı olan durum ve olaylar var. Arkadaşınızın düğünü mezuniyet töreni altı hafta sonra düzenlenecek konferansta konuşma yapacak olmak yakışıklı bir erkekle yemek yiyecek olmak veya çıkacağınız mavi turu bunlara örnek olarak gösterebiliriz.

Hayatın her alanında olduğu gibi sağlıklı yaşam konusunda da işin sırrı orta yolu bulmaktır. Sonunda bedeninizi tamamen değiştiremeyeceğinizi ve en güzel kadınların doğal ölçülerinde olan kadınların olduğunu anlarsınız. Bu gerçeklerin ayrımına vardığınızda ‘Kusursuz olmak istiyorum’ ruh halinden çıkıp daha normal ve dengeli bir yaşam sürmeye hazır hale gelirsiniz.

Formda kalmak için maraton koşmanız gerekmez. Bütün iyi niyetinizle belli aralıklarla spor salonuna gidin ama ipin ucunu kaçırmamaya son nefesinizi koşu bandında vermemeye dikkat edin. Zamanınızı kusursuz olmak için delicesine çabalamak yerine olabileceğinizin en iyisi olmaya makul ölçülerde spor yapmaya ve normal beslenmeye ayırın.

6- Bukalemun

Kendinizi kısmen veya tamamen erkek arkadaşınıza benzetmeye çalışıyor onun karbon kopyası gibi davranıyorsanız bu evreye girmişsiniz demektir. Bukalemunlar çıktıkları erkeğin davranış ve alışkanlıklarını alır saçlarını görünümlerini davranışlarını ve alışkanlıklarını erkek arkadaşlarının beğenilerine hitap edecek şekilde değiştirirler.

Bir ilişki yaşarken yaşantımızda ve kendimizde bazı değişiklikler yapmak kötü değildir. Her ilişki iki tarafın da bazı konularda ödün vermesini gerektirir.

Ancak Bukalemun ödün verme feragat etme olayını biraz abartır. Birdenbire saçlarını sevgilisi erkeksi saç tarzından hoşlanıyor diye kestirebilir doğal kızlardan hoşlandığı için daha az makyaj yapmaya başlar sırf o kendisini daha uzun boylu hissetsin diye topuklu ayakkabılardan vazgeçebilir.

Değişiklikler sırf görünümle ilgili değil müzik seçimi veya onun arkadaşlarıyla kendinizinkilerden daha sık görüşmek şeklinde de olabilir. Yani bukalemunlar gerçekte kim oldukları konusunda geçici hafıza kaybı yaşarlar.

Bu kıskaca kapılmak için şuursuz ne istediğini bilmeyen ne olduğunun farkında bile olmayan bir şapşal olmanız gerekmez. Sadece sevgilimize değil başkalarına da dönüşebiliriz.

Bazı insanlar bize öyle çekici gelir ki onların hareketlerini davranışlarını veya konuşmalarını taklit etmekten kendimizi alamayız. Bukalemun eninde sonunda aslında olmak istemediği birisi olduğunu gerçekte yapmak istemediği şeyleri yapmakta olduğunu fark edecektir.

Kendisi için doğru olmayan erkeklerle ilişkisinin sürmesini sağlamaya uğraşmaktan vazgeçip onu olduğu gibi sevebilen erkeklerle birlikte olmaya başlar.

Bu dönemden alınan bir diğer ders de dönüştüğünüz her erkeğin hayat hakkında farklı şeyleri takdir etmenizi sağladığıdır.

Bu yüzden ister iyi bir ilişki geçirmiş olun ister kötü yollarınızı ayırdığınız erkekleri gülümseyerek anımsayın. Gereğinden fazla özveride bulunmanın hiç özveride bulunmamak kadar kötü olduğunu bu dönemde öğrenirsiniz.

7- Kriz Kız

İşte kafa karışıklığı ve depresyondan oluşan bir evre. Eğer gerekli donanıma sahipseniz bu sıkıntılı dönemden zarar ederek değil karla çıkmayı başarabilirsiniz. Kriz Kız evresinin başlıca belirtileri şunlardır:

-Her şey berbat diye düşünmek.
-Art arda birbirinden beter erkeklerle çıkmak. Veya düzenli bir ilişki içinde olup onun kendisi için doğru erkek olduğundan emin olmamak.
-İşinden nefret etmek.
-“Diğer herkes kusursuz bir tek ben kusurluyum” demek.

Kriz döneminde diğer herkesin hayatı yolunda giderken Kriz Kız’ının gözüne her şey berbat görünür. Bu bunalımlı döneme girme sebebi acılı bir ayrılık veya aileden birinin ölümü gibi durumlar olabilir. Bir sabah uyanırsınız ve ne yapmak istediğinizden emin olmadığınızı fark edersiniz.

Yani biz kadınlar bu tür katalizör olaylar olmaksızın kendimizi birdenbire Kriz Kız evresinde bulabiliriz. Kaldırabileceğinizden çok seçeneğinizin olması her şeyi aynı anda yapmaya çalışmak kendinizi diğer insanlarla ve onların başarılarıyla kıyasladığınızda çok kötü ve yetersiz hissetmek sebepler arasında gösterilebilir. Böylesine bir kafa karışıklığı ve bunalım döneminden geçmek güçlü ve kendine güvenen bir insan olmanıza katkıda bulunur.

İçe bakış dönemi olarak da adlandırılabilen bu evre sizin kendinizi ve ne istediğinizi bulmanızı ve aldığınız kararların doğru olduğuna inanmanızı sağlar. Eğer siz de Kriz Kız döneminde olduğunuzu düşünüyorsanız hiç durmayın bugün harekete geçin ve yaşamınıza renk katmak için her şeyi (hayal ettiğiniz herhangi bir şeyi) deneyin.

Yapacağınız değişiklikler belki hayatınızı kusursuz hale getirmeyecek ve karşınıza yeni zorluklar çıkaracak hatta belki de hiç işe yaramayacak. Ancak yeni şeyler denemek gibi bir seçeneğiniz olduğunu bilmek de muhteşem olacak. Tüm enerjinizle yaşamın karşınıza çıkardığı güçlüklerle mücadele etmeye daha güzel ve aydınlık günlere doğru ilerlemeye hazırsınızdır artık.

8- Bayan Özgürlük

Parti Güzeli iken arkadaşlarının peşi sıra o bar senin bu bar benim gezen ve her davete ‘Evet’ diyen kızımız bu dönemin ardından bunalımlı evreye girer. Hayatını enine boyuna irdeleyip bol bol çikolata yer. Hiç uyumadığı kadar uyur ve kısa bir süre sonra bir sabah neşe içinde uyanarak enerji patlaması yaşar ve bunalımdan kurtulur. Yapması gereken tek şeyin hayata dört elle sarılıp mutluluğu yakalamak için elinden geleni yapması gerektiği olduğunun farkına varır.

Bu Bayan Özgürlük’ün tanımıdır. Siz de yalnız başınıza zaman geçirmekten hoşlanıyor İşçi Arı’nın aksine ofiste gereksiz işlerle kendinizi meşgul etmiyor fikirlerinizi açıkça belirtebiliyor artık “Erkek olsun da çamurdan olsun” diye düşünmüyorsanız ilişkinizi tüm hayatınızın merkezi haline getirmiyorsanız bu evreden geçiyorsunuz demektir. Bu dönemden geçen bir kadın öylesine bir kendine güven portresi çizer ki insanlar onun fikir ve görüşlerine gereksinim duyar. Bu evre her kadının yaşamının en tatlı en rahat dönemlerinden biridir.

Bu evredeki bir kadın kendisiyle ve seçimleriyle barışıktır. Hayatında ilk kez kendini yaşamın dizginlerini eline almış hisseder ve kimsenin yardımına muhtaç olmaz.

Bayan Özgürlük safhasında iseniz özgürlüğünüzün tadını çıkarın ama insanlarla aranıza yıkılması imkansız veya aşılamayacak yüksek duvarlar örmekten de şiddetle kaçının.

Sağlıklı ölçülerde bağımsızlık ile korkutucu derecede özgüven arasında önemli farklar olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

9- Hanımkız & Yarı Kız-Yarı Kadın

Kendisini hâlâ üniversite yıllarındaymış gibi hissetmektedir ancak artık öyle görünmemektedir. Ne tam olarak bir kızdır artık ne de gerçek anlamda bir kadın.

O bir Hanımkız’dır. Akrabalarınız çocuk çocuğa ne zaman karışacağınızı sormaya başlamıştır. Ancak siz kendinizi çocuk gibi hissetmektesinizdir hâlâ. Lüks İtalyan restoranlarına gittiğiniz gibi arada sırada Burger King’e de uğrarsınız.

Bir yandan sonsuza kadar yirmili yaşlarda kalıp geleceği düşündükçe heyecan duymak ister diğer yandan yetişkin olmanın güzel taraflarından hoşnutluk duyarsınız. Kafamızı bu dönem boyunca kurcalayan sorular ve içine düştüğümüz çelişkiler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

-Saçınızı kestirmeli mi yoksa daha uzun mu tutmalısınız?
-Eskiden hiç tereddüt etmeden koca bir pizzayı mideye indirirdiniz çünkü spor yapardınız. Ancak artık vücudunuzun yiyeceklerle arası eskisi kadar iyi değil. Ya metabolizmanız yavaşladı ya da eskisi kadar egzersiz yapmıyorsunuz.
- “Benim yaşımdaki kadınların giydiği bir üniforma var mı?” diye soruyorsunuz.
-Yaşının gereği gibi davranmak kavramıyla tanışıyorsunuz.
- “Evlenmek ve çocuk sahibi olmak için doğru zaman ne zaman?” diye düşünüyorsunuz.

Bu ikilemlerden biraz uzaklaşıp yaşama ve kendinize daha nesnel bir gözle bakabildiğinizde her kadının kendine göre bir yolu eninde sonunda seçtiğini ve bu soruların hiçbirinin aslında tek bir doğru yanıtı olmadığını görürsünüz.

Yaşamın bu karmaşık dönemini atlatabilmek için üç prensibi aklınızın bir köşesinde bulundurun: Başkaları için doğru olan şey sizin için doğru olmayabilir. Yani sırf evlenmek istediğiniz için yanlış bir insanla yola koyulmayın. İşlerin bir şekilde olacağına vardığına bu hayatta almanız gereken bir takım dersler olduğuna ve elinizden gelenin en iyisini yaparsanız hak ettiğiniz güzelliklere kavuşacağınıza inanın.

İşlerin bir gün bir şekilde yoluna gireceğine olan inancınızı asla yitirmeyin ama durup beklerken güzel şeylerin olmasını umut etmeyin.

10- Gerçek Ben

Bahsi geçen tüm bu evreler yazar tarafından kendini değerlendirme ve gelişme süreci olarak tanımlanıyor. Otuzlu yaşlarımızda ilerledikçe kendimizden biraz daha emin oluruz. 35 yaşına geldiyseniz ve hâlâ kendinizden emin olmadığınız alanlar varsa paniğe kapılmayın. Bazı kadınların kendinden emin hale gelmesi diğerlerine nazaran biraz daha uzun sürer.

Gerçek Ben’i bulmuş kadınlar sadece birkaç yıl öncesine kadar onları çileden çıkaran sorunları kolaylıkla çözer engelleri aşar. Edindikleri deneyimlerin bir sonucu olarak hemen her şeyin üstesinden gelebilecek güçtedirler. Kitabın verdiği en önemli derslerden biri de yaşamın 35’inde bitmediği. Yirmili yaşlarınızdayken başınızdan geçen olaylar ve aldığınız derslerin boşa gitmediğini unutmayın.

Başınızdan geçen olayları aldığınız dersleri bir düşünün. Bu dönemdeki kadınlar her işi kusursuz bir şekilde yaptıklarından ya da tüm soruların cevaplarını bildiklerinden değil geçmişlerinde pek çok deneyim edindiklerinden ve her bir deneyimden önemli dersler aldıklarından dolayı güven dolu kadınlar haline gelirler.

Cosmopolitan