1915 olaylarına ilişkin tasarı 24 Nisan öncesinde ABD Senatosu Genel Kurul gündemine alınmadı. Senato tatile girdiği için tasarı kadük oldu

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin perşembe günü kabul ettiği, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını destekleyen karar tasarısı, Paskalya tatiline girmeye hazırlanan Senato Genel Kurul gündemine alınmadı. Tasarı, 1915 olaylarının yıldönümü olan 24 Nisan’dan önceki son çalışma gününde gündeme alınmadığı için içerik açısından kadük oldu. Zira ABD senatosu, cuma günü yapılan oturumun ardından 16 günlük Paskalya tatiline girdi.



ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nde perşembe günü kabul edilen tasarı, ABD Başkanı Barack Obama’dan 24 Nisan’ın ABD’de de resmen anılmasını istiyordu. 28 Nisan’a kadar sürecek tatil öncesi Senato Genel Kurulu’nda gerçekleşen son oturumda hiçbir tartışmalı konu gündeme alınmadı, sadece üzerinde her iki partinin uzlaşmaya vardığı konularda gerçekleştirilen sözlü oylamalar gündeme alındı. 1915 olaylarına ilişkin tasarıya 5 Cumhuriyetçi senatör ‘hayır’ demişti.  ABD Senatosu’nun Dış İlişkiler Komitesi’nde perşembe günü yapılan oylamada söz konusu karar tasarısı 5’e karşı 12 oyla kabul edilmişti. Tasarıyı; Demokrat Parti’den 10, Cumhuriyetçilerden 8 senatörün bulunduğu komitenin başkanı Demokrat Partili New Jersey Senatörü Robert Menendez sunmuştu. Oylama öncesinde Menendez’in sunduğu değişiklik önergesi ile tasarının metninde Türkiye’nin isminin geçtiği tüm ifadeler çıkarılmıştı.

‘Diyalog ve empati’ çağrısı
Komite kararının ardından Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada “ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, alelacele ve acemice hazırlanmış gayrıciddi bir karar tasarısını oy çokluğuyla kabul etmek suretiyle, konum, yetki ve sorumluluk alanını aşan bir tasarrufta bulunmuştur. Tarihi ve hukuku çarpıtan bu siyasi istismar çabasını reddediyor, peşin hükümlü ve hukuki temelden yoksun sözkonusu girişime öncülük edenleri şiddetle kınıyoruz. İnsanlığa çok büyük acılar yaşatan Birinci Dünya Savaşı sırasında cereyan eden trajik 1915 olaylarına ilişkin adil bir hafızaya, bu ortak tarihin sahipleri olan Türkler ve Ermeniler tarafından birlikte diyalog ve empati yoluyla nasıl ulaşılabileceği yoğun biçimde ve her yönüyle esasen irdelenmektedir. ” denilmişti.