1933 yılında Almanya'da Nazilerin iktidar olmasıyla birlikte, toplumun Nazi olmayan tüm kesimleri için gerçek bir karabasan başladı. Yahudiler, Romanlar, Sintiler ve diğer "Ari" olmayan halklar soykırıma tabi tutuldu. Milyonlarca Yahudi toplama kamplarına kapatıldı, üzerlerinde deneyler yapıldı, gaz odalarında katledildi. Dachau Toplama Kampı tutsakları, 29 Nisan 1945'te Amerikan birliklerince kurtarıldı.

Bundan tam 65 yıl önce, General Alexander M. Patch komutasındaki 7. Ordu'ya bağlı Amerikan birlikleri, Münih yakınlarındaki Dachau Toplama Kampı'ndaki yaklaşık 70.000 tutsağı kurtardılar.

Amerikan askerleri bu esnada sadece SS muhafızların zayıf bir direnişiyle karşılaştılar. Toplama kampındaki tutsaklar ise haftalar boyunca kamptan ayrılamadılar, çünkü yaygın tifo salgını yüzünden sıkı karantina önlemleri uygulanıyordu. Kampın ağır koşullarının etkisiyle, ilerleyen haftalar boyunca daha pek çok tutsak hayatını kaybetti.

Dachau Toplama Kampı, nasyonal sosyalistlerin 1943'te iktidarı almalarından sonra, SS ve Gestapo şefi Heinrich Himmler tarafından kurulan ilk toplama kampıdır. Farklı siyasi görüşlere sahip, örneğin komünistler ve sosyal demokratlar gibi yeni rejim için tehlike arz edebilecek herkes, bu kampta toplumdan yalıtılıyordu. Dachau Toplama Kampı, daha önce Güney Almanya'da kurulmuş olan geçici bir kampın yerini alacaktı. Toplama kampı aslında 9000 kişi kapasiteli olarak tasarlanmıştı. Ancak kampa gönderilen insan sayısı o kadar fazlaydı ki, Naziler sonraki yıllarda ana kamp binasına sık sık yeni ilaveler yaptılar.

1941'den sonra Naziler Yahudi inancından insanları, Sintileri, Romaları, savaş tutsaklarını, işgal edilmiş Avrupa ülkelerindeki Nazi askerlerinin içindeki şüphelileri Dachau Toplama Kampı'na göndermeye başladılar. 1935 yılında Dachau'da 35.000 tutsak vardı, en az bu sayıda insan da kampın civarındaki ek binalarda bulunuyordu. Kızıl Ordu'nun ilerlemesi nedeniyle SS mensupları, doğuda bulunan toplama ve imha kamplarındaki tutsakları, batıya nakletmeye başladılar. Bu yüzden barakalarda muazzam bir yer darlığı yaşanıyordu.

Odalarda tutsaklar her biri 75 kişi kapasiteli, üçer katlı ranzalarda kalıyorlardı. Bazen bir odada 350 kişinin kaldığı bile oluyordu. Müthiş yer darlığı, yetersiz beslenme ve berbat tıbbî bakım nedeniyle art arda salgın hastalıklar baş gösteriyordu. Sadece tifüsten günde 150 tutsak ölüyordu. 1933 ile 1945 arasında Dachau Toplama Kampı'nda yaklaşık 200.000 kişi yaşadı, bunların 35.000 kadarı silahla vurulmak, güçsüz bırakılmak veya tedavi edilmemek suretiyle öldürüldü.

Müttefiklerin ilerleyişiyle birlikte toplama kamplarındaki tutsaklar kurtarılmaya başlandı. Müttefik birlikleri Nisan ayında Dachau'un yanı sıra Weimar'daki Buchenwald ve Lüneburger Heide'deki Bergen-Belsen toplama kamplarına da ulaştılar. SS'ler genellikle kamplardaki tutsakları bir diğerine nakletmeye çalışıyordu. Örneğin Berlin yakınlarındaki Sachsenhaus ve Fürstenberg yakınlarındaki Ravensbrück toplama kamplarında bulunan 50.000 tutsak, 15 Nisan'da insanlık dışı koşullarda batıya doğru yola çıkartıldı.

Naziler Polonya'daki en büyük toplama kampı olan Auschwitz'de de aynı şekilde davranmışlardı. Yaklaşan Kızıl Ordu nedeniyle Kasım 1944'de toplama kamplarının dağıtılması emri verilmişti.

Dachau Toplama Kampı'na ulaşan Amerikan birlikleri ile SS muhafızları arasında çatışma yaşandıysa da, kamp kısa sürede Amerikalılar tarafından ele geçirildi.